Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Hatay İçin Rapor Rant mı, Sabotaj mı?

HDP Adana Milletvekili Tülay

HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç, Hatay’daki yangında zarar gören bölgelerde herhangi bir yapılaşmaya izin verilmemesi gerektiğini kaydetti. HDP’nin oluşturduğu heyet ile İskenderun’a gittiklerini anlatan Oruç, karşılaştıkları manzara nedeniyle heyet olarak ciddi kaygılar taşıdıklarını söyledi.

Günler süren yangınları incelemek için Hatay’a gelen HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç, HDP Gaziantep Milletvekili / Prof. Dr. Mahmut Toğrul ve HDP Mersin Milletvekili / TBMM Tarım Komisyonu üyesi Rıdvan Torun ile Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, son dönemde çıkan orman yangınlarıyla ilgili değerlendirmede bulundu, heyet olarak hazırladıkları raporu paylaştı.
-HEYET RAPORU-
Konuya ilişkin açıklamada şu bilgiye yer verildi:
“Merkez Yürütme Kurulumuzun bilgisi ve koordinasyonunda, Ekoloji Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Naci Sönmez, Adana Milletvekili ve Eş Genel Başkan Yardımcımız Tülay Hatimoğulları, Mersin Milletvekili Rıdvan Turan ve Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul’dan oluşmuş olan HDP heyeti, Hatay’da meydana gelen orman yangınları için bölgeye gitmiş, gerekli incelemelerde bulunarak, Parti Örgütümüz ve Kurum temsilcileriyle yapılan toplantılardan da edindiği bilgiler ışığında, olay ile ilgili raporunu MYK’ya ve kamuoyuna sunulmak üzere hazırlamıştır.”
Hatay’a dair heyetin yangın sahasındaki gözlemleri ve alınan bilgiler ışığında durum tespiti ve atılması gereken adımlar şöyle sıralandı:
1. Hatay’da meydana gelen orman yangınında, ülkenin farklı bölgelerinde son yıllarda yoğun bir şekilde meydana gelen yangınlarla benzerlikler içerdiği, Devlet Kurumları başta olmak üzere, hiçbir birimin iklim değişikliği ve genel olarak yangına sebep olabilecek önlemler açısından gerekli hazırlığa sahip olmadığı tespit edilmiştir.
2. Plansız kentleşme politikaları, ormanlık bölgelerdeki yapılaşmalar ve bu yapılaşmalar ruhsatlandırılırken gerekli olan koruma bantlarının olmaması, Hatay yangının söndürülmesi sırasında zararın büyük olmasına neden olduğu görülmüştür.
3. Eylül 2020 ayında, Hatay ilinin Antakya ve Samandağ ilçelerinde 3800 Hektar, 9-10 2020 tarihinde de Hatay İlinin İskenderun, Belen ve Aruz ilçelerindeki 1000 Hektar orman alanı ile bölgede son bir ayda toplam 5000 Hektar orman alanı yok olmuş durumdadır.
4. Bu yangınların esas olarak çıkmasına neden olan şeyin, Dünya’da hızla artış gösteren sera gazlarının, iklim değişikliğine bağlı yeni durumun ve bölgede yaz aylarının oldukça kurak geçmesinin olduğu anlaşılmaktadır.
5. Diğer taraftan, Hatay ilinin Antakya ve Samandağ ilçelerinde, uzak yerleşim yerlerinde kaçak kenevir üretimi yapan uyuşturucu tacirlerinin, delil yok etme amacıyla ve İskenderun, Belen ve Aruz ilçelerinde de 2-B arazileri ile tarımsal alanların imara açılmasından kaynaklı şüpheli bir durumun olduğu da incelemelerimizde dikkat çekmiştir.
6. Ayrıca bölgede yaptığımız inceleme ve vatandaşlardan aldığımız izlenim, şüpheli birkaç hususun daha olduğunu göstermektedir. Kent içerisinde orman yangının çıkış sebebi olarak, elektrik trafosu olduğu sıkça dile getirilen bir sebep olarak ifade edilmiştir. Çok sayıda şahitliğin ve sosyal medya paylaşımlarının bunu desteklediği görülmektedir. Valiliğin ilk yaptığı açıklamasının da bu yönde olduğunu hatırlatmak isteriz.
7. Bir diğer edinilen bilgi ise, merkezdeki yangına uzak olan bir bölgede de aynı anda yangın çıkmış olmasıdır. Bu da sabotaj ihtimallerini güçlendiren ifadeler olmuştur. Yerel kaynakların anlatımlarına göre, olay, krom madeni ile ilişkilendirilmektedir. Çok sayıda ifade bu yönde olmuştur. Ayrıca son yıllarda yanan bölgelerin imara açılması ve maden işletme sahası olarak da belirlenmesi, dikkat çekici bir durum olarak tespit edilmiştir.
8. Yangın sonrası kimi yetkili kurumların ve Ormancılar Derneği’nin açıklamaları, özellikle İktidar tarafından yaratılmak istenen ‘terör’ algısını doğrulamadığı, yangından zarar gören vatandaşlarında anlattıkları da bu ihtimalin geçerli bir maddi kanıtı olmadığını göstermektedir.
9. Özellikle yangın süresince, yerel kolluk kuvvetleri, kimi köy ve mahallelerde milliyetçi hezeyanlar yaratmak için provakatif girişimlerde bulunmuşlar, bunun için kimi genç grupların yangın süresinde şoven bir motivasyonla, özellikle Kürt vatandaşlara yönelik tehdit girişimleri de incelemelerimizde gözlenmiştir. Son dönemlerde sık aralıklarla meydana gelen orman yangınlarından çıkan sonuçları ve alınması gereken önlemleri sıralayacak olursak…
Orman yangın alarmı önlemleri mutlaka alınmalıdır. Yangınları önleyici tedbirlerin alınması, uygulanması ve denetlenmesindeki eksikliklerin ivedilikle giderilmesi gerekir. Kent merkezlerinin, yerleşim yerlerinin ormana yeterli mesafede olması ve mutlaka koruma bandının (en az 50 metre) zorunlu hale getirilmesi sağlanmalıdır. Rant için ve kentleşme vizyonundan yoksun bir şekilde ormanlık alanların imara açılmasına son verilmelidir. Orman arazilerinin kentleşme uğruna talan edilmesine son verilmesi gerektiği gibi, 2-B arazilerinin kamunun elinden çıkarılmasına yönelik yasal düzenlemelerden vazgeçilmelidir. İmar barışı, İmar affı gibi yasaların sık aralıklarla çıkarılması, orman alanlarına yönelik tehditleri artırmaktadır. Bu tür yasal düzenlemelerden vazgeçilmelidir. Ormanların içinde yayla evleri yapılmasına, kaçak yapılaşmaya izin verilmemelidir. Yangın söndürme personel ve ekipmanlarının güçlendirilmesi, sayılarının artırılması sağlanmalı, bu alan yönelik bütçe ve destekler artırılmalıdır. Hatay yangını sonrası zarar gören bölgelerde herhangi bir yapılaşmaya izin verilmemesi, bölgenin hızla yeniden ağaçlandırılması gerekir. Yangından zarar gören vatandaşların zararları bir an önce ve ivedilikle karşılanmalıdır.
Hatay Valiliği’nce ifade edilen sabotaj ihtimaline yönelik soruşturmanın savsaklanmadan etkin bir şekilde yürütülmesi ve gelişmelerle ilgili olarak halkın bilgilendirilmesi yanında, mahkemece tutuklanan kişilere ait dosyadaki gizlilik kararının ve dosyaya erişim engelinin hızla kaldırılması sağlanmalıdır. Soruşturma üzerinde şaibeler şeffaflık ve hukuk içinde kalınarak giderilmelidir. -Tamer Yazar-