Dağlara, Maden Ocağı ve Taş Ocakları kurulmak isteniyor…
Kısa adı MAPEG olan Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü eliyle, ilimizde 9 ayrı noktada maden arama ve taş ocağı işletmeciliği için ruhsat girişimleri var.
Genel Müdürlük, yasa gereği, maden aranılacak ya da taş ocağı oluşturulacak bölgelerdeki yerleşim birimlerinde gerçekleştirilen toplantılarla halkı bilgilendirmede bulunuyor. Dağlarında, maden arama yapılacak ve taş ocağı işletmesi kurulması amaçlanan yerler arasında Antakya, Arsuz, Belen, Dörtyol ve Hassa da bulunuyor.
Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından 140.grup maden arama sahası için ihale yer ve tarihlerinin yer aldığı çizelgeye göre; Ülkemizin her yerinden toplam 766 alan, maden arama için ihale edilecek. Mera -Ormanlık alan veya tarım alanı mı olduğu, verilen koordinatlar sayesinde bulunabilecek.
9’U HATAY’DA
İzin istenen 4. Grup madenler arasında “sodyum, potasyum, lityum, iyot, bor tuzları” gibi 100’e yakın endüstriyel
Çevreciler, doğal yaşamı koruma dernekleri gibi, toplum sağlığı ve tabiat üzerinde duyarlılığı olan kurumların bu konudaki görüşü de özetle şöyle:
“Meramız yok, ama yaban hayatı koruma yanı sıra, hem tarım alanı hem hayvancılık faaliyetleri açısından önem taşıyan bu alanlar, yeni maden aramalarına açılacak. Arsuz’da bu iki alana, Belen ve Samandağ’daki diğer iki sahada ihaleler, 7 Eylül 2020 Pazartesi günü yapılıyor.
Türkiye’deki 766 maden arama alanından 2’si Arsuz’da 2’si Hassa’da, diğer sahalar ise Erzin, Dörtyol, Samandağ, Belen ve İskenderun’da. Arsuz-Samandağ-Belen üçgeninde, üstelik bölgede yaban ve doğal hayatı koruma, doğal tarım hamlesi yanı sıra Hatay Valiliği tarafından da Samandağ-Arsuz sahil yoluyla desteklenen turizm hedefi bu kadar belirleyici iken, bu uygulama düşündürücü. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün ihaleye açtığı bu sahalarda hangi madenlerin aranacağı ya da işletileceği de belirsiz.
Türkiye Çevre Platformu (TÜRÇEP) Danışma Kurulu, bütüncül bir çevresel etki değerlendirmesi yapılmadan ihale yapılmasını da ayrı bir hukuksuzluk olarak değerlendiriyor. İhalelerin durdurulmasını talep eden TURÇEP, toplumun tüm kesimlerine ‘işbirliği-güçbirliği’ çağrısı yaptı.
COVID-19-Ekolojik Mücadele-Pandemi üçgeninde esas problemin kaynağının; iklim değişikliği, madencilik faaliyetleri, endüstriyel tarım ve hayvancılık olduğunun, toplumun her kesimine bilgi olarak aktarma noktasında tabiat severler ortak fikirde buluşuyor. İleriki günlerde bakalım neler olacak?”
-Cemil Yıldız-