Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (HMKÜ) ev sahipliğinde düzenlenen “Zamansız Zirve ’25: Hatay” etkinliği, farklı kuşakları bir araya getirerek umut, bilgelik ve dayanışma temalarını merkeze aldı. Akademisyenlerden girişimcilere, öğrencilerden gönüllülere uzanan geniş bir katılımın sağlandığı zirvede, Hatay’ın yeniden doğuş sürecinde eğitimin ve insan odaklı yaklaşımın önemi vurgulandı.
“Bir şehrin yeniden ayağa kalkması eğitimle olur”
Açılış konuşmasını yapan Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Veysel Eren, 6 Şubat depremlerinin ardından üniversitenin yaşadığı toparlanma sürecine değinerek, “Bir şehrin yeniden ayağa kalkması eğitimle olur” dedi.
Rektör Eren, “Depremin 50. gününde, birçok enkaz hâlâ kaldırılmamışken uzaktan eğitime başladık. Çünkü biliyorduk ki medeniyetler ilim ve irfanla inşa edilir. Fakat irfansız bir ilim felakete götürür. Bizim medeniyetimizin merkezinde insan vardır; ilmi de teknolojiyi de insan için üretiriz.” sözleriyle bilginin ahlaki temellere dayanmasının gerekliliğine dikkat çekti.
Üniversite kampüsünde yeniden oluşan canlı atmosferin Hatay’ın dirilişinin sembolü olduğunu belirten Eren, “Bu zirve sadece bir etkinlik değil, aynı zamanda Hatay’ın yeniden doğuşunun simgesidir. Bu toprakların irfanı gençlerle birleştiğinde Hatay yeniden ayağa kalkacak,” ifadelerini kullandı.
Bilgelik, dayanışma ve umut konuşuldu
Zirvenin ikinci oturumunda “İnsan Olmak” başlıklı sunumuyla konuşan “Zamansız” platformu kurucu ortağı Müge Canan, insanın içsel potansiyeline vurgu yaparak, merhamet, farkındalık ve bağ kurma kavramlarının toplumların iyileşmesindeki rolünü anlattı.
Sosyal girişimcilik alanının öncülerinden Prof. Dr. Itır Erhart, “Aktif Umut” başlıklı konuşmasında dayanışmayı bir eylem biçimi olarak tanımladı. “Bireysel farkındalık, toplumsal değişimin anahtarıdır” diyen Erhart, umudun pasif bir bekleyiş değil, harekete geçme biçimi olduğunu vurguladı.
“İstemek ve Başarmak” oturumunda konuşan Ayşenur Sena Tarakçı ve Arda Taçalan, kişisel hikâyelerinden yola çıkarak gençlere cesaret ve özgüven mesajları verdi. Panelin moderatörlüğünü Gülşah Erdener Akın üstlendi.
Girişimciliğin “zamansız” hali
Etkinliğin ikinci yarısında, “Zamansız” girişiminin kurucusu Ali Murathan Dikel, “Girişimciliğin Zamansız Hali” sunumuyla sahne aldı. Girişimciliği “bir yaşam biçimi” olarak tanımlayan Dikel, yeniliğin cesaret ve paylaşım kültürüyle büyüyebileceğini belirtti.
“Yeni Nesil Girişimcilik” panelinde konuşan Çiğdem Kıral ve Zülâl Koç, kadın girişimciliğinin bölgesel kalkınmadaki rolüne dikkat çekerek, Hatay’dan ulusal başarı hikâyelerine uzanan deneyimlerini paylaştı. Panelin moderatörlüğünü, programın organizasyon ekibinde yer alan HMKÜ Öğr. Gör. Melodi Çiftçi yürüttü.
Ayrıca Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Elif Sarıcan moderatörlüğünde, Mustafa Kemal Üniversitesi öğrencileriyle odak grup çalışması gerçekleştirildi. Bu bölümde gençlerin kentle bağ kurma, üretme ve topluma katkı sağlama yönündeki fikirleri tartışıldı.
Prof. Dr. Sinan Canan’dan gençlere dijital çağ uyarısı
Zirve kapsamında 6 Şubat Derslikleri önünde konuşan nörobilim uzmanı Prof. Dr. Sinan Canan, dijital dünyanın gençler üzerindeki etkilerini ele aldı.
“Yeni medya, insanı kendi gerçeğinden uzaklaştıran görünmez bir ağ kurdu,” diyen Canan, sosyal medyanın bireyin içsel gelişimini yavaşlattığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“İnsan kendisiyle meşgul olduğunda sosyal medyayı unutuyor. O an telefon kenara bırakılır ve insan yeniden hayatla temas eder. Gerçek özgürlük, dijital boyunduruktan kurtulmakla mümkündür.”
Canan, gençlere “Kendinizi geliştirmek istiyorsanız, gerçek dünyanın içine karışın. İnsan insanla, fikir fikirle gelişir,” çağrısında bulundu.
Hatay’da yeniden doğuşun ortak dili
Sabah 09.00’da başlayan ve akşam 19.00’a kadar süren program, 6 Şubat Derslikleri önünde düzenlenen açık hava buluşmasıyla sona erdi. Gençler, akademisyenler ve gönüllüler, etkinlik sonunda Hatay’ın yeniden inşa sürecine dair ortak bir umut dili oluşturdu.
“Zamansız Zirve ’25: Hatay”, sadece bir etkinlik değil, deprem sonrası yeniden yapılanan bir şehirde bilgelik, dayanışma ve umut ekseninde kurulan yeni bir toplumsal diyaloğun sembolü olarak değerlendirildi.