Sorunları Çok Acı!
HDP Grubu adına Hatay’ı gündemine alan Tülay Hatimoğulları Oruç, “Hatay’ın lezzetli yemekleri vardır, diyerek kendine bir kültür turizmi yaratmaya çalışanlar şunu bilmelidir ki, sorunların esasına değinmediğiniz sürece ve Hatay’a bakış açınızı değiştirmediğiniz müddetçe, sorunların çözülme imkanı yoktur” dedi.
Hatay’da, 2011’de Suriye’de yaşanan iç çatışmalarla beraber değişen toplumsal ve ekonomik dengelerin bugüne kadar taşıdığı sorunların ciddi anlamda bir çözüme ulaştırılamadığının altını çizen, HDP Adana Milletvekili, aslen Hataylı, Tülay Hatimoğulları Oruç, “Bir Hataylı olarak; Hatay’ın yemekleriyle, künefesiyle, mezesiyle övünüyoruz, ki hepinizi de elbette zengin mutfağımıza bekliyoruz, ama… Künefesinin tatlılığı kadar acı olan sorunlarını da bu Meclis’in paylaşmasını istiyoruz” dedi.
Meclis Genel Kurulu’ndaki konuşmasında, “Bir kere, Hatay’a ‘bahsedilen hizmetlerin’ gidebilmesi için, Hatay’a bakış açısının -bu iktidar tarafından ve evveli için ifade etmem gerekiyor- değişmesi lazım” diyen Oruç, şöyle devam etti:
“Hatay’ın elbette kadim sorunları var ve aynı zamanda güncel problemleri. Mesela; Amik Ovası’nın kurutulmasında, demografik yapının değiştirilmesi için 2 katlı binaların dikilmesinin payı hiç sorgulandı mı? Bunun yanı sıra; ekolojik dengesinin bozulması, termik santraller, RES’lerin yaşam alanlarına ve tarım alanlarına kurulması ve kıyı-kenar çizgisi, şu an Hatay’ın en güncel problemleri arasındadır ve değerlendirilmelidir.”
-NAKLİYE FİLOSU-
Hatay’ın, İstanbul’dan sonra en büyük TIR filosuna ve kara nakliye gücüne sahip kent olduğunu dile getiren Tülay Hatimoğulları Oruç, tespitlerine devamla şunları söyledi:
“Değerli arkadaşlar… Orta Doğu’daki karmaşa, şüphesiz ki bütün sınır illerinin ekonomisini ve sosyokültürel duruşunu, ortamını etkilemiştir. Bunlardan en fazla etkilenen illerden biri de Hatay’dır. Ekonomisini benden önce CHP adına konuşan sayın vekil de ifade etti. Türkiye’nin ikinci büyük tır filosuna sahip, ama tırlar mezarlığı olarak görülüyor. Bir tırın durması demek, sadece bir firmanın çalışmaması demek değildir! Tamircinin de, mevsimlik işçinin de, çiftçinin de çalışmaması demek, çorbacının da, tamircinin de, herkesin çalışmaması demektir. Bunun yanı sıra, Hatay’da yurt dışı işçiliği ve sınır ticareti yaygındır. Sizler de bilirsiniz. Bütün bunlar, bölgede izlenen savaş politikalarından dolayı şu an durmuş durumdadır.
Ve göç… Göç, en büyük sorunlardan biridir. Savaşın en doğal sonuçları, göçün yarattığı mağduriyettir. Bu selefi cihadist çeteler dışında oraya göçmen olarak gelenlerin, sığınmacı olarak gelenlerin yaşadıkları acı ve ıstırap ortada ve aynı zamanda Hatay’ın işçisi ile çiftçisini nasıl etkilediği de ortadadır.”
-GÜVENLİK BOYUTU-
İdlib’de, Ankara ve Moskova arasında imzalanan anlaşma ile gelinen noktada Hatay’ın ve Hatay insanının kendisini güvende hissetmediğinin de altını çizen Oruç, buna dair şunları dile getirdi:
“Bir de bir güvenlik meselesi vardır ki, özellikle Suriye savaşı başladığından bu yana Hatay halkı kendini hiçbir şekilde rahat hissetmemektedir. Çünkü Levant gibi bir projeye sahip olan IŞİD, hâlâ İdlib’de, yanı başımızda. Güvenlik bağlamında, Hatay’da yaşayan, başta Arap Alevi halkları olmak üzere, bütün halklar açısından bir tehdit unsurudur ve bununla ilgili çok ciddi önlemler alınması gerektiğini defaatle bildirmiştik.”
-ASIL SORUN-
Konuşmasının sonunda, Hatay’da ‘Ezan, Çan, Hazzan Projesi’ geliştirilmeye çalışıldığını, ama Hızır Türbesi’nin bu proje bağlamında yer almadığını ve bunun da ciddi bir eksiklik olduğunu söyleyen Tülay Hatimoğulları Oruç, sözlerini şöyle noktaladı:
“Oradaki kardeşliği, barış ve huzur ortamını sadece ve sadece ‘Hatay’ın lezzetli yemekleri vardır’ diyerek kendine bir kültür turizmi yaratmaya çalışanlar şunu bilmelidir ki bu sorunların esasına değinmediğiniz sürece ve Hatay’a bakış açısı değişmediği sürece, bizler ve benden önceki konuşmacıların da ifade ettiği bütün sorunların çözülmeye imkânı yoktur.” -Tamer Yazar-