Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Her Öğrenci İstediği Okul Türünde Eğitim Alabilmeli…

Eğitim Sen’e göre, LYS

Eğitim Sen’e göre, LYS ile hayal kırıklığı yaşanıyor!

Hatay Eğitim Sen, Liselere Yerleştirme Sınavı sonuçları ile veliler ile öğrencilerin hayal kırıklığı yaşadıklarını, gelecekle ilgili kaygılar oluştuğunu savundu ve her öğrencinin istediği okul türünde istediği eğitimi alabilmesine olanak tanıyan bir sistemin tartışılması gerektiğini bildirdi. Hatay Eğitim Sen adına Örgütlenme Sekreteri Hizam Hasırcı, öğrenci mağduriyetinin giderilmesi gerektiğini belirttiği açıklamasında şunları savundu:
“Ortaöğretime geçiş sisteminde yapılan değişiklik ve öğrencilerimizin karşı karşıya olduğu durumun kabul edilebilir hiçbir yönü yoktur. Pek çok gerekçe ile kaldırılan TEOG yerine getirilen bu yeni sistem, vaat edilen hiçbir hususu gerçekleştirememiş, aksine çocuklarımızın hayallerini, beklentilerini, geleceklerini olumsuz şekilde etkileyerek, derin bir belirsizliğe sürüklemiştir. 30 Temmuz 2018 tarihinde açıklanan yerleştirme sonuçları ise tüm öğrenci ve velilerde kaygı, hoşnutsuzluk, belirsizlik oluşturmuştur. Açıklanan sonuçlar, öğrencilerde ve velilerde tam bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Sonuçların açıklanmasından hemen sonra bizleri arayan veya sendikamıza bizzat gelen velilerimizin çaresizliği, yüksek puan alıp da kendilerinden daha düşük puan alanların yerleştiğini öğrenen öğrencilerin isyanı ve daha birçok sorun…
Eğitim Sen olarak bizlerin de sık sık vurguladığı ve yerleştirme sonuçlarının açığa çıkardığı en önemli husus, öğrencilerin, tercihlerinin ve yönelimlerinin akademik eğitim almaktan yana olduğudur. Yerel yerleştirme sonuçlarına göre Anadolu Liselerinin doluluk oranı % 95,1, Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin doluluk oranı % 55,5, Anadolu İmam Hatip Liselerinin doluluk oranı % 52,3 olmuştur. Bu veriler dahi MEB’in okullaşma politikasının neden şu an olduğu gibi olmaması gerektiğini açığa çıkarmaktadır. Bakanlığın yapması gereken, öğrencilerin ilgi, istek, gereksinim ve tercihlerine dayalı bir okullaşma politikası oluşturmaktır. Bunu yapmak yerine, okullaşmayı, siyasi iktidarın kendini yeniden üretebilmesinin aracı olarak kurgularsanız işte bugünkü tablo karşınıza çıkar.
Yukarıda ifade edilen duruma bir de “Yerleştirme Kılavuzu” aracılığı ile aynı okul türünden en fazla üç tercih yapma sınırı eklendiğinde durum daha da vahimleşmektir. Yerel yerleştirme sonucunda yerleşmeyen öğrenci sayısı 91.687’dir. Bu sayıya 4. ve 5. tercihine yerleşen 92.010 öğrenci de eklendiğinde öncelikle tercih ettiği lisede okuma şansını baştan kaybetmiş 183.697 öğrenciden bahsetmek mümkündür. Bunların 21.070 tanesi boş kalan Anadolu liselerine yerleşse dahi geriye 162.627 öğrenci kalmaktadır. Öncelikle hiç yerleşemeyen 91.687 öğrenci “Nakil ve Yerleştirme Komisyonu” tarafından, tercihleri dahi alınmadan boş kontenjanlara yerleştirilecektir. Öğrencilerin iradesini yok sayarak yapılacak olan bu yerleştirme çocuk haklarına da insan haklarına da aykırıdır.
Yerleştirme sonuçları dikkatle incelendiğinde ortaya çıkan bir diğer sonuç ise ‘merkezi yerleştirme’ ile yerleşen 127.480 öğrencinin toplam merkezi yerleştirme tercihi yapan 437.070 öğrenciye olan oranının % 29,1 olmasıdır. Diğer bir ifadeyle, merkezi olarak yerleşmek isteyen öğrencilerin %70,9’u tercihlerinden birine yerleşememiştir. Bunlardan kaçı yerel yerleştirmede istediği bir okula yerleşmiş veya hiç yerleşememiştir? Bu konu ile ilgili MEB bir bilgi açıklamamıştır. Bu durumda bulunan 309.590 öğrencinin zorunlu olarak yerel yerleştirme tercihinde bulunduğu dikkate alındığında, rakamların ne kadar yanıltıcı olabileceği gerçeği ile karşılaşmaktayız.
Veliler zorla özel okula yöneltilmiştir!
2017-2018 eğitim-öğretim yılında 8. sınıfta okuyan toplam öğrenci sayısının MEB eski Bakanı İsmet Yılmaz tarafından ortalama 1.180.000 olarak açıklandığı ve yerel yerleştirmeye toplam 1.017.891 öğrenci başvurduğu dikkate alındığında, başvuru yapmayan 162.109 öğrencinin büyük bir bölümünün tercihinin baştan özel okullar olduğu ortaya çıkmaktadır. Ortaöğretime geçiş sisteminde değişiklik tartışmalarının başından bu yana yapılan uyarılar maalesef doğru çıkmış, yaratılan kaygı ve belirsizlik ortamı özel okulların kontenjanlarının dolmasına hizmet etmiştir.
Eğitim Sen Hatay Şube olarak taleplerimiz…
1.MEB, yaşanan bunca soruna seyirci kalmamalı ve hızla adım atmalıdır. Öncelikle öğrencilerin tercihlerinin akademik eğitim almaktan yana olduğu gerçeğinden hareketle okulların kontenjanlarının artırılması sağlanmalıdır. ‘Yerleştirme Kılavuzu’ ile tercihe getirilen sayı ve okul türü sınırlandırılması kaldırılarak, öğrencilere yeniden tercih hakkı verilmelidir. Tek bir öğrencinin bile istemediği bir okul türüne gitmesine izin verilmemelidir.
2.Yerleşemeyen veya yerleştiği okuldan başka bir okula geçmek isteyen öğrencilerin tercihlerini sağlıklı şekilde yapabilmeleri için okulların açık olan kontenjanları ilan edilmelidir. Ayrıca ‘Öğrenci Nakil Ve Yerleştirme Komisyonu’ tarafından 10-14 Eylül 2018 tarihleri arasında hiçbir ortaöğretim kurumuna yerleşememiş öğrencilerin başvuruları alınacaktır.
Yayınlanan takvime göre bu başvuruların sonucunda yerleştirme işlemlerinin 16 Eylül 2018 tarihine kadar sonlandırılması gerekmektedir. ‘Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ başvuru ve yerleştirme işlemlerinin öğrencilerin tercihlerine göre yapılmasını düzenlerken, ‘Ortaöğretime Geçiş, Tercih ve Yerleştirme Kılavuzu’ öğrencilerin tercih hakkını yok saymaktadır. Yönetmelik ile tanınan bir hakkın kılavuz ile sınırlandırılması hukuken mümkün değildir. Aksi durumda öğrenciler kendilerinin değil, komisyonun tercih ettiği okullara yerleşmek zorunda kalacaklardır. Bu durum, eğitim hakkının engellenmesi olduğu gibi, komisyonların öğrencileri ‘meslek lisesi ve imam hatip lisesine’ yerleştireceği gerçeğini taşımaktadır.”
Hatay Eğitim Sen’in ortaöğretime yerleşme sınavlarıyla ilgili açıklama-sının son bölümünde de şöyle denildi:
“En önemlisi ise öğrencilerin ilgi, istek, tercih ve gereksinimlerini yok sayan bu ‘Ortaöğretime Geçiş Sistemi Uygulamasının’ derhal sonlandırılması ve her öğrencinin istediği okul türünde ve okulda eğitim almasına olanak sağlayacak bir sistemin inşası için tartışma başlatılmasıdır.” -Cemil Yıldız-