Hatay’dan Mainz’a… Prof. Dr. Uğur Şahin

Bugün, bilim insanlarının en büyük hayali, Covid-19 aşısını veya ilacını bulmak. Milyarlarca insanın korkusunu dindirecek bu müjdeli haberi vermek için hummalı çalışmalar yürüten pek çok aday var. Ancak aralarından bir Türk, ipi göğüslemek üzere… O Türk, Hatay’da başlayan hikâyesinin başarı basamaklarında, artık dünya liginde! Lambanın cini karşınıza çıksa ve “Dile benden ne dilersen” dese… Bu […]

Bugün, bilim insanlarının en büyük hayali, Covid-19 aşısını veya ilacını bulmak. Milyarlarca insanın korkusunu dindirecek bu müjdeli haberi vermek için hummalı çalışmalar yürüten pek çok aday var. Ancak aralarından bir Türk, ipi göğüslemek üzere… O Türk, Hatay’da başlayan hikâyesinin başarı basamaklarında, artık dünya liginde!

Lambanın cini karşınıza çıksa ve “Dile benden ne dilersen” dese… Bu öyle büyük bir kabus ki, bugün milyarlarca insanın ortak dileği, artık Covid-19’dan kurtulup, sevdiklerine korkmadan tekrar sarılabilmek olurdu. İnsanlığın bugünkü ortak dileğini gerçekleştirmeye en yakın kişilerden biri, Uğur Şahin isimli bir Türk doktor. Hatay/İskenderun doğumlu Şahin’in, kurucusu olduğu Almanya merkezli BioNTech, aşı yarışında ipi göğüslemek üzere. Küçük yaşta yurtdışına çıkmasına rağmen, Türkiye ile bağlarını hiç kopartmamış bir isim,
Şahin. Bulduğu her fırsatta Türkiye’ye geliyor ve hatta Türkiye’deki aşı çalışmalarıyla da yakından ilgileniyor. Bu konuda çok fazla detay vermese de, Şahin, erken safhalarından itibaren, Türkiye’deki aşı çalışmalarından da haberdar ve Türkiye’deki çeşitli üniversite ve kurumlarla da bu konuda irtibat halinde.
-NASIL BİRİ?-
INBUSINESS’in, son sayısında yer verdiği Uğur Şahin, gurbetçi bir ailenin çocuğu olarak, dört yaşında Almanya’ya gitti. Tıp eğitimi alan Prof. Dr. Uğur Şahin, meslek hayatının ilk yıllarından itibaren, kişiselleştirilmiş (hastanın ihtiyaçlarına göre özel üretilmiş) kanser ilaçları ve bağışıklık sistemini güçlendirmeye yönelik araştırmalara odaklandı. 2008 yılında, kendisi gibi doktor olan eşi Özlem Türeci ile birlikte kurduğu BioNTech şirketi ile kanser tedavisinde ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde çığır açıcı geliştirmelere imza attı. Doktora öğrencisi iken Şahin’in yanına giden ve 15 yıldır onunla çalışan, BioNTech Immunoloji ve Aşı Çalışmaları Başkan Yardımcısı Dr. Mustafa Diken, “Çok zeki, idealist ve hayatını bilime adamış bir insan. Gece-gündüz, hafta sonu ve tatil demeden çalışan ve bundan zevk alan biri” diyor, Uğur Şahin için.
Dünyanın, ona yönelik son dönem ilgisi (özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘aşıyı bulduk’ açıklamasının ardından çok ciddi şekilde artan) ve şirketin ulaştığı piyasa değeri gibi gelişmeler, Şahin’in hayatını değiştirmemiş. BioNTech Immunoloji ve Aşı Çalışmaları Başkan Yardımcısı Dr. Mustafa Diken, bu durumu, “Tüm bu gelişmelere ve popülariteye rağmen, eşi ve kızı ile bilim ve spor dolu mütevazi bir yaşamı var. Ekip arkadaşlarına karşı çok kibar ve ilgilidir” diyerek, büyük bir sevgi ve saygıyla anlatıyor.
Artık pandemiden dolayı, toplantıları on-line olarak gerçekleştiriyorlar. Ancak Mustafa Diken’in söylediğine göre, Şahin, odasında yapılan toplantılarda, insanları odasının kapısında karşılayıp elini sıkan, giderlerken de aynı şekilde uğurlayan biri.
-HİKAYESİ!-
Ekim 2019’da 3,39 milyar dolar piyasa değeri ile ABD’de, NASDAQ’ta halka arz olan BioNTech’in değeri, bugün (4 Kasım itibariyle) 21,16 milyar dolara ulaştı. Peki, kim bu ‘dünyayı kurtaran adam’ olmaya en yakın aday? Hikâyesi nedir? Nasıl doktor olmaya karar verdi? Eşiyle birlikte bugüne kadar yürüttükleri kanser araştırmaları ne aşamada? En önemlisi de… Covid-19 aşısı ne zaman piyasada olacak? Milyarlarca insana yetecek kadar aşı üretilebilecek mi?
INBUSINESS Dergisi, dünya gündeminin en sıcak konusuyla ilgili en yetkili iki isme ulaştı. BioNTech’in kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Şahin ve Pfizer CEO’su Albert Bourla. Şu sıralar en çok ulaşılmak istenen bu iki isim, INBUSINESS’a verdikleri özel yanıtlarda, geleceğe ilişkin temkinli olsalar da, umut veren güzel haberleri paylaştı.
-WUHAN!-
Başlangıçta, dünyanın geri kalanına uzak görünen bu felaketin ne kadar büyük bir tehdit olduğunu, Uğur Şahin, henüz her şeyin çok başındayken, geçtiğimiz Ocak ayında fark etmiş. Şahin, “Lancet’te, koronovirüs hakkında bir makaleyi okurken, Çin’deki salgının küresel bir salgın haline gelebileceğinden endişe ettim. SARS-CoV-2, bir pandeminin tüm kriterlerini taşıyordu. Daha önce neredeyse bir salgına yol açan SARS ailesindendi. Kısa bir kuluçka dönemi içinde çok hızlı yayılabiliyordu. Yüksek bir penetrasyona sahipti. Hem asemptomatik, hem de ağır seyreden hastalar vardı” diyerek anlatıyor o ilk günleri.
Böylece, Ocak ayında, zaten kanser ve grip için üzerinde çalıştıkları mRNA (mesajcı RNA) teknolojisiyle Covid-19’a karşı aşı geliştirmek üzere çalışmaya başladılar. Mart’ın ilk haftasında, laboratuvardaki hayvan ve hücre deneylerinde, virüse karşı güçlü bir bağışıklık yanıtı sağladığını gördükleri ilk aşı adayları ellerindeydi. Pfizer da devreye işte tam da bu aşamada girdi ve iki şirket, Covid-19’a karşı bir aşı geliştirmek üzere işbirliği yaptı.
-İŞBİRLİĞİ-
BioNTech ve Pfizer, üretime, aşının 44 bin kişi üzerinde denendiği son klinik aşamasındayken başladı. Uğur Şahin (54), “Tabii, daha hedeflerimize ulaşmış değiliz” diyor. Ancak gelen sonuçlar, son derece iyimser ve dünya, artık nihayet bir aşıya kavuşmak üzere. Şahin, bu müjdeyi veren kişi olduğunda, “dünyayı salgından kurtaran adam” olarak anılacak.
Uğur Şahin ise kendini öyle görmüyor, ekibine ve Pfizer ile ortaklıklarına dikkat çekerek, “Bu, tek kişilik bir iş değil. Olağanüstü bir ekip işi. Başardığımız hiçbir şey, BioNTech ve Pfizer’daki meslektaşlarım olmadan mümkün olmazdı. Bu, bir ekip işi ve bugün bulunduğumuz yerden gurur duyuyorum” diyor. Tamer Yazar

Exit mobile version