Hatay Depremzede Derneği, depremin üzerinden 16 ay geçmesine rağmen Hatay halkının mağduriyet yaşamaya devam ettiğini ve sorunların giderek arttığını belirtti. Dernek, düzenlediği basın toplantısında, çeşitli mahallelerden ve konteyner kentlerden gelen vatandaşlar ile STK, dernek, sendika ve siyasi parti temsilcilerinin katılımıyla Hatay’daki mevcut durumu değerlendirdi.
Basın toplantısında konuşan TİMOSEN Başkanı Ahmet Sert, hafriyat işçilerinin sorunlarını dile getirirken, Çekmece Mahallesi sakini Naci Yeşiloğlu, rezerv alan ile ilgili sıkıntıları aktardı. Selim Nevzat Şahin Anadolu Lisesi Okul Aile Birliği Başkan Yardımcısı Çiğdem Aslan, okul binalarının halen emniyet birimlerince kullanılmasından duyduğu rahatsızlığı ifade etti. Prefabrik çarşı esnafı Doğan Bilmez, esnafların karşılaştığı zorlukları anlatırken, Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Behzat Can ise kayıp ailelerinin yaşadığı mağduriyetlere dikkat çekti.
Toplantıda, depremin üzerinden 16 ay geçtiği ve bunun 500 güne karşılık geldiği hatırlatılarak, zaman geçtikçe daralması gereken sorun çemberinin Hatay halkı için genişlemeye devam ettiği vurgulandı. Dernek, “Zaman geçtikçe daralması gereken sorun çemberi Hatay halkı için genişlemeye devam ediyor. İçine aldığı her Hataylıyı boğan, sıkıştıran bir genişlemeden söz etmekteyiz,” dedi.
Hatay Depremzede Derneği’nin açıklaması şöyle devam etti:
“Çadırları ve 21 metrekarelik konteynerlarıyla boğan, günlerce süren elektriksizlik ve susuzluğuyla boğan, riskli alan ile başlayıp kentsel dönüşüm ve rezerv alan meselelerinin belirsizliğiyle boğan, git gide artan fiyatlarıyla ekonomik kaygıya, doğanın talan edilmesiyle ekolojik kaygıya boğan bir genişlik. Geçen bir buçuk yıla yakın sürede anayasal haklarımızdan biri olan barınma hakkına dahi ulaşamadık. Geçtiğimiz günlerde ülkenin gündemi haline gelen ‘Hatay halkı 500 gündür 21 metrekarelik konteynerlarda yaşıyor’ başlığı, bu kentin her günkü acı gündemi. Yanan konteynerler, günlerce suya ve elektriğe erişemeyen konteynerler, konteyner kentlerdeki hijyen sorunları, bulaşıcı hastalıklar, salgınlar…”
Açıklamada, “16. ayda bir kez daha soruyoruz: ‘Bir yılda teslim edeceğinize dair söz verdiğiniz kalıcı konutlar nerede? Şimdiye kadar inşa edilen Toki’lerin altyapı ve üstyapı çalışmaları neden yapılmıyor? Bu halkı gidilecek bir yolu dahi olmayan Toki konutlarına ne zaman, hangi koşullarda yerleştireceksiniz? Toki’ler anahtar tesliminden ne kadar zaman sonra hazır olacak? Riskli alan yasası ile başlayıp Kentsel Dönüşüm ve Rezerv Alan yasası ile devam eden belirsizlik yumağı, yetkililerin birbiri hatta kendileri ile çelişen söylemleri, borçlandırılma süreci ve yeni yerleşim yerlerindeki muamma daha ne kadar Hatay halkının kafasını kurcalayacak, yaşamını ve geleceğini kurgulamasını daha ne kadar engelleyecek? Az hasarlı ve hasarsız binalarımızın yıkılmasını kabul etmiyor, Hatay halkı olarak kalıcı konutlarımızı bedelsiz istiyoruz. Hatay’ın yeniden inşasında bilimsel yöntemler kullanılmalıdır. Bilim insanlarının ısrarla önerdiği deprem dirençli kentlerin oluşması için gereken tüm adımlar ivedilikle atılmalıdır.”
Depremin ilk günlerinde yalnız ve çaresiz bırakılan, ölüme terk edilen Hatay halkının çocukları olarak yaşadıklarını unutmayacaklarını ve affetmeyeceklerini belirten dernek yetkilileri, “16 ay geçmiş olmasına rağmen bu yalnızlığı ve çaresizliği yaşamaya devam ediyoruz. Yetkililere soruyoruz: ‘Bir halk bunca sorunla boğuşuyorken, halkın sorunlarını çözmüyorken nasıl oluyor da konforlu bir yaşam sürmeye devam edebiliyor, uykularınızı rahat uyuyabiliyorsunuz?’ Bizler bu belirsiz ve sorunlu yaşamı reddediyor, yetkililerin bu ülkenin vatandaşlarının sesine kulak vermesini bekliyoruz,” şeklinde konuştu. – Mehmet Durmaz-