“Biz gidersek memleket batar”
Dr. Necmettin Çalışkan, “Evet, hedefe ulaşıldı. Kimse çalışanlara verilen kuş kadar zam oranını konuşmuyor. Satılan fabrikaları konuşmadığı gibi…” derken, uyardı… “En son söyleyeceğimizi başta söyleyelim… Ekonomimiz ‘kırmızı alarm’ değil, ‘mor ötesi alarm’ vermeye başladı.”
Yaklaşan 31 Mart yerel seçimleri atmosferinde, siyasi partilerin aday kalabalığı ve söylemleri arasında çokça kaybolan vatandaşın geçim derdine işaret eden, Saadet Partisi Genel İdare Kurulu üyesi ve Hatay siyasetinin önemli isimlerinden Dr. Necmettin Çalışkan, ‘yaşanan algı operasyonlarına’ işaret etti ve ‘zamlar ve ekonomi’ başlığında eldeki tabloyu netleştirdi.
Değerlendirmesine “Enflasyon, Aralık’ta aylık eksi yüzde 0.40 olurken, yıllık bazda ise yüzde 20.30 olarak gerçekleşti. Enflasyon rakamlarının belli olmasıyla birlikte, memur zamlarına yapılan maaş oranı 10.69 olarak belirlendi. Yılların emekçileri ise asgari ücretlinin altında maaş almalarına rağmen, 10.2 yeni zam oranlarıyla maaş alacaklar. Basına yansıyan haber bu!” diyerek başlayan Çalışkan, şöyle devam etti:
“Birkaç aydır beklenen maaş zam oranları, yılbaşıyla birlikte açıklandı. Hükümet, -nasıl yaptı etti bilinmez- maaş zamlarına etki edecek Aralık enflasyonunu eksi değerlerde hesaplattı. ‘Şapkadan tavşan çıkarmak nedir?’ diye soranlara, herhalde en iyi örnek gösterilebilir. Artı çıksaydı, TÜİK Başkanı görevden alınırdı muhtemelen. Önceki alındı çünkü!
Sonuçta, paramız %35-40’lar civarında değer kaybederken ve bütün temel ihtiyaç maddelerinde
-ALARM VERİYOR!-
Türkiye ekonomisinin, ifade edildiği gibi ‘pembe’ bir tablo sunmadığının altını çizen Necmettin Çalışkan, “En son söyleyeceğimizi başta söyleyelim… Ekonomimiz ‘kırmızı alarm’ değil, ‘mor ötesi alarm’ vermeye başladı” dedi ve devam etti:
“2019 yılı, ciddi sorunlara gebe. Önümüzdeki seçim, bazı zamları engelliyor anlaşılan. Zira hükümetin, zam yapmadan ekonomiyi sürdürmesi mümkün görünmüyor. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Son zamanlarda uzmanlar da ciddi yükselişlerin olacağını ifade etmeye başladılar. Bu yüzden TUSİAD Başkanı da yaptığı son açıklamada, seçim vaatlerinin ekonomiye olumsuz yansıyacağı mealinde sözler sarf etti.”
-KİMSE KONUŞMUYOR!-
Emekli ve memurun alacağı zam yanı sıra, ücretlendirilen poşetlerle beraber gündemin kalabalık olmasına değinen Çalışkan, şu tespiti yaptı:
“Gelelim sadede… Memur ve emekli zamları açıklanınca ne görelim! Millet, zam oranları ile enflasyon arasındaki uçurumu değil, poşet meselesini konuşuyor. Markete eşekle giren mi dersiniz, poşetten memnun olmayıp geri iade eden mi dersiniz, gündemde, market poşetlerinden alınan 25 kuruşluk ücret var. Bu da, herkesten alınan dolaylı yeni bir vergiye dönüşecek gibi.
Ama bu ilk değil, algı operasyonu her zaman var. Örneğin, Ocak ayında verilecek zam, Eylül ayından itibaren her ay tekrarlanıyor; ‘Çalışanlara müjde’. Bu haberler öyle bir pompalanıyor ki, sanki memur her ay zam alıyor sanırsınız. Zam, Ocak ayında yapılacak. Ama zam gelene kadar, vatandaş, memurun 5 kere zam aldığını sanıyor.”
-NE DURUMDAYIZ?-
31 Mart Seçimleri öncesinde söylemlerin de, sloganların da dünle aynı olduğunu söyleyen Necmettin Çalışkan, sözlerini şöyle noktaladı:
“Bitmedi… Her seçim döneminin klasiği, ‘Çok başarılıyız, daha iyisi yok. Biz gidersek memleket batar’ algısı yine yaşanacak gibi görünüyor. ‘Uçağımız havada, yerli otomobil yolda!’ Peki, borcumuz ne kadar? Cari açık ne durumda? Ödediğimiz faiz ne kadar? Tahvil ihracı ne demek? Hazine adına borçlanma yetkisi verilen yabancı bankalar kim/ler? Reel sektör ne halde? Üretimde ne durumdayız? Sayıştay rakamları neden Meclis’e gelmiyor? Sayıştay raporlarındaki hususlar/yolsuzluklar nasıl engellenecek?
Bu başlıklarla ilgili bir açıklama okuyor musunuz? Kimin umurunda. Evet, memura büyük zammm, vergide büyük indirimmm. Yoksa paralı poşeti özellikle mi gündemde tutuyorlar dersiniz!” -Tamer Yazar-