Toplanma alanları mı?
Türkiye ve çevresi, aletsel ölçümlemeyle deprem kaydı yapılmaya başlanan 1900’den itibaren, çeşitli zamanlarda 6 ve üzeri büyüklükteki 226 depremle sarsıldı. Hatay, bu tablonun en riskli kentlerinden biri!
Antakya özelinde en fazla tartışılan şey, olası bir depremde ‘deprem toplanma alanları’ olurken, bu konuda çalışma yapan belediyelerin, bazı parklara da ‘toplanma alanı’ işaretlemesi yapması dikkat çekiyor. Peki, parklar birer toplanma alanı mı?
Bu konuda DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan, Akademisyen-Yazar, Afet Uzmanı Dr. Kubilay Kaptan, deprem toplanma alanları ile bekleme alanlarının ayrımının yapılması gerektiğine dikkat çekerek, ana deprem toplanma alanını, “İnsanların büyük sayılarla gelerek, geçici barınmalarının sağlanacağı, yemek verileceği ve ilk yardımın yapılabileceği bir yer” sözleriyle tanımladı. Kaptan, stadyum ve geniş araziler gibi yerlerden oluşan deprem toplanma alanlarında ilk müdahaleler yapıldıktan sonra, depremzedelerin çadır kent ve prefabrik yapılar gibi yerlere nakledilmesi gerektiğini kaydetti.
Bekleme alanlarının ise küçük parklar, küçük arsalar gibi alanlar olduğunu kaydeden Kaptan, “Geçici bekleme alanı, depremden sonra bulunduğunuz yerden çıktıktan sonra, binanıza yakın etrafı açık olan bekleyebileceğiniz bir yerdir. Ufacık bir park, ama orada işaret var, ‘toplanma’ alanı diye! Orayı da sayıyorlar” dedi.
Tamer Yazar