vrhatay.com’da duralım mı?
Deloitte tarafından hazırlanan “COVID-19 Türkiye’de Turizm ve Konaklama Sektörü Raporu”na göre, bu dönem, yeni iş modelleri ve fırsatlarını da beraberinde getiriyor. Hatay Arkeoloji Müzesi, ören yerleri ve ilçeler olmak üzere, Hatay’ı, evimizden 360 derece Vr teknolojisi ile havadan ve yerden gezebileceğimiz vrhatay.com sitesi de bu süreci yakalamaya dair. Bugün, o süreci ne kadar yakaladığımıza bir bakalım mı?
Uluslararası danışmanlık firması Deloitte’tan yapılan açıklamaya göre, dünya, koronavirüs salgınından nasıl korunacağının yollarını ararken, bir yandan da virüsün etkilerinin, küresel ekonomi ve sektörlere olan yansımasını kontrol etmeye çalışıyor. Peki, eldeki tablo mu?
Dünyada, 200’ün üzerinde ülkeye yayılarak pandemiye dönüşen koronavirüs salgını nedeniyle birçok ülke sınırlarını kapattı, uçuşları iptal etti, sokağa çıkma yasağı uyguladı. Virüsün yayılımını engellemek için alınan bu tedbirler, birçok sektör gibi turizm sektörünü de durma noktasına getirdi. Deloitte tarafından hazırlanan “COVID-19 Türkiye’de Turizm ve Konaklama Sektörü Raporu”na biraz da bu yönden bakalım mı?
-SALGIN SONRASI-
Rapora göre, sektör, rezervasyon iptallerinden personel yönetimine, finansmandan gelecek döneme ilişkin operasyonel stratejilere kadar hassas bir dönemden geçiyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen Deloitte Ulaştırma, Turizm ve Hizmet Sektör Lideri Osman Arslan, yeni fırsatlara değinirken, şu tespiti yapıyor:
“Bu dönem; yeni teslimat konseptleri, beşeri sermaye paylaşım platformları, ‘staycation veya holistay konsepti’ olarak adlandırılan, insanların mevcut kendi yaşam alanında yaptıkları tatil ve aktivite konsepti gibi yeni iş modellerini ve fırsatları da getiriyor. Asya’daki meslektaşlarımız, henüz sadece başlangıç noktasında olmasına rağmen, sektörde yerel bazda bir toparlanma görüyorlar. Bu gelişme, bu aşamada sektöre umut ışığı vermektedir.”
-SANAL TUR-
Eldeki bu zorunlu değişim tablosuna Hatay’ı da ekleyen gelişme ise sanal turlar. Mobil seyahat uygulaması Piri’nin Kurucusu Tülin Yücel Altaş’ın da altını çizdiği bu yeni seyahat uygulaması, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sebebiyle evde kalanların ilgisiyle, yepyeni bir rekabet pastası yaratmış durumda. Hatay’ı bu koşu maratonuna çıkartan proje ise “vrhatay.com” uygulaması.
Konuya ilişkin konuşan isim, projenin mimarlığını da yapan bir isim, Hatay Turizm Derneği Başkanı Hakan Boyacı. Hatay’ın tüm ilçelerinin yüksek çözünürlü görsellerinin kullanıldığı uygulama için konuşan Boyacı, “Merhaba. Bu zor günlerde, Hatay’ın tanıtımına katkı sağlayacak bir projeyi hayata geçirdik. Hatay Arkeoloji Müzesi, Ören Yerleri ve İlçelerimiz olmak üzere, Hatay’ı, evimizden 360 derece Vr teknolojisi ile havadan ve yerden gezebileceğimiz vrhatay.com sitesi yayına girmiştir. Şimdilik evdeyiz. Güzel ve güneşli günlerde buluşmak, zor günleri atlatmak ümidiyle…” mesajını paylaştı geçtiğimiz günlerde.
Hatay adına hayata geçirilen proje neden önemli, bunun cevabı, seyahat uygulaması Piri’nin Kurucusu Tülin Yücel Altaş’tan gelsin…
“Kullanıcılarımızın büyük bölümü, gitmeden önce o şehre hazırlanmak ya da bir sonraki seyahati için ilham toplamak için turlarımızı önce uzaktan dinliyor.”
“Evde Kal, Evde Keşfet” kampanyası ile ilerleyen bu sürecin içerisine giren Hatay için, Hatay Valiliği koordinasyonunda atılan adımı Antakya Gazetesi için değerlendiren bir turizmci, sistemi kullandıktan sonraki izlenimlerini ara başlıklar halinde şöyle aktardı:
-BÜYÜLEYİCİ-
Bu konudaki haberi ben de okudum. Dublin, Prag, Amsterdam ve Kapadokya gibi yerler çok revaçta, tabi İstanbul da. Hatay’ı bu listede yukarıya alabilmek mi? Kesinlikle mümkün. Bir kere siteye girer girmez, sizi, kuşbakışı bir Antakya görseli karşılıyor. 360 derece ile açılandırılmış bir çekimle, şehrin üzerinde size gezinme imkanı veriyor bu ilk adım. Görsel üzerinde beliren ‘ok’lar ise, sizi, kent içindeki diğer adreslere götürüyor. Mesela Hatay Arkeoloji Müzesi, Saint Pierre Kilisesi, Habib-i Neccar Cami, Kurtuluş Caddesi, Saray Caddesi, Kiliseler…
-TARİH!-
Bir şeyi ilk olarak ortaya koyduğunuzda, illa ki eksiklikleriniz olur, ki bu da normaldir. Mesela, ben bir sanal tur meraklısı biriysem, aradıklarım genelde belli başlıklarda ilerler. Şehrin kendisi, kültürü, yapısı, doğası ve tarihi geçmişi.
Mesela şunu anlamadım! Sanal Tur içinde; Hatay Valiliği Girişi, Hatay Valiliği Bahçe gibi, ciddi ciddi çok gereksiz detaylar var. Bina, tamam. Tarihi bir hikayesi vardır, paylaşılır. Ama diğerleri, gereksiz bir kalabalık yaratmış. Burada vermeniz gereken şey ‘çok şey’ değil, ama açlığı duyulan ‘turizm başlıkları’! Mesela, Antakya başlığında, dağdaki kale surları yok, ama Büyük Park’a dair yine çok gereksiz inanılmaz ayrıntılar var. Saint Simon Manastırı bir diğer örnek. Sprey boyaların tam temizlenmemiş halleri, 1. Kısım denilen görsellerde çok açık bir şekilde görülüyor. Bir kere bu, iyi niyetle hazırlanmış bir çalışma, ki herkesin eline sağlık. Ama! Çekim yapılan bir yerde bir ön hazırlık şart. Benim gördüğümü gören çok insan olacaktır. Bu da iyi bir puan değil. Ama asıl komedi de… Manastır alanında, kuşbakışı görsele yansıyan o harabe bina iskeleti! Yıllardır orada ve bir türlü o alan temizlenemedi. Bu, tarihe de ciddi bir saygısızlık.
-TEK DEĞİL, SON!
Bu detayı herkes yakalayamaz ama, siz eğer ‘inanç turizmi’ çerçevesinde de insanlara hitap edecekseniz, bilineni ‘makyajlamanıza hiç gerek yok. Vakıflı Köyü için, Türkiye’nin ‘tek Ermeni köyü’ ifadesi kullanılmış. Bir kere, bu, Türkiye Ermenileri için hoş olmayan bir tabir. Zira burası ‘tek’ değil, Anadolu’da kalan ‘son’ Ermeni köyü. Tek diyerek birilerini memnun edebilirsiniz ama, ‘son’ olduğunu bilenleri de kaybedersiniz. Emin olun, ‘son’ diyerek de çok bir şey kaybetmezsiniz. Ama ‘tek’ diyenler de haklı! ‘Son’ deseler, ‘niye son’ diyenlere ‘cevap’ vermek zorunda kalacaklar. Sanırım buna da hazır değiller.
-İSKELE!-
Bu tur sanal turlarda, izleyenlerde, ‘gitmeliyim’ ya da ‘görmeliyim’ duygusu yaratma hedefiniz vardır. O nedenle, sanal tur kapsamına aldığınız her görüntü ‘hazır’ olmak zorunda. Saint Simon Manastırı duvarlarındaki sprey boyaların görünmesi ya da oradaki o bina iskeleti, o anlamda ciddi hatalar. Buna dair bir durum, Batıayaz Köprüsü’nde de var. İnşaat iskeleleri görüyorsunuz her tarafında. Buna dair izleyene bilgi de verilmiyor. O nedenle, görsel hem karışık hem de bu açıdan biraz kirli!
Ama diğer taraftan, Titus Tüneli görselleri muhteşem. Sanırım Hatay’a gelenleri en fazla etkileyen yerlerden birisi burası. Ve Müze… Burası, bana göre en iddialı alanlardan biri. Her ne kadar sunum hatalarından bir türlü kendisini arındıramasa da… Açıkçası, burada da ona dair bir şey var! Görsellere dair Arkeoloji Müzesi Salon 13-1’de bir heykel çıkıyor karşınıza. Siz de buna dair çok haber yaptınız. Heykel’in ne olduğunu bakanlar anlayamıyor. Çünkü ona dair bilgi, heykelin arka tarafında oluşturulan bir bilgi tablosunda sıralı! Yani, müzeye gidenler de aynı ikilemi yaşıyor. Bakıyor, anlamıyor, ama… Sonradan, bilginin, heykelin arkasına monte edildiğini anlayıp biraz gülümsüyor!
Bir şey daha… Antakya’da Büyük Parkı ‘sanal tur’ programına alan arkadaşlarımızın yerinde olsaydım, Yayladağı görselleri içerisine kesinlikle çilek tarlalarını da eklerdim. Zira bu ilçe, yetiştirdiği organik ve kokulu çilekleri ile tüm Türkiye’de biliniyor.
Ayrıca, Payas Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi içinde çok yaşlı bir zeytin ağacı var, hala meyve veren… Bence o da es geçilmiş anlatımlarda. Sanal tur mantığında her başlığı detaylandırmazsın, ama eldeki en çarpıcı örnekleri de ‘izleyenleri´yakalamak için kullanmak da zorundasınız.
Son olarak, bu önemli projede, eski Antakya sokaklarını da görmek isterdim. Eski evler arasında ilerlemek ve birkaç yüzyıllık taş ve ahşabın evlerinde, tokmaklı kapılarda, taş avlularda, o avluların turunç ağaçlarının gölgesinde mola almak isterdim. Bu da yok! Oysaki bu kentin ‘amiral gemisi’ diye tabir edilen alanlarından biri burası.
-DİL TERCİHİ-
Eksiklikler, olması gerekenler, olmaması gerekenler, ‘yapılsaymış’ diye eklenenler… Bunların hepsini çöpe atsanız bile, tek bir şeyde duruyorsunuz. Bu site neden Türkçe? Elinizde, binlerce yıllık bir coğrafya var. Medeniyetlerin ev sahipliğinde bir kent var. İnanç turizminin dünyadaki pastasından pay alabilecek yerler var. Eski Roma denilenin en iyi örnekleri var. Ama siz, Türkçe anlatıyorsunuz kendinizi! Tamam, yerli turizm de önemli ama, en azından ‘dil tercihi’ olmalıydı. Var mı? Yok! ‘Zamanla olur’ derseniz, olmaz! Böyle şeyleri, o ilk açılışta hazır halde vermeniz gerek. Ama dedim ya, fikir güzel, proje güzel, görseller muazzam. Sadece eksiklikler, dünden bugüne süregelen, kronikleşmiş sorunlar, burada da kendini bariz bir şekilde göstermiş. -Tamer Yazar-