Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Hatay Günleri Tamam!

Peki Ya Tarih ve

Peki Ya Tarih ve Kültür!

Denizli’deki Laodikya Antik Kenti’nde yer alan, Helenistik döneme ait tiyatro, kazı ve restorasyon çalışmalarının ardından turizmin hizmetine sunulmaya hazırlanıyor… Antalya ise Türkiye’de bulunan dünyanın en eski gemi batığını UNESCO merkezinde, Paris’te tanıtıyor… Antakya özelinde duranlar ise hala makro ölçekte bir tarih ve kültür planlaması yapma noktasında ‘başlık’ arıyor!

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan, içinde, İncil’de adı geçen yedi kiliseden birinin bulunduğu Laodikya Antik Kenti’nde sona yaklaşan kazı ve restorasyon çalışmaları, Denizli turizmi için hazırlıklarını tamamlama aşamasında… Deniz, kum ve güneş turizmi ile bilinen Antalya ise Türkiye’de bulunan dünyanın en eski gemi batığını UNESCO merkezinde, Paris’te tanıtıyor…
Eldeki örnekler, tarih ve kültürü ile binlerce yıllık bir mirasa hükmeden Antakya özelinde Hatay’ın ‘ulusal’ ya da ‘uluslararası’ arenada ne yaptığına dair sorguyu bir kez daha gündeme taşıyor. Taşırken de, kent turizminin tarihi ve kültürel emanetlerinin ne kadar etkin tanıtıldığı tartışmasını da alevlendiriyor.
-HATAY GÜNLERİ!-
Tartışılan başlık ne zaman gündeme gelir ve bugüne kadar paylaşılan sorular ‘cevaplarıyla’ ne zaman buluşturulur bilinmiyor, ancak Hatay’ın gündeminde şimdilik ‘Hatay Günleri’ var! Özellikle, ‘yiyecek stantlarında yaşanan sıkıntılarla ve Hataylı olmayanların Hatay Günleri’nde stant açabilmesi’ tarzındaki sorunlarıyla gündeme gelen bu önemli kent platformu için geçtiğimiz günlerde bir araya gelen kent idarecileri, bu başlıkta biriken sorunları minimize etme adına konuyu geçtiğimiz günlerde masaya yatırdı. Yapılan toplantıya dair paylaşılan bilgide, “İlimizin tarih, kültür ve gastronomi değerlerinin Ankara, İstanbul, İzmir gibi ilerde tanıtılması amacıyla düzenlenen Hatay Günleri etkinliklerine belirli bir standart getirilmesi maksadıyla neler yapılabileceğine ilişkin…” ifadesi kullanıldı.
Gerçekleşen toplantıya ilişkin konuşan bir turizmcinin değerlendirmesi mi?
“Detayları bilmiyoruz, ama… Niye toplandıklarını biliyoruz! Öylesine ‘politikasız’ bir süreç yaşadı ki Hatay Günleri, bu işi çok bilmeyenlerin elinde, adeta bu insanlara deneyim kazandıran bir alan oldu. Ama deneyimsizler deneyim kazanacak diye de Hatay Günleri kaybetti. Bugüne kadar çok yanlışlar yapıldı, yaşandı. Ama hep de göz ardı edildi. Görmezden gelindi. Şimdi ise ‘hadi düzeltelim’ denmiş. Bu da iyi! Durum, ‘zararın neresinden dönsek kardır’ hali! Dönerler mi, dönebilirler mi, bilmiyorum. Dilerim!
Sorduğunuza gelelim. Deniz ve Antalya örnekleriniz oldukça yerinde. Tespitte durduğunuz yer de! Çünkü turizm, sahip olduklarınızı pazarlayabilme gücü ve yeteneğidir. Bir şeye sahip olmak size bir şey kazandırmaz. Ama sahip olduğunuzu anlatabildiğiniz kadar varsınız. Anlatabildiğiniz kadar merak uyandırırsınız. Sorun da burada. Bizler, çok şeye sahibiz. Ama anlatamıyoruz. Anlatabilecek insanlarla çalışmıyoruz. Yanlışlar yanlışlarla sürüyor. O nedenle, Hatay Günleri toplantısı gibi, mevcut tarihi ve kültürel alanların sıkıntıları için de bir toplantı yapılmalı. Bilenler konuşmalı. Pazarlamadaki sorunlar tespit edilebilmeli. Bu kent milyonları ağırlayabilmeli. Ama gelen birkaç otobüs yerli turist için halaya durmamalı! Bu kent fazlasını hak ediyor. Tabi, hak ettiği gibi yönetiliyor mu, diye de sormak gerekiyor. Dürüstçe, bu soruyu herkes kendine sorsun. Cevap versin ardından!”
-ANTALYA!-
Denizli’deki Laodikya Antik Kenti’ni konuşan bizler, yıllar önce gündeme taşınan, Samandağ ilçesindeki Seleucia Pieria Antik Kenti’nde neredeyiz, soralım! Sorarken de, bu alana yönelik hazırlanan kazı projesinin neden rafa kaldırıldığını da sorgulayalım… Kent turizmine katılması gereken böylesi tarihsel bir alanın neden ‘bekletildiğinin’ cevabını beklediğimizin de altını çizelim…
Hatay’ın kendi ‘nadasında’ beklemeye aldığı turizm sektörü çıkış kapısını ararken; Deniz, kum ve güneş turizmi ile bilinen Antalya, Türkiye’de bulunan dünyanın en eski gemi batığını geçtiğimiz günlerde UNESCO merkezinde, Paris’te gerçekleşen bir konferans eşliğinde tanıttı.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) Fransa’nın başkenti Paris’teki genel merkezinde düzenlenen konferansta, Türkiye’de bulunan dünya-nın en eski gemi batığı tanıtılırken, konuşan isim, Akdeniz Üniversitesi Sualtı Araştırmaları Merkezi Öğretim Üyesi Öniz oldu. Yeni bulunan 3 bin 600 yıllık gemi batığının dünya basınında geniş yer bulduğunu vurgulayan Öniz, konferansta, batık gemi hakkında fotoğraflarla detaylı bilgi verdi.
-SIRA VATANDAŞ’TA-
Denizli ve Antalya örneklerini sorduğumuz bazı vatandaşlar ise Hatay Günleri ile ilgili son toplantıyı değerlendirdiler.
C.V. >> Bir iki kez ziyaret etme fırsatım olmuştu. Sanırım artık İzmir’de yapmıyorlar. İstanbul’dakini hatırlıyorum. Eyüp’te miydi? Ama yemekler hem leziz değildi, hem çok pahalı. Zaten tüm sorun, gıda tarafında! Toplantı da bunun için olmuştur. Şikayet konusu olan fiyatlar, hijyen ya da katılımcı kimlikleri tartışılmıştır! Ben, açıkçası, Hatay Günleri diye söylenen fuarların ‘tanıtıma bir katkı’ verdiğini düşünmüyorum. Çünkü PR kısmı hep çok kötü. Gelenler de zaten, bizlerin bildiği ve sahip çıktığı binlerce yıllık kente gelmiyor, ama ucuz yöresel bir şeyler bulur muyum, diye geliyor. Çünkü şehirlerin fuar alanları böyle algılanıyor. Tabi siz havada takla attırdığınız künefenin bedava dağıtım kuyruğunu ‘yoğunluk var’ diye kamuoyuyla paylaş-maya devam ederseniz, o tanıtım günleri ‘kasaba panayır günleri’ olma ötesine geçemez bence!
Y.O. >> Denizli de Antalya da, aslında Antakya’nın eline su dökebilecek şehirler değil, tarih konusunda. Ama şansızlığımız, yönetilemeyen değerlerimiz var. Şu Hatay Günleri’nde yaşanan sorunlar kadar kentin tarihi emanetlerini de bir gün toplantıda masaya yatırsalar ya… Bakımsızlıkları konuşsalar… Birçok yerde yaşanan rezaletleri cesaretlice dile getirebilseler… Yapabilirler mi?
U.P. >> Vatikan’ın ‘hac yeridir’ diye onay verdiği bir kiliseniz var. Ama gidiyorsunuz, yol kötü… Etraf bakımsız… Kiliseye giden yolu öyle bir hale getirin ki, insanlar, o yolun sonunda onları bekleyecekleri şeyin heyecanını hissetsinler. Bu yapılıyor mu? Hayır! Ama Hatay Günleri de önemli tabi! Oruk kaçtan gitmeli? Künefe kaç kere takla attırılmalı? Cevap bulabilmişler mi bari? -Tamer Yazar-