Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı Proje Ofisi tarafından desteklenen “Hatay’da Madenlere Hayır” adlı kısa belgesel film, Şirvan Oktay Görer tarafından çekilerek izleyiciyle buluştu. Belgesel, Hatay’ın doğal güzellikleri ve zengin kültürel mirası üzerindeki madencilik faaliyetlerinin yarattığı tehdidi vurguluyor.
Belgeselde yer alan akademisyen Neval Oğan Balkız, “Kentler tarih içerisinde kendi kültürel öznelliğe yarattıkları ilişkiler bütünüdür; kentler maketler şeklinde projeler şeklinde lansmanla tanıtılacak bütünsel yapılar değildir” şeklinde görüşlerini paylaşıyor.
TTB Hatay Deprem Koordinatörü Dr. Ali Kanatlı ise madencilik faaliyetlerinin çevreye etkilerini şu sözlerle dile getiriyor: “Bizim taşa ihtiyacımız var. Ne kadar taş üretilecek, bu taşlarda ne kadar dinamit patlatılacak ve ortaya ne kadar toz çıkacak? Ben size söyleyeyim, 54 yeni taş ocağı planlandı. Bu ocaklardan yayılacak toz miktarı yaklaşık olarak 25 milyon ton olacak.”
Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu ise su kaynaklarına dikkat çekerek şunları söylüyor: “0600 ile 5.000’e kadar kilogram oranında bir toz emisyonuyla karşı karşıya kalacağız. Su sorunumuz zaten gündemde iken, bir küresel ısınma tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bu yeni taş ocakları yılda 235 tonla 500 ton arasında su tüketimi gerektirecek.”
Avukat Ecevit Alkan ise hukukun uygulanmasındaki sıkıntılara dikkat çekiyor: “Kamu İdaresi kendini hukukun üstünde görüyor ve her türlü hakka sahip olduğunu düşünüyor. Bu durum, keyfi uygulamalara ve yanlış sonuçlara yol açıyor. Yaklaşık olarak 10 yeni taş ocağı bu şekilde ortaya çıkıyor.”
Belgeseli izlemek ve bu konudaki farkındalığı artırmak için YouTube ve diğer sosyal medya platformlarından ulaşabilirsiniz. (Yusuf Cemil Karaçay)