Onlar, şehirlerin çöp ayrıştırıcıları…
Aralarında, Suriyeli sığınmacı kalabalığının yoksul isimleri de var. Yaşlısı, genci, çocuğu… Erkeği ya da kadını da! Onlar, kentin her yerindeki çöp konteynerlerinin ayrıştırıcıları, hayatta kalma mücadelesi verenleri…
Çöplerin içinde, eldivensiz ve maskesiz, rızıklarını arayan çöp toplayıcılarına hemen her gün Antakya’nın birçok yerinde rastlamak mümkün. Kağıt, cam, plastik ve metal dönüşüm işleminde en aktif rolü üstlenenler, onlar. Şehrin hemen her yakasında ve tüm caddelerinde, gece gündüz demeden çalışanlar…
Gelişmekte olan ülkelerde, işsizliğin yol açtığı yoksulluk ve imkansızlık, bu işi yapma nedenleri arasında ama… Hatay’da bu işi yapanlar arasında Suriyeli sığınmacılar da var. Yaşlısı, genci, çocuğu… Erkeği ya da kadını da!
-KİLO HESABI!-
Kağıt, cam, plastik ve metal gibi geri dönüştürülebilir atıkları, çok tehlikeli atıkları ve hastalık yapıcı mikropları da bünyesinde barındıran çöp bidonu, torbası ve konteynırı içinden ayıklayarak toplayan, atık toplama depolarına satan, böylelikle geçimlerini sağlayan, hayata tutunmaya çabalayanlardan birine sorduk, kazancını… Suriyeli olduğunu, ismini vermek istemediğini söyledi, ama ifade ettikleri de hepsinin ortak sorunuydu!
“Sabah erkenden başlıyoruz. Kazanç da kilo hesabı olduğundan, kimi motosikletine bağladığı, kimi bisikleti ile taşıdığı, kimi de tekerlekli demir arabasında taşıdığı çuvalı doldurma peşindedir. Bir kenara para atmak değil derdimiz, ama o gün aç kalmamak. Evin ihtiyacını karşılayabilmek. Birçoğu maske takmaz, ama ben takıyorum. Aslında konu salgın değil! Koku! Sanırım hala alışamadım. En zoru da, insanlar size iğrenerek bakıyor! Tehlikeliymişsiniz gibi! Oysaki bu da bir iş! Bu da bizim ekmek mücadelemiz!” -Tamer Yazar-