Soru da, Sorgu da Aynı!
Türk-Alman Üniversitesi (TAU) / TAU Göç ve Uyum Araştırmaları Merkezi – TAGU Müdürü Prof. Dr.M. Murat Erdoğan: “Bu olayın geçici bir konu olmadığını, 2012 ve 2013’ten itibaren konunun uzmanları biliyordu aslında. Bugün bile Türkiye’de hala ‘giderler mi, kalırlar mı’ tartışmaları var ama… Biz bu tartışmaları 2014’te tamamladık.”
Antakya’dan Reyhanlı’ya, 400 bini aşkın Suriyeli sığınmacının misafirliğinde duran Hatay’da, sık sık, yerel idareciler eliyle gündeme gelen ‘dönecekler mi?’ tartışmasının son adresi, HaberTürk TV’de yayınlanan Fatih Altaylı’nın “Teke Tek Bilim” programı oldu. Programın konukları arasında; Türk-Alman Üniversitesi (TAU) / TAU Göç ve Uyum Araştırmaları Merkezi – TAGU Müdürü Prof. Dr. M. Murat Erdoğan, Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın ve Brookings Enstitüsü Kıdemli Uzmanı Prof. Dr. Kemal Kirişçi yer aldı.
Bu konuda çok sayıda araştırmaya imza atmış, Hatay kamuoyunun da bu anlamda yakından bildiği Prof. Dr. M. Murat Erdoğan’ın tespitleri, oldukça çarpıcı bir noktada ilerledi.
“2012 senesinin Ağustos ayında, dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ki o zaman Türkiye’de 67 bin Suriyeli vardı. Demişti ki; ‘Bu sayı çok yüksek ve bu rakam 100 binlere ulaşırsa, çok daha farklı önlemler almak zorunda kalacağız!’ Aslında bir uyarıda bulunuyordu. Ancak bu sözlerin üzerinden 3 ay bile geçmeden, Türkiye’deki sayı 300 binleri buldu. Şu an ise, Türkiye’de, geçici koruma altındaki Suriyeli sayısı 3 Milyon 610 Bin. Yaklaşık, 110-120 bin, vatandaşlık verdiğimiz Suriyeli bulunuyor. Ayrıca, 120 bin kadar da, Türkiye’de ikametle kalan Suriyeli var. Yani toplamda, 4 Milyon civarında bir Suriyeliden bahsediyoruz.”
-ALTAYLI-
‘Giderler mi Kalırlar mı’ tartışmasına, programın ardından kaleme aldığı köşesinden paylaştığı tespitlerle cevap veren Fatih Altaylı ise bu tespitlerini şöyle sıraladı:
“Türkiye’deki Suriyelilerin 1,3 milyonu çeşitli işlerde çalışıyorlar. Bunların yüzde 70’e yakını kayıt dışı çalıştırılıyor. 30 bin kadar Suriyeli genç, Türk üniversitelerinde eğitim alıyor. 600 bin kadarı ise ilk ve orta öğretimde Türk okullarına devam ediyor. Geçen 9 yıllık sürede, Türklerin, Suriyelileri isteme oranı sürekli olarak düşüyor. Suriyeli sığınmacı karşıtlığı ise giderek artan oranda yükseliyor. Ve Suriyelilerin, Suriye’de işler hızla normale dönse bile gitme ihtimali yok. Esad devrilse bile, hemen hemen tamamı Türkiye’de kalmaya devam edecek. Hemen hemen derken, en az yüzde 90’ı.”
-YENİ DURUM!-
Konuşması içerisinde, “Sosyolojik olarak yeni bir durumla karşı karşıyayız” diyen, Türk-Alman Üniversitesi (TAU) / TAU Göç ve Uyum Araştırmaları Merkezi – TAGU Müdürü Prof. Dr. M. Murat Erdoğan, şöyle devam etti:
“Suriyelilerin Türkiye’den gitmeyeceği, açık. Biz bunu, en azından Akademisyenler olarak söylüyoruz. Bu bir tercih değil, bir vaka. Dolayısıyla, nüfusun yüzde 5’ine ulaşan bir kitleyle Türk Toplumu bir arada yaşamayı acaba nasıl başarabilecek? Türkiye’nin içindeki sosyal kırılganlık alanlarına, acaba yeni kırılganlık, çatışma alanları mı eklenecek, yoksa bu süreci daha iyi yönetebilir miyiz? İşte bunu anlayabilmek için, sahada ne olduğunu görmek lazım.
Kamu kurumları ve siyasetçiler bir şeyler açıklıyor ama… Bizim derdimiz, hem Türk Toplumu’nun duygularını, kaygılarını, düşüncelerini ve itirazlarını anlayabilmek, ama aynı zamanda, Türkiye’de 10 yılı bulan bir yaşamı geride bırakmış olan Suriyelilerin de geleceğe nasıl baktıklarını, Türkiye’deki yaşamla ilgili kaygılarını, düşüncelerini anlayabilmek.
Bugün itibariyle, Türkiye’de doğmuş Suriyeli bebek sayısı 600 bini aşmış durumda. 610 bin civarında. Şu an, 680 bin dolayındaki Suriyeli çocuk da, Türkiye’de devlet okullarına gidiyor, Türkçe öğrenim görüyor. Yine yaklaşık 33 bin kadar Suriyeli üniversite öğrencisi var. Ve en az 1 milyon Suriyeli de çalışma hayatının içerisinde.
Bambaşka bir sosyolojik gerçekle birlikteyiz. Siyasetin bir kısmı, ‘biz orada bir etki yaratırsak, oraya göndeririz’ diyor. Bir kısmı, ‘Biz, Esad ile barışırsak göndeririz’ diyor ama… Bence, bu saatten sonra, Türkiye’nin kendisine odaklanması lazım. Zira bu saatten sonra Suriye’de olan hiçbir şey, Türkiye’deki Suriyelileri çok ilgilendirmeyecek.
Bununla alakalı olarak, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği desteğiyle bir çalışma gerçekleştirdik. Çünkü çok küçümsenecek bir durumla karşı karşıya değiliz. Tam tersine! Çok ciddiye almamız gereken bir şey. Hele ki, Türkiye gibi gerginliğin ve çatışmaların çok yüksek olduğu bir yerde. Bu anlamda, sonradan bu ülkeye gelenlerin, bir takım olumsuzluklarla karşı karşıya kalmaları ve bunun da toplumu zehirleme ihtimali çok yüksek.”
-SÖZÜN ÖZÜ!-
Suriyeliler Barometresi 2019 çalışmasının, mevcut tablo konusunda politikacılara yol göstermesini istediklerini ifade eden, Türk-Alman Üniversitesi (TAU) / TAU Göç ve Uyum Araştırmaları Merkezi – TAGU Müdürü Prof. Dr. M. Murat Erdoğan, “Artık duygusal söylemleri bir kenara bırakmanın zamanı geldi” tespitinde durdu ve şunları söyledi:
“Şu an, Hükümet Partisinin, dönüp de ‘Biz bu konuda bir hata yaptık, bunlar burada kalıyorlar’ demesini zaten beklemiyoruz. Ama bu kalıcılığı da fark edip, onla ilgili politikalar uygulamak ve Türk Toplumu’nun bu konudaki sıkıntısını anlamak, onun dayanıklılığını biraz daha sürdürülebilir kılmak çok önemli. Siyaset, biraz bundan kaçıyor gibi.” -Tamer Yazar-