Öyle bir süreçten geçiyoruz ki Hatay’da insanlarımız felaket, kötü haber, sıkıntı, kaos ve üzüntüyle neredeyse akraba oldu. Depremin yıldönümünde yaşadığımız karmaşık duygular ve etrafımızda olup bitenler aslında yöre halkının psikolojik olarak çok kötü bir sürecin isyanı içinde olduğunu gösteriyor. Deprem sonrası arka arkaya yaşanan ( biri Mart ayında yaşanacak) seçim süreç ve atmosferi de Hatay insanına hiç iyi gelmedi. Gelmemesi de gayet normal. Yıkılmış ve on binlerce insanını kaybetmiş bu kentin insanları seçim gerginliğini aslında istemiyor.
Nereden bakarsanız bakın bunca karmaşık duygu ve düşüncenin şahlanmış olduğu bir ortamda seçmen iradesinin sağlıklı bir yapı ile sandığa yansımayacağı çok açık. Seçim sonuçları ne olursa olsun toplumun ihtiyacı olan şey Hatay özelinde bütünleşme, birlik ve beraberlik olgusu. A parti B parti, A aday ya da B aday üzerine yapılan tartışmalar beraberinde hiç de toplum sağlığına iyi gelmeyen bir ayrışma ve kutuplaşmayı tetikliyor.
Aslında seçim sonucu 6 Şubat depreminin yıldönümü anması sırasında ortaya çıktı. Artık sandıktan gelecek verilerin bir anlamı kalmadı. Hatay halkı hem iktidara hem de muhalefete “Kırmızı kartını” gösterdi, her ikisini de onaylamadığını net bir şekilde ortaya koydu. Artık neyin sonucunu görmek istiyorlar ki anlamıyorum. Sonuç ortada Hatay’ın çabası kendi imkanları ve halkın öz dayanışması ile ayağa kalkmak. Devlete de iktidara da muhalefete de “ gölge etme” demekten geri durmuyor.
Yıkımın büyük oranda yaşandığı ilçelerimizde yeniden ayağa kalma adına verilen mücadele ve halkın kendi imkanlarıyla yarattığı yaşam hikayesi bu memleketi yönetmeye talip parti ve adayların hikayesinden çok daha güçlü.
Hatay halkı “beni benden başka düşünen, benim için benden başka mücadele veren yok. Ben kendi kendime yetmeli ve kendimi seçmeliyim” dedi bile. Hatay insanı bu seçimde kendini seçti.
Bildiğini okuyan ve halkını bile tam olarak bilgilendiremeyen yardımcı olamayan, destek veremeyen bir yapı içinde ben siyaset kurumunun Hatay’ı düşündüğünü ve Hatay için bir gelecek kaygısı güttüğünü görmüyorum. Hem muhalefet hem de iktidar için bunu söylüyorum.
6 Şubat sonrası özel değerlendirilmesi, özel çalışılması gereken Hatay 14 Mart seçimlerinde 6 Şubat öncesi denklem ve yapı ile yorumlanıyor. Sanıyorlar ki buradaki halk 6 Şubat öncesindeki halk. Yıkımı, ölümleri ve bunların üzerimizde yarattığı etkiyi değerlendiren, hesaplayan yok.
Bu şehrin insanı ve onun yaşam mücadelesini başat eden yok. Yapılanlar ve yaşananlar Hatay’ı ve insanını daha fazla incitmekten başka sonuç vermiyor.
Ah Hatay Nereden nereye bu yolculuk
Nerede ne zaman biter bilinmez
Asi bir varoluş hikayesi
Ölsen de yıkılsan da devam eder
Benden önceydin benimle var oldun benden sonra devam edeceksin belli ki
Ah Hatay kimse incitmesin seni…
YORUMLAR