Gastronomi Kenti’ ünvanlı Hatay’ın bölgedeki en büyük rakibi olarak kabul edilen, yine ‘Gastronomi Kenti’ etiketli Gaziantep, sahip olduğu zenginliği 12-15 Eylül’de uluslararası platforma taşıyor. Hatay’ın yol haritasında şu ana kadar sakin bir bekleyiş izleyenlerin sorgusu da, sorusu da benzer yönde! Biz neredeyiz? Nereye gidiyoruz?
“UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı kapsamında bu yıl gerçekleştirilecek olan GastroAntep Uluslararası Gastronomi Festivali’ni kaçırmamak için 12-15 Eylül tarihlerinde başka bir plan yapmayın” çağrısında bulunan Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, “Yerli ve yabancı konuklarımızı, Uluslararası Gaziantep Gastronomi Festivali kapsamında şehrimizde ağırlayacağız” diyerek, bölgesel ‘Gastronomi’ kimliğinde yaşanan rekabette eldeki tabloyu bir kez daha netleştirdi.
Beyran’dan keme kebabına, şiveydiz çorbasından katmere kadar oldukça zengin bir lezzet listesine sahip olan Gaziantep Mutfağı, Uluslararası Gastronomi Festivali’ne hazırlanırken, 600 civarında yemeğiyle dikkat çeken Hatay adına ise sordurtuyor. Hatay, kendi ‘Gastronomi Kenti’ etiketi ve ünvanı için ne zaman harekete geçecek?
-ELDEKİ!-
Bilindiği gibi bu konuda ki en net ve en sert eleştiri, Hatay İl Kültür Turizm Müdürlüğü ve DOĞAKA koordinasyonunda gerçekleşen Hatay 2018-2023 İl Turizm Stratejisi ve Eylem Planı Çalıştayı’nda konuşan Vali Rahmi Doğan’dan gelmişti. “Yöresel lezzetleri yapan yerlerin sayısını ve kalitesini yükseltmemiz şart” diyen Doğan’ın tespiti ve olması gerekenin altını çizdiği ifadesi ise şöyle olmuştu:
“Bizim en büyük sorunlarımızdan bir tanesi de, hizmet sektörümüzün kalitesi. Gelen insanları mutlu bir şekilde göndermemiz lazım. Burada ilimize gelen insanlara yöresel yemek sunarak hizmet verebilecek birkaç lokanta var. Bunların sayısını ve kalitesini artırmalıyız. Gastronomi şehri anlamında dünyadaki 26 şehirden bir tanesiyiz. Yemek çeşitliliğimiz var. Ancak misafirlerimizi alıp götürebileceğimiz, yöresel yemekler yapan yer ve buralarda farklı yemek çeşitlerimizi bulabilmek mümkün olmuyor. Bu yönde ciddi çalışmalar yapmalıyız. Yöresel yemeklerimizi sergileyemiyoruz.”
-İDDİALIYIZ!-
Çalıştay kapsamında “Hatay Gastronomi” kimliğini ele alan “Hatay Gastronomi Turizmi Çalıştay Grubu”, hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaşmadı. Ancak, “Hatay gastronomisinin bir ağırlığı var. Bir marka değeri var” diyen Vali Rahmi Doğan’ın tespitleri unutulmadı…
“Gastronomi ile ilgili çok iddialıyız, ama sunum sorunları yaşıyoruz. İddiamızı ortaya koyabilmek için bu yemekleri yapacak kişileri bulmamız gerekiyor ve iyi bir mekanda, kaliteli bir şekilde iyi bir sunum yapmamız gerekiyor. Adalı Konağında yapacağımız çalışma ve düzenlemelerden sonra, burayı Mutfak Sanatları Merkezi olarak halkımıza sunacağız. Buna benzer mekanları, Hatay Lezzetlerini yaşatarak unutulmasını engelleyecek ustaları ve sunumları konusunda yetişmiş elemanların sayısını artırmamız gerektiğini değerlendiriyorum.”
-NE OLACAK?-
Hatay, kendi Gastronomi yol haritasında ‘olması gerekenleri’ tespit etmeye devam ededursun, bölgesel rekabetin hızlı koşucularından Gaziantep ise sahip olduklarını uluslararası platforma taşıma hazırlığında. Peki; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Belediyeler Birliği, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği ve İpekyolu Kalkınma Ajansı’nın kurumsal sponsorluğunda meraklılarıyla buluşacak olan GastroAntep Festivali’nde neler mi olacak?
Dünyaca ünlü Michelin yıldızlı şefler, ünlü pasta şefleri, UNESCO gastronomi şehirleri, yerli ve yabancı basın temsilcileri, Türkiye’nin gastronomi profesyonelleri, üniversiteler, gurmeler, Gaziantepli tarım üreticileri ve Türkiye’nin farklı noktalarındaki Gaziantep mutfağının temsilcileri festivalde bir araya gelecek. Festival kapsamında konuklar için geziler, müze ziyaretleri, panel ve seminerler, atölyeler, şovlar, kadın ve çocuklar için atölye çalışmaları, konserler ve pek çok eğlenceli etkinlik organize edilecek. Michelin yıldızlı şefler, tamamen yerel ürünler kullanarak workshoplar düzenleyecek. Festival’de, dünyanın yalnızca yerel ürünlerle gerçekleştirilen tek gastronomi yarışması “Local Chef” de yapılacak. Böylece GastroAntep Festivali, Gaziantep’in gastronomi kültürü ve tarımsal gıda ürünlerinin dünyaya açıldığı bir platforma da dönüşecek.
-MESAJ NET!-
12-15 Eylül tarihlerinde organize edilecek olan 2. Uluslararası Gaziantep Gastronomi Festivali (GastroAntep) tanıtım toplantısında konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in paylaştığı mesaj, Antakya özelinde Hatay’ın da kendi içinde sıklıkla yaşadığı ‘markasal ürünler’ tartışmasına adeta bir yol haritası sunuyor…
“Artık kentler yarışıyor. Ben Madrid ya da Paris Belediye Başkanı’nın dilinde konuşamazsam eğer, sürdürülebilir kalkınma üzerine, çevresel kalkınma üzerine, bu rekabeti yönetemeyiz. O yüzden bu kalkınma hedefiyle, küresel bir oyuncu olmak istiyoruz. Bu kapsamda stratejilerimizi çalıştık. Daha buraya gelmeden bir ofis kurduk. Toptan bir kalkınma modeli oluşturmak için buraya geldik. Bir Gaziantep modeli oluşturduk. Meksika bir biberle, İtalya pizzayla, Japonya suşiyle marka olmuş. Biberin, narın, üzümün en güzeli bizde. Bizim onca ürünümüz var, bunları bir an önce marka yapmalıyız!”
-NEREDEYİZ?-
Ortaya konan eleştiriler ve Eylül’de hayata geçecek bir festival bağlamında, Hatay adına biriken sorulara cevap vermeye başlasak mı? Ama asıl olarak da… “Biz bu noktada neredeyiz ve ne yapıyoruz?” kısmında durup biraz soluklansak!
Hatta bu soluklanmayı, kenti ziyaret edenler noktasında noktalasak…
H.I. >> Muğla’dan geldik. Aslında beklenti çıtamız çok yüksek geldik diyebilirim. Çünkü buraya dair çok şey duyduk. Başlığımız iki tane. Biri tarih, diğer yemekler. İlki konusunda haklılarmış! Müze’yi gezdik, Titus Tüneli’ne gittik ve Vakıflıköy’e. Sadece bir şeyi anlamadık. Kent içinde bazı tarihi yerler var, ama isimsiz, hatta bakımsız, kötü durumda. Niye? Yemekler inanılmaz. Uzun Çarşı içinde tepside et yedik. Hem kasap hem lokanta, ama lezzetler inanılmaz. En keyif aldığımız yerlerden biri de Gastronomi eviniz oldu. Bir kere binaya bayıldık. Güzel bir restorasyon çalışması olmuş. Odalar güzel, dekorasyon da. Sadece künefe yiyemedik. Her gün çıkmaması şansızlık oldu bizler için. Sahi, niye her gün çıkmıyor?
U.P. >> Gaziantep’ten geldik. Ama geçtiğimiz ay Londra’daydık. Aylar öncesinden rezervasyon alan, yeme-içme meraklılarıyla dolup taşan restoranlara orada rastlamak normal bir şey. Ama Türkiye’nin yemek zenginliği de, lezzeti de dünyanın bence hiçbir yerinde yok. Sanırım onların başarısı, PR. Kendilerini anlatmayı ve pazarlamayı çok iyi biliyorlar. Çünkü çok iyi bilen ekipler kurmuşlar. Her işin uzmanı ile çalışıyorlar. Onlarda, her işi yaparım olayı yok. Zaten böyle bir şeyi dediğinde burada seni işe alırlar, ama orada garip bakarlar. Özetle demem o ki, Antep sonrası Antakya da bizleri şaşırtmadı. Biz, lezzet turu yapanlarız. Buradan da başka bir şehre gidiyoruz. Sadece şu eleştirim olabilir… Yemekler inanılmaz, ama sunum biraz kötü. Yani, her şeyin bu kadar güzel olduğu bir yerde, görsele de sınıf atlatmak gerekiyor!
Y.C. >> Siz yemek konusunu soruyorsunuz, biliyorum. Ama ben size, beklentimin yemekle bağlantılı olan kısmını anlatayım. Şarap özellikle de. Hatay’da da özel şarapların üretildiğini duyduk. Ama yöresel anlamda sanırım. Bir tek Konak Restoran denen tarihi bir yerde yedik ve kendi şaraplarıymış, onları tatma imkanımız oldu. Güzeldi. Aroması, rengi, kokusu, damakta bıraktığı burukluk. Ama bence asıl eksiklik şu ki… Gastronomi evinizde güzel bir yemek yedik, ama şarap listenizin olmasını beklerdik. Hatay’da üretilen şarapları sunmanızı da. Bence bu durum, bir gastronomi kenti için olmazsa olmaz. Tabi durum, Türkiye şartlarında başka algılanıyor da olabilir! O da bizi aşar!
Z.K. >> Bir gün bizde de Michelin Yıldızlı restoranlar olur mu, merak ediyorum. Sunumundan pişimine ve masa estetiğinden kullanılan malzemesine kadar her şeyin detaylı bir şekilde hesaplandığı yemek noktaları olur mu, merak ediyorum. Bu olmaz belki ama… Antakya, bu seviyedeki bir kaliteyi hak eden bir şehir. Çünkü hem tarih hem de yemek konusunda müthiş bir mirasınız var. Bence sermayeden yemeyin!
-MICHELIN!-
Antakya’nın ziyaretçilerinin de dile getirdiği konuda biraz mola alalım mı? Sahi, bir şef ve restoran için bu denli önemli olan “yıldız”ları kimler veriyor? Değerlendirme nasıl yapılıyor?
İfade edilene göre… Michelin tarafından seçilen gurmeler, büyük bir gizlilik içerisinde yıldızları belirliyor. Bu konuda adaylığını dile getiren bir restoran, birkaç uzman tarafından değerlendiriliyor ve çalışanların hiçbirinin bu puanlama aşamasından haberi olmuyor. Neler baz alınıyor? Sadece yemekler değil! İşletmenin hizmet kalitesi, temizliği, sunum şekilleri de göz önünde bulunduruluyor. 2018 verilerine göre, dünya genelinde “Michelin Yıldızı”na sahip tek yıldızlı 349, iki yıldızlı 81 ve üç yıldızlı 50 restoran olmak üzere toplamda 480 restoran olduğu biliniyor. Japonya, 32 adet 3 yıldız; 61 adet 2 yıldız ve 224 adet 1 Michelin yıldızlı restoranlarıyla bu alanda en çok yıldıza sahip ülkelerden. Fransa, Almanya ve ABD de bu yarışın içinde.-Tamer Yazar-