Hatayspor’da bugünlerde herkes transfer yasağını konuşuyor. Ancak gerçekleri halının altına süpürmekten vazgeçelim: Bana göre Hatayspor’un asıl meselesi futbol değil; sahipsizlik, önceliksizlik ve kronikleşmiş bir ihmal sarmalıdır.
Bugün transfer tahtasının açılabilmesi için gereken 34 milyon TL –ki buna Mehdi ve Boupendza’nın menajer alacakları da dahil– yıllara yayılan yanlış yönetimin ağır faturasıdır. Üstelik acı gerçek şu ki; bu tahta bugün açılsa bile, mevcut borç sarmalıyla bir sonraki dönemde yeniden yasak gelmesi kaçınılmaz görünüyor.
Takım ikinci yarıda Antakya’ya, kendi tesislerine dönüyor. Ancak önümüzdeki rakamlar korkunç bir mecburiyeti fısıldıyor: Altyapıda 240, A Takım’da 60 kişiyle tesisleri kullanacak sayısı 300’e çıkıyor. Peki, yatak kapasitesi kaç? Sadece 80! Görüyorum ki Hatayspor bugün fiilen kapasitesinin çok üzerinde, sağlıksız koşullarda yaşamaya mecbur bırakılıyor. Eski Başkan Lütfü Savaş döneminde Boupendza transferinden gelen parayla “tesis yapılacak” sözü verilmişti; o söz tutulmadı. Bugün Mehmet Öntürk döneminde ise şehirde her yere beton dökülürken, Hatayspor’un barınma sorunu hala görmezden geliniyor. Altyapıdaki çocukların ulaşımı yok, beslenmesi yetersiz… Kendi evlatlarını bu mecburiyetlere mahkum eden bir anlayıştan başarı beklemeyi gerçekçi bulmuyorum.
Sportif iflasın en acı örneği, transfer dosyalarında gizli. Covid döneminde iki yıl profesyonel futbol oynamamış Cengiz Demir’in, Hollanda’dayken Volkan Demirel’in bir telefonuyla takıma dahil edilmesi, denetimsizliğin zirvesidir.
Cengiz Demir vakası, Hatayspor tarihinin en ibretlik dosyalarından biridir: Sadece sahada takımı geriye itmekle kalmamış; aylık 900 bin TL gibi fahiş bir maaş alırken, iddialara göre kendi takımının maçına bahis oynayacak kadar ileri gitmiştir. Bir de üstüne alacakları için federasyona ihtar çekmiştir! Neyse ki hem onun hem de yine bahis soruşturmasında adı geçen Selimcan Temel’in sözleşmelerinin feshiyle kulüp, bu kirli yüklerden ve milyonluk maaş ödemelerinden kurtulmuştur.
Sahadaki yalnızlığımız, yönetim masasındaki krizlerle perçinlenmiş. Belediye Başkanı Mehmet Öntürk’ün, Görkem’in satılmaması üzerine eski yönetime tepki koyup desteğini çekmesi, Hatayspor’u adeta kaderine terk etmiştir. Araçlardan çim makinelerine, personelden lojistik desteğe kadar her şeyin bir anda çekilmesinin; takımın bugün 5 puanda çakılı kalmasındaki en büyük pay sahibi olduğuna inanıyorum.
Federasyonun “aç-kapa” yöntemiyle tahtayı açması konuşuluyor. Ancak gerçekçi olmamız gerekirse; Hatayspor’un kurtuluşu artık 2. Lig planlamasındadır. Bilal Boutobba’nın Arabistan transferinden gelecek 300 bin dolarlık pay, bu yeni ve temiz yapılanma için bir can suyu olmalıdır.
Netice itibarıyla; Altyapı var ama tesis yok. Çocuk var ama imkan yok. Şehre beton dökülüyor ama kulübe yer yok! Hatayspor ayağa kalkacaksa; birilerinin “telefonuyla” gelenlerle değil, önce kendi çocuklarına sahip çıkarak ve geleceğini akılla planlayarak kalkar.
Aksi halde bugün 34 milyonu konuşuruz, yarın 50 milyonu… Ama değişen tek şey, Hatayspor’un yok oluşuna bir adım daha yaklaştığı gerçeği olur.

YORUMLAR