Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Hataylı bir arkadaşın restoranında…

Uzun Yıllar Bulaşık Yıkadım Hatay özelinde sık sık gündeme taşınan

Uzun Yıllar Bulaşık Yıkadım

Hatay özelinde sık sık gündeme taşınan “Suriyeli Sığınmacılar” ve nüfusları üzerinden yaratılan “korku senaryolarına” inat, Dersimli Zeki Gökhan’ın Almanya’daki göçmen kimliğinin hikâyesi, Federal Parlamento içinde Milletvekilliğine kadar uzanıyor. Eldeki bu fotoğrafa ise Antakya’dan bir Suriyelinin söyledikleri katılıyor.

Almanya’da, depo işçisi olarak çalışıyor, Sol Partili siyasetçi Zeki Gökhan (65). İsmi, Federal Parlamento seçimlerine bir ay kala milletvekili olması sebebiyle gündemde. Aslen Dersimli. Bir göçmen hikâyesi onunkisi. Ancak hayat, ona da adil davranmamış, göçmen kimliğinde. O da ‘hep öteki’ olduklarına işaret ediyor bu yüzden. Peki, Vekillik süreci nasıl mı oluştu?
Zeki Gökhan, Federal Parlamentoya aday olduğu 2017 yılındaki seçimlerde, milletvekilliğini çok az bir farkla kaçırmış, yedek listeye girmeyi başarmıştı. Sol Partili Milletvekili Ingrid Remmers 19 Ağustos’ta vefat edince, yedek listenin başında olan Gökhan, Remmers’ten boşalan koltuğa yerleşti. Böylece Alman Parlamentosundaki Türkiye kökenli milletvekili sayısı 15 oldu.
Anlaşılan o ki, Türkiyeli eski bir göçmen ailesinin ferdi, Gökhan, Federal Parlamento seçimlerine bir ay kalsa da, 2,5 ay milletvekilliği yapacak. Yeni bir hükümet kurulduktan sonra da depodaki işine geri dönecek.
Göçmen kimliğine işaret edildiğinde söyledikleri ise genel tabloyu özetler gibi…
“Almanya, kolay olmadı. İlk yıllarda hiçbir engel olmamasına rağmen, çalışma izni alamadım. Kahvelerde garsonluk yaptım. Hataylı bir arkadaşın restoranında uzun yıllar bulaşık yıkadım. Sonra şu anda çalıştığım depoda işe başladım. O gün bugündür hamallık yapıyorum. Yani, şimdi milletvekili seçilene kadar.”
-ÖRNEK!-
Hatay/Antakya’da yaşayan ve Reyhanlı üzerinden İdlib’de barınan sivillere yapılan yardımlar noktasında yardım kuruluşlarına gönüllü destek veren bir Suriyelinin paylaştığı bu hikâye ve ardından söyledikleri, Hatay’da yaşananlar adına da bir yol haritası çizmeli mi?
“Türkler de Almanya’da göçmen olmuşlar. Ama bugün Almanya’yı sırtlayan da bir kesim, ikinci ve üçüncü nesil. İlk neslin aksine, daha fazla mücadele etmişler ve oldukları ülkeye bir şeyler katma adına kendilerini de değiştirmişler.
Bugün, siyaset içinde o kadar çok Türk var ki, inanılmaz. Bizlerin durumu ise burada çok farklı. Ama yaşadıklarımız aynı. Zorluklar, en çok da! Bir gün geri döneceğiz, bu kesin. Ancak o güne kadar, istiyoruz ki, korkmadan yaşayalım. Çalışalım… Üretelim… Katkı verelim…
Ne biz, ne de doğan çocuklarımız bir tehdit, Türkiye için. Bazen buna yönelik sözleri bir Sol Belediye’nin başkanından duymak daha da korkutucu oluyor.” Tamer Yazar