Ne Düşünüyoruz, Ne Söylüyoruz?
Dünya’da en fazla Suriyeli mülteci kabul eden Türkiye’de, Suriyelilere dair tartışmalar yıllardır bitmiyor. Suriyeli sığınmacılar, sık sık siyasi tartışmalara konu oluyor. Tartışmaların konusu; Suriyeli sığınmacıların geri dönüşleri, vatandaşlık almaları veya doğum oranlarına kadar uzanırken, bu tartışmalar, sosyal medyada çoğunlukla Suriyelilere karşı nefret söylemlerine dönüşüyor. Hatay, Suriyeli sığınmacı nüfusunun yoğun olduğu kentlerden. Peki, Hatay’ın yerel halkı ve Suriyeli sığınmacılar, tüm bu tartışmalara ne diyor?
29 Nisan 2011’de 252 kişilik ilk Suriyeli sığınmacı kafilesinin Hatay’ın Yayladağı ilçesinden Türkiye’ye girişinin üzerinden 10 yıl geçti. Bu 10 seneyi aşkın süre içerisinde önce ‘misafir’ olarak kabul gören bu kalabalıkların ‘milyonlarla’ ifade edilmeye başlanılmasının ardından; sorunlar listesi de, toplumsal tepki de, buna dair siyasi söylemler de değişmeye başladı.
Gelin, önce genel tabloda duralım, ardından da Antakya ve diğer ilçelerde, Hatay’ın yerel halkı ve tabi Suriyeli sığınmacılar tüm bu tartışmalara ne diyor, buna bakalım. Deutsche Welle Türkçe servisinden Felat Bozarslan imzalı haberin bu konuda biriktirdiği Hatay tespitleri, oldukça dikkat çekici.
-ELDEKİ-
Türkiye’de kayıt altına alınmış geçici koruma statüsündeki Suriyeli sayısı, 21 Nisan 2022 tarihi itibariyle bir önceki aya göre 7 bin 794 kişi artarak, toplam 3 milyon 762 bin 385 kişi oldu. İstanbul merkezli Mülteciler Derneği’nin Bakanlık verilerine göre verdiği rakamlara göre, Suriyeli sığınmacı sayısı, sayısı yılbaşından bu yana 25 bin 16 kişi arttı.
-KAMPLARDA-
21 Nisan 2022 tarihi itibariyle, geçici barınma merkezlerinde kalan Suriyelilerin sayısı 50 bin 702 kişi olarak açıklandı. Bu sayı; geçen ay (24 Mart 2022) 50 bin 873 kişi, 2021’in başında 58 bin 752, 2020’nin başında 63 bin 247 kişi, 2019’un başında 143 bin 558 kişi, 2018’in başında ise 228 bin 251 kişiydi. Suriyelilerin yalnızca %1,4’ü kamplarda yaşıyor.
-ŞEHİRLERDE-
21 Nisan 2022 tarihi itibariyle şehirlerde yaşayan Suriyeli sayısı ise 3 milyon 711 bin 683 kişi olarak açıklandı. Şehirlerde yaşayan Suriyeli sayısı, geçen aya göre 7 bin 965 kişi arttı. Suriyelilerin %98,7’si şehirlerde yaşıyor. Yabancıların yoğun olarak yaşadığı Hatay, Ankara, Antalya, Aydın, Bursa, Çanakkale, Düzce, Edirne, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Kocaeli, Muğla, Sakarya, Tekirdağ ve Yalova ile diğer şehirlerdeki toplam 800 mahalle, her türlü statüden tüm yabancıların başvurularına kapalı. Bu yerlere, hiç bir uyruktan yabancı kabul edilmiyor.
-EN YOĞUN-
En çok Suriyeli sığınmacı barındıran şehir, 542 bin 45 kişi ile İstanbul. İstanbul’u 462 bin 697 kişi ile Gaziantep, 433 bin 875 kişi ile Hatay takip ediyor. Suriyelilerin yerli nüfusa oranla en yoğun olduğu şehir ise %42,4 ile Kilis. Kilis’te, 145 bin 826 Türk Vatandaşı ile kayıt altına alınmış 107 bin 468 Suriyeli bulunuyor. Suriyeli yoğunluğunda Kilis’i %20,6 oran ile Hatay takip ediyor.
-EN SEYREK-
Suriyelilerin en az olduğu şehir ise 72 kişi ile Artvin. Artvin’i 63 kişi ile Tunceli, 79 kişi ile Iğdır takip ediyor. Suriyelilerin Türk nüfusuna oranla yoğunluğunun en az olduğu şehir ise %0,03 oran ile Iğdır. Türkiye’de Suriyelilerin olmadığı bir şehir bulunmuyor.
-VATANDAŞLIK-
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 31 Mart 2022 tarihi itibariyle, 200 bin 950 Suriye uyruklu kişinin Türk vatandaşı olduğunu açıkladı. Bu kişilerin 87 bin 296’sı 18 yaşın altında bulunuyor. Türk Vatandaşlığı verilen Suriyeli sayısının, en son 31 Aralık 2021 tarihinde 193 bin 293, 30 Aralık 2019 tarihinde ise 110 bin olduğu belirtilmişti.
Soylu, 31 Mart 2022 tarihi itibariyle, olası bir seçim olması durumunda, 113 bin 654 Suriyelinin ise oy kullanma hakkı olduğunu açıklamıştı.
-DÖNENLER-
4 Nisan 2022 tarihinde İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Çataklı tarafından yapılan açıklamada, ülkesine dönen Suriyeli sayısının 492 bin 983 olduğu açıklandı. Bu sayı, 4 Şubat 2022 tarihinde 484 bin 400 olarak açıklanmıştı. Son 1 ayda, 8 bin 583 kişi gönüllü geri dönüş yapmış oldu. Gönüllü geri dönüş yapan Suriyeli sayısı; 3 Kasım 2021 tarihinde 469 bin 170, 15 Eylül 2021 tarihinde ise 462 bin 26 ve 6 Aralık 2020 tarihinde ise 419 bin 40 olarak açıklanmıştı.
Bu arada, 14 Nisan 2022 tarihinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından yapılan açıklamada, 2016’dan bugüne kadar, 19 bin 336 Suriyelinin “asayiş sorunları” sebebiyle sınır dışı edildiği bilgisi paylaşıldı.
-SÖYLENENLER Mİ?-
Tüm bu rakamların gölgesinde, şimdi söz sırası hem Hatay insanında, hem de Suriyeli sığınmacılarda! Zira birçoğu, içlerindeki kötü örnekler nedeniyle geri gönderilme korkusu yaşıyor. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanının söylemleri ise kent insanının konuya dair açıklamalarında, hep merkezde!
İşte o denilenler, tespitler, yaşanan tartışmalara eklenenler:
Necah Muna (Suriyeli): Hatay’ı, kendi vatanım gibi gördüm. Çünkü kültürüyle, diliyle, hiç yabancılık çekmedim. Adetlerimiz, birbirine çok çok yakın. Kendimi adeta, doğduğum kent olan Lazkiye’de yaşıyormuş gibi hissediyorum. Kültürüyle, zenginliğiyle, Türkiye, istikrarlı bir ülke.
Bizler, burada misafir olduğumuzun farkındayız. Bizim, nüfusumuzla, Türkiye’yi işgal etmek ya da siyasi bir manevra gibi bir durumumuz olmadığı gibi, bu toplumu kendimize dost, kardeş olarak görüyoruz. Bir gün Suriye’ye geri döndüğümüzde, Türkiye’yi de kalbimizde götüreceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.
Abdülkerim Tureyfi (Suriyeli): Orası emin olursa, güvenli olursa, tabi ki gideriz. 7 yıldır buradayım. Şu ana kadar hiç kimseyle bir sorunum olmadı. Burada güvendeyiz. Suriye’den daha güvendeyiz. Bugüne kadar bir sıkıntı yaşamadık.
Ayşe Bekur (Suriyeli): Bazı söylemleri, sadece sosyal medyada, o da zaman zaman duyuyoruz. Ama yaşamda, gerçek hayatta, bunun hiçbir yeri yok. Kimsenin de bunu fitne, fesat yaptığını, sorun ettiğini asla duymadık ve böyle bir olay da yaşamadık. Ancak Suriye, şartlar ne olursa olsun, bizim anavatanımız. İnsanın, anavatanını unutması, ondan uzak yaşaması düşünülemez. Bizler, güvenli bir ortam olursa ve savaş biterse, anavatanımıza bir gün elbette geri döneceğiz.
İsmail Hakkı Kumru (Hataylı Esnaf): Belediye Başkanı Lütfü Savaş, işte; ‘bunlar yerleşti, çoğaldı, benim ayağım kayacak…’ O, kendi menfaatini düşünüyor. “Acaba, 20-30 reyle bunlar bana kaybettirir mi” diye! Bunlar rey kullanmıyorlar ki! Bu insanların Türkiye’de kalma niyetleri de yok zaten. Niye yok? İnsan, kendi memleketini, evini, yerini, tarlasını bırakıp da gelebilir mi? Bence, Hatay’da bir rahatsızlık yok.
Ahmet Güleç (Hataylı Esnaf): Büyükşehir Belediyesini bu konuda destekliyorum. Bayrama gidip orada tatil yapabiliyorsa, demek ki orada bir hayat var, yaşam var! Biz, geri gelmelerini istemiyoruz. Eğer bunlar kalırsa, 10 sene sonra Hatay, Hataylılığını yitirir, onu söyleyeyim. Bizim Yayladağı’nın, Reyhanlı’nın, Kırıkhan’ın mesela, özelliği gitti! 10 sene sonra burası da biter! Çünkü bizim yerlimiz çocuk yapmıyor. Bunlarda maşallah, üretim çok!
Murat Bozkurt (Muhasebeci): Ülkemizin, içinde bulunduğumuz ilin yapısı bakımından, buna müsait olmadığını düşünüyorum. Belediye Başkanımızın bu konudaki söylemlerini de doğru ve yerinde buluyorum.
Çağrı Soğuksu (Esnaf): Çok büyük bir abartı. Aslı astarı, dayanağı olmayan bir söz. Bunu, kendisini insanlara sempatik gösterebilmek için veya daha önce yapmış olduğu gafların karşılığında, insanlara hoş gözükmenin bir sonucu olarak görüyorum. Ben, Türk Milliyetçisiyim. Ama bunların burada olmasından bir rahatsızlık duymuyorum. İçlerinde sorunlu insanlar var tabi. Ancak Suriyelilerin geneliyle iyi geçindiğimizi düşünüyorum. Bir gün buradan giderlerse, ekonomimizin ciddi miktarda etkileneceğini de düşünüyorum.
Mustafa Ekreme (Suriyeli): Beş parmak bir değil!Bir kavga olduğu zaman, ‘tüm Suriyeliler’ demek doğru olmaz. Çünkü kötüleri de var, iyileri de var.
Ebu Yusuf (Suriyeli): Tabi ki sorun yaratanlar var. Her toplumda olduğu gibi, burada da var, ama bunu da herkese mal etmemek gerekiyor. Sorun sahipleri, kendileri sorumlu. Bizler, işimize gücümüze bakıyoruz. Ancak emin bir yer olsa, güvenli olsa, geri dönerim. Zaten durumlar düzelince, gideceğiz.
Şeyh Derviş Salih (Suriyeli): Fitnenin, Suriye’yi ne hale getirdiğini iyi biliyoruz. Şu anda çok emniyetli ve güvenli bir şehirde, ülkede yaşıyoruz. Bu fitnenin buraya sirayet etmemesi için de elimizden geleni yapacağız ve bu fitneye taraf olmayacağız. Çünkü burası da bizim vatanımız oldu ve şimdi kalbimiz, iki vatan arasında çarpıyor.
Şahap Fansa (Hataylı Esnaf): Zamanında Fransa Hatay’ı götüremedi, 3-5 Suriyeli mi götürecek? Koskoca Fransa Devleti baş edemedi bizle, Suriyeliler mi edecek? Onlar, sadece provokasyon! Bir Suriyelinin burada başkanlık yapacağı ya da bize hükmedeceği bir sistem yok!
Tamer Yazar