6 Şubat depremleri sonrası Hatay’da yaşananlar ile anlatılanlar arasındaki fark, kenti bir tiyatro sahnesine dönüştürdü. Denetimsizlik, keyfi uygulamalar ve algı yönetimi, trajedinin üzerini örtüyor; çözülmeyen sorunlar “arap saçı” gibi karmaşık hâlde duruyor.
Hatay, 6 Şubat depreminin yaralarını sarmaya çalışıyor. Ama bir sorun var: Yaşanan gerçek ile gösterilen arasında devasa bir uçurum. Denetimsizlik, keyfi uygulamalar ve geçici çözümler, kenti sahnede her şey yolundaymış gibi gösterilen bir tiyatroya dönüştürdü.
Algı Yönetimi ve Geçici Çözümler
Memnun olduğunu söyleyen bir kesim var. Peki gerçekten neden memnunlar? Algı yönetimi ile süslenen geçici başarılar mı, yoksa sorunların üstünü örtme çabası mı? Bu memnuniyet, Hatay’ın yaşadığı trajediyi ve çözülmemiş sorunları gölgelemeye yetiyor.
Günlük veya saatlik çözümler, kentin gerçek yükünü azaltmıyor; sadece kısa süreli bir tatmin yaratıyor. Denetimsizlik ve keyfi uygulamalar, sorunları daha da karmaşık hâle getiriyor.
Çözülmeyen Sorunlar: Kaf Dağı Gibi Yükselen Yük
Hatay’daki sorunlar, arap saçı gibi iç içe geçmiş durumda. Sorunlar Halı altına süpürülmeye devam ettikçe, kentin gerçek yükü artıyor. Kısa vadeli çözümler, sadece sahneye çıkıp alkış alanları tatmin ediyor; perde arkasındaki gerçekler hâlâ duruyor.
Gerçek Memnuniyetin Yolu
Algı ile gerçek arasındaki farkı kapatmak mümkün. Ama bunun için sahne oyunlarını bırakmak gerekiyor. Gerçek memnuniyet, geçici çözümlerde değil; kalıcı, denetimli ve dürüst yaklaşımlarda saklı.
Hatay’ın dramı tiyatro sahnesinin ötesine geçmeden, sorunlar çözülmeden, bu kent kendini tam anlamıyla yeniden ayağa kaldıramaz. Gösterilen ile yaşanan arasındaki uçurum kapatılmadığı sürece, trajedi sahnede devam ediyor.

YORUMLAR