Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Hatay’ın farklı yönlerini…

Gastronomiyle birleştirmeliyiz! Hatay, Mardin,

Gastronomiyle birleştirmeliyiz!

Hatay, Mardin, Diyarbakır, Kapadokya, Adıyaman, Balıkesir ve Antalya gibi önemli destinasyonların ziyaretçilerin ilgi odağı olduğu, 25. EMITT – Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı, ilimizin Gastronomi kimliğini de ‘önemli bir tespitle’ gündeme taşıdı.

Turizm sektörünün buluşma noktası olan ve önemli kazanımlarla geride kalan, 25. EMITT – Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı, Hatay’ın Gastronomisi adına yapılan önemli tespitlere de ev sahipliği yaptı.

Fuarın dördüncü ve son gününde, EXPO 2021 Hatay işbirliğiyle gerçekleşen “Bir Şehrin Marka Hikayesi” oturumunda, Hatay’ın tarih, kültür ve gastronomi turizmi üçgeninde gelişen marka hikayesi paylaşıldı.

-YEMEK PİŞİRMEK!-

Hatay gibi, Gastronomi kimlikli kentlere işaret eden isim, Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi

Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Esat Özata oldu. Hatay’ın gastronomi konusunda çok zengin bir şehir olduğunu vurgulayan, Hatay Gastronomi Akademisi Danışmanı da olan Özata, “Gastronomi, Türkiye’de sadece yemek pişirmek olarak algılanıyor. Hatay’ın çok farklı yönleri var, ki biz bunu gastronomiyi ile birleştirmemiz gerekiyor” dedi.

-HATAY MUTFAĞI-

“Hatay’ın, gastronomi konusunda marka değerini koruma adına çalışmalar yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Hatay mutfağını gelecek nesillere aktarmamız için de Ar-Ge çalışmaları yapmamız gerekiyor” diyen Esat Özata,

Hatay’da, UNESCO Hatay Gastronomi Evi olduğunu söyledi ve bunu 81 ilin de yapması gerektiğini vurguladı.

-TANITIM ÇAĞRISI-

Hatay konusunda konuşan ve ‘tanıtım’ başlığında olması gerekene, izlenmesi gereken yol haritasına işaret eden isim ise TURSAB Bölge Temsil Kurulu Başkanı Mehmet Ali Aycıl oldu. ‘Tanıtım’ stratejisinin çok başlılığına dair sık sık tartışmalara sahne olan Hatay için konuşan Aycıl, “Hatay’ı tanıtmak, sadece belediyenin işi değil, herkesin destek olması gerekiyor” derken, şu tespitte durdu:

“Tüm İlçe Belediyelerinin, Valiliğin, Otelcilerin ve Restoranların işbirliği yapmaları gerekiyor.”

-EXPO DEĞERİ-

Nisan’da başlayacak EXPO için de önemli mesajlar veren, TURSAB Bölge Temsil Kurulu Başkanı Mehmet Ali Aycıl, EXPO’nun, Hatay gelişimi için çok değerli olduğunu vurguladı ve, “EXPO, bölgemiz için çok ciddi iş gücü sağlayacak. EXPO sayesinde, küçük yatırımcılar Hatay’a yatırım yapmaya başladı. Bu durum, EXPO yatak sayımızı artırdı ve 10 bine yakın yatak sayısına ulaştık” ifadelerini kullandı.

-600 ÇEŞİT-

Gastronomi kenti Hatay’da sık sık tekrarlanan “600’ü aşkın yemek” başlığında konuşan isimlerden biri, Antakya Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı Kenan Yurttagül olmuş, kent genelindeki restoranlarda bu zenginliğin ne kadarının sunulduğunu sorgulamıştı.

“600 yemek çeşidi bilinse de, bu coğrafyaya ait, bunların çok azı restoranlarda yapılıyor” diyen Yurttagül, “Bunun, biraz daha ortaya çıkartılması, restoranların da bu anlamda biraz daha beslenmesi ve Antakya’da yemek yenen yerlerin de mutlaka artması gerekiyor” şeklinde konuşmuştu.

-ELDEKİ!-

Konuya ilişkin konuştuğumuz bir turizmci ise şunları söyledi:

“Denilen doğru! Hatay’ı tanıtmak, sadece belediyenin işi değil. Ama bence, bu, kent yöneticilerinin de işi değil! Bu konuda ciddi bir danışman desteğine ihtiyaç var. Çünkü hala sahne tartışmamız var, kimin eline mikrofon alacağıyla ilgili sıra tartışmamız var. Aslında bu kentin, üretim gücünü elinde tuttuğu alanlarda ciddi bir denetim ve disiplin şart. Denilendeyim! Restoranların neredeyse hepsi, bildik isimlerde ve tatlarda duruyor. 600’ü aşkın çeşit yemek deniyor da, nerede o 600’ü aşan kalabalık? Gören oldu mu? Aslında bu sadece yemek konusu da değil, ama tüm detaylarda böyle!

Geçen gün bir misafirimizi gezdirirken, Şehir Müzesi’nin önüne geldik ve sohbet ediyoruz. Dedi ki, ‘Şu kadar dar bir alanda, en az 4 çeşit aydınlatma direği var. Niye bir uyum yok?’ Aslında, bu soru, bir örnek! Sizin de sürekli yazıp, ama bir türlü değiştiremediğiniz şeyler gibi! Mesela, Şehir Müzesi’ne girişte, binanın üst kısmında, kocaman harflerle ‘müze’ yazıyor. Tamam da, ‘hangi’ müze? Bir de, burası turistik bir kent! İngilizce nerede?”

Tamer Yazar