Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Volkan İcil
Volkan İcil

Hatay, iyileşme mücadelesini Türkiye’nin en basiretsiz siyasetçileriyle veriyor

 

Antakya’da yaşamak bir kabus haline geldi. Şehir iyileştirilmeye çalışılıyor ama maalesef insan hayatı hiçe sayılıyor desek yeridir. Her yer şantiye, her yer kamyon, her yer kuralsızlık, her yer denetimsizlik… Üçüncü yıla giriyoruz ama kimse iyileşmiyor. İnsan hayatı her gün daha da zorlaşıyor.
Yağmur yağmasa toz ve kuraklık, yağmur yağsa sel ve taşkınlar…
Bunca zaman ne yapıldı? Tüm belediyeler ve yetkililer görünmeyen işler yaptıklarını belirtiyorlar. “Altyapı yapıyoruz, bir şehrin altyapısı kolay değişmez” dediler ama vitrin olarak sergileneceğini düşündüğümüz Atatürk Caddesi bile altyapı konusunda sınıfta kaldı. Sayısız sorun var ve aslında bu yazımda herkesin her gün gördüğü sorunları sıralamanın da bir anlamı olmadığını düşünüyorum.

Vatandaşın, gazetecilerin, aktivistlerin dilinde tüy bitti ama maalesef değişen bir şey yok. İşin düşündürücü tarafı da kimse hatasını kabul etmiyor. Hiçbir yönetim, hiçbir yetkili çıkıp da kötü yönettiğini itiraf etmiyor. Bu şehirde yaşayan hemen hemen tüm insanların hem aynı konularda hem de farklı konularda şikayetleri olduğunu biliyorlar ama dillerinde hep aynı türkü:
“Deprem, deprem, deprem…”
“Altyapı, altyapı, altyapı…”
“Yol yaptık, yol yaptık, yol yaptık…”
“Bakın, her ilçemize eşit hizmet veriyoruz ha!” — sanki ayırt etmeye hakları varmış gibi…
“Bakın, biz Alevi-Sünni ayırmıyoruz ha!” — sanki ayırmaya hakları varmış gibi…
Bir de çıkıp teşekkür bekliyorlar!

Ben bunlara siyasetçi değil, gösteri odaklı figüranlar diyorum. Kimisi iktidar, kimisi muhalefet. Evet, evet, tam olarak böyle. “Dur, her kutuptan birini alayım da beni cezaevine atmasınlar” kafası değil yani; gerçek neyse o. Hatay’daki siyasetçilerin hepsi pastadan pay alma peşinde. İlçe belediye başkanlarından tutun da milletvekillerine, AKP’sinden CHP’sine, Türkiye İşçi Partisi’ne kadar… Pastadan lokmasını alan herkes depremi de unuttu, depremde gelmeyenleri de unuttu, depremden sonra yaşananları da, yaşatılanları da unuttu.

Ben insanın unutabilen bir varlık olduğunu kendimden biliyorum.
Siyasetçilerin ne kadar yalancı insanlar olduklarını bugün öğrenmedim.
Fakat tüm kalbimle belirtmek isterim ki bu Hatay siyasetçileri öyle basiretsiz ki, Türkiye’de daha beteri yok.

Ne yazılabilir ki? Kalemlerimiz bile küsüyor artık kağıda…
“Boşa yazma” diyor bize.
Biz de içimizde kalacağına, tarihe not düşmek için dolduruyoruz hala satırları.

Karıncaya sormuşlar:
“Orman yanıyor, sen ağzındaki su damlasıyla ne yapabilirsin ki?”
Karınca da demiş ki:
“Belki yangını söndüremem ama maksat safımız belli olsun.”

Bizimki de o misal işte…

Gazetecilik bir yana, duygusal bir Antakyalının dilinden yazdım bu köşe yazısını. Bu basiretsizleri bilen bilir de, bilmeyen birkaç kişi varsa ve benim kalemime değer veriyorsa onlara bir katkım olsun istedim.
Bugün bu koşullardaysanız, bilin ki kendi iradenizle seçtiğiniz başkanların, vekillerin eylemsizliği ve kendi paylarının peşinde olmaları yüzünden bu haldesiniz.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER