Hatay Valiliği’nin 09 Eylül 2025 tarihli kararıyla kamu kurumlarında mesai saatleri 08.30–12.30 ve 13.30–17.30 olarak yeniden düzenlendi. Ancak yapılan bu değişiklik, öğrencilerin okul çıkış saatleriyle çakışınca, çalışan veliler için yeni bir mağduriyet doğdu.
Hatay’da kamu kurum ve kuruluşlarının yeni mesai saatleri, ilk bakışta disiplinli ve verimli bir kamu hizmeti anlayışını yansıtıyor olabilir. Ancak alınan karar, günlük hayatın iç dinamiklerini göz ardı ettiğinde, toplumun en hassas noktalarından birine dokunmuş oluyor: çocukların güvenliği ve aile birliği.
Her gün saat 17.00’de okuldan çıkan binlerce öğrenci, velileri mesai başında olduğu için okul kapılarında beklemek zorunda kalıyor. Çoğu zaman küçük yaşlardaki bu çocuklar, ya bir yakının ilgisine teslim ediliyor ya da kendi başlarının çaresine bakmaya çalışıyor. Velilerse, kamu çalışanı olmanın yükümlülüğüyle ebeveynlik sorumluluğu arasında sıkışıp kalmış durumda.
Makam Odalarından Görünmeyen Gerçeklik
Konuyla ilgili bir veli şöyle sesleniyor:
“Sabah çocuğumu servise yetiştiriyorum, akşam 17.00’de okuldan çıkıyor ama ben 17.30’a kadar işteyim. Trafik desen var, izin istemeye kalksam her gün mümkün değil. Çocuğumu almak için işe mi, okul saatine mi öncelik vereyim? Bu düzenlemeyi yapanlar hiç bizim yerimize kendilerini koyuyorlar mı?”
Bu sözler aslında çok şeyi özetliyor. Kamu düzeni ile bireysel yaşam arasındaki denge, toplumsal barış ve refahın temel taşlarından biridir. Ancak son düzenleme, özellikle küçük yaşta çocuğu olan çalışan anne babalar için bu dengeyi sarsıyor.
Görmezden Gelinen Hassasiyetler
Eğitim ve çalışma hayatı arasındaki eşgüdüm, modern kent yaşamında temel ihtiyaçlardan biri haline geldi. Gelişmiş ülkelerde, ebeveyn dostu iş saatleri, okul sonrası bakım hizmetleri ve esnek çalışma modelleri uzun süredir uygulanırken, bizde hâlâ aile ve çalışma hayatı arasında “hangisini feda edelim?” ikilemi yaşanıyor.
Hatay’daki düzenleme özelinde dile getirilen çözüm önerileri ise oldukça makul:
– Mesai saatlerinin öğrencilerin okul çıkış saatlerine göre yeniden düzenlenmesi
– Veliler için esnek çıkış saati uygulaması
– Okullarda güvenli bekleme alanları veya geçici gözetim hizmetleri sağlanması
Ancak şu ana kadar yetkililerden bu önerilere dair somut bir adım atılmış değil.
Çözüm Mümkün, Yeter Ki İrade Olsun
Toplumun en küçük birimi olan aileyi korumak, yalnızca kanunlarla değil, yaşamı kolaylaştıran idari düzenlemelerle de mümkündür. Hatay’daki bu durum bize şunu bir kez daha gösteriyor: Yönetim kararları, yalnızca resmi yazılarla değil, insanların günlük hayatına etkileriyle ölçülmelidir.
Yetkililerin bu çağrılara kayıtsız kalmaması, hem çalışanların hem çocukların hem de kamu hizmetlerinin kalitesi açısından hayati önem taşıyor. Zira günün sonunda, çalışan bir anne ya da babanın aklı çocuğunda kaldıysa, o kamu hizmeti gerçekten verimli olabilir mi?
Velilerin talebi açık ve insani: “Çocuğumu okuldan alırken yanında olabileyim.” Bu sesin, karar mekanizmalarının duvarlarında yankı bulması dileğiyle…
