“Terör en önemli sorun. Bunun nasıl çözüleceğine dair yanıtı siyasilerden bekliyoruz ama, iş dünyası olarak bu noktada elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu da her zaman
söylüyoruz” diyen Hataylı İşadamı Erol Bilecik, her şeye rağmen bir şeyin altını özenle çizdi…
TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği) yönetiminde son dönem gündeme gelen ‘Aday’ söylentilerine karşılık henüz resmi bir açıklama yapmayan Hataylı İşadamı- Index Grup CEO’su Erol Bilecik’in, 12 Ocak’ta yapılacak olan TUSİAD Genel Kurulu’ndan ‘Başkan’ olarak çıkacağına artık kesin gözüyle bakılıyor. Peki, bu aşamaya nasıl mı gelindi?
-Alİ KOÇ İSTEMEDİ-
Başkan Yardımcıları Ali Koç ve İzmirli Şükrü Ünlütürk ‘başkan’ olmak istemeyince, Derneğin kurucu başkanları yeni bir aday için biraz uğraşmak zorunda kaldı. Kulis bilgilerine göre, yaşanan yoğun görüşme trafiği sonunda, TÜSİAD’ın teknoloji sektörüne yakın üyelerinden Index Grup kurucusu Erol Bilecik ‘başkanlık’ konusunda ikna edildi. Yeni Yönetim Kurulu ise henüz belli değil. Doğal olarak bu konuda Erol Bilecik’in listeye hakim olması gerekiyor. Ancak Bilecik’in Başkan olması ve Ünlütürk’ün ayrılması, iki ismin yerine yenilerinin girmesi demek. Tahminlere göre; Ali Koç, Murat Özyeğin, Mehmet Tara ve Simone Kaslowski’nin yerini koruması bekleniyor. Kadın üye olarak sadece Esin Güral mı kalacak, yoksa yeni kadın üyeler yönetimde yer alacak mı? O da sürprizlerden biri olabilir. Beklentiler, zorlu süreçte güçlü bir yönetimin TUSİAD’da görev alması. Hataylı İşadamı Bilecik’in, işte bu arayışların doğru adresi olduğu konusunda ciddi bir çoğunluk hemfikir.
-ATEŞTEN GÖMLEK-
“Ateşten Gömlek” olarak yorumlanan TÜSİAD Başkanlığı için hazırlanan Index Grup kurucusu Erol Bilecik, 12 Ocak’taki Genel Kurul öncesi yaptığı ilk açıklamalarında, şu an ki ekonomik görünüme ilişkin gelecek beklentilerini paylaştı. Dünya’dan Özlem Ermiş Beyhan’ın sorularını yanıtlayan Bilecik, yeni yılın ilk yarısından değil ama, ikinci yarısından ümitli. Satın alma peşinde olduklarını açıklayan Bilecik, fırsatları yakından izlediklerini söyleyerek, yeni yılda yatırımda hız kesmeyeceklerinin sinyalini verdi.
-DİJİTAL DÖNÜŞÜM-
İfade edilenler net! Dijital dönüşüm, 2017’nin en önemli gündem maddelerinden biri olacak. İç ve dış politika gündeminin yoğunluğu içinde bu başlık çok fazla gündeme gelmese de, Index CEO’su Erol Bilecik, dijital dönüşümün önemini şu saptama ile ortaya koyuyor:
“Önümüzdeki yıllarda dijital dönüşümü gerçekleştiremeyen şirketler sahneden silinecek. Üretimde verimliliği artırmak için 4.0 olmazsa olmaz. En büyük 500 şirketin belki yarısı bu dönüşümü gerçekleştiremeyip değişecek. Bundan bir 10 yıl önce listede var olup şimdi olmayanlar gibi…”
-KRİZ TECRÜBESİ-
Türkiye’nin ve Türk insanının ‘kriz’ tecrübesi olduğunun altını çizen Hataylı İşadamı Erol Bilecik’in cevapları, nasıl bir TUSİAD Başkanlığı süreci yaşanacağının da resmini çiziyor aslında. İşte o sorular ve cevapları;
►Türkiye zor bir dönem geçiriyor. Çalışanların işe odaklanmasını bu zor ortamda nasıl sağlıyorsunuz?
Biz 27 yıllık bir şirketiz. Bu dönemde birçok işin sanı gibi çok ekonomik kriz yönettik. Bu dalgalanmaları yönetme konusunda çok tecrübesi var Türk iş insanının. Ama tüm tecrübeler içinde, 2016, en orijinal tecrübe sanıyorum. Avrupalı ortaklarımız, sizin sorduğunuz sorunun aynısını soruyorlar. Hassas bir çizgide işlerimizi yönetiyoruz. 2016’da çok sayıda terör saldırısının gerçekleştiği, bir darbe girişimi olup bu saldırının başarıyla bertaraf edildiği bir yıl yaşadık. Bunların hepsi bir daha tekrar etmez diye düşünüyorum. Temennimiz de bu kötü günlerin geride kalmış olması. Moral bozukluğu yarattı bütün bu yaşananlar. Bu süreçte, çalışan arkadaşları motive ederken zaman zaman zorlandık, ama işimizi devam ettirmemiz gerek. Hepimizin içinde olması gereken bir mücadele bu.
►Belki başka bir ülkede yaşansa bunlar…
İnanın, gelişmiş bir ülkede olsa, çok daha fazla negatif sonuçlarını görürlerdi. Kriz tecrübelerimizle, bizim bu süreci Türk iş insanları olarak çok daha kolay atlatmakta olduğumuzu söyleyebilirim.
►2016’da, siz Index olarak hedeflerinizi tutturdunuz mu?
Daha farklı büyüyebilirdik, olmadı. Ama koyduğumuz yüzde 12 ila 14’lük büyüme hedefini tutturuyoruz. Bu büyümede, mobil ürünlerin ve katma değerli teknolojiler çok etkili oldu. Notebook gibi klasik ürünler bu büyümeden çok pay alamadı. Bu yıl da iki haneli büyüme hedefi var.
►Buradan baktığınızda, 2017 yılının nasıl gelişeceğini öngörüyorsunuz?
Her yıl bir umutla başlar. Umutların biraz daha revize edildiği bir 2017 görünüyor gibi. Çok temel, çok makro problemler maalesef ortada. Global dünyada bir iklim değişikliği var. İşte ABD seçimi, önümüzdeki dönemde Avrupa’da yapılacak 7 ya da 8 seçim, bu seçimlerin etkileri… Burada belirsizlikler var. Bizim iç yapımıza baktığımızda, terör en önemli sorun. Bunun nasıl çözüleceğine dair yanıtı siyasilerden bekliyoruz ama, iş dünyası olarak bu noktada elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu da her zaman söylüyoruz. Haliyle, komşu ülkelerle yaşadığımız sorunlar, onların iç sorunları ve zaman zaman resmin bir parçası olma durumunda kalışımız… Bütün bunlar nedeniyle, 2017’yi güzel cümleler kuracağımız bir yıl olarak görmüyoruz. Yılın ilk yarısını hızlıca atlatıp, ikinci yarı yıla daha umutla bakmayı istiyoruz.
►Siz de mi ilk 6 ayı kayıp olarak görüyorsunuz?
Görmemek gerek. Böyle bir hakkımız olmadığını düşünüyorum. Ama ikinci yarıdan daha ümitliyiz. Kendi bütçe planımızda, ikinci yarıda vitesin biraz daha artacağı bir süreç öngörüyoruz. Biz de vitesi ikinci yarı artıracağız. Sektörümüzde, zaten cironun yüzde 40’ı ilk yarı, yüzde 60’ı ikinci yarıda yapılır. Bu yıl ise bu oranın yüzde 30 ilk yarı, yüzde 70 ikinci yarı olacağını öngörüyoruz. İnşallah bu parlak bir 100 olur, sönük bir 100 olmaz.
►Şu anda şirket yönetiminde yapılabilecek en doğru ve en yanlış hareket nedir sizce?
Her endüstri için farklı tabii ama… Biz, iş ortaklarımıza, şu dönemde mali disiplinlerini en üst seviyeye getirmelerini öneriyoruz. Şu anda herkesin bütçe yapıyor olması gerekiyor. Sadece büyük şirketler değil, küçük yapıların hatta buna daha çok ihtiyacı var.
►Siz döviz riskini nasıl yönetiyorsunuz Index olarak?
Mobil ürünlerde, kendi yapımız içinde bütün girişlerimiz TL’dir. Apple Türkiye, kendi ithalatını yapar, kur hedgingini kendi yapar, biz distribütörlere ürünü verirken TL faturasıyla verir. HP, Canon, Samsung, Lenova böyledir. TL ile alım, bizim yıllar önce keşfettiğimiz bir hadisedir. 1.5-2 milyar dolarlık bilançomuzun yüzde 67’si TL olduğu için, bu, dövizdeki dalgalanmanın etkilerini minimum hissetmemizi sağlıyor. 8 bin bayimiz var. Bu yapı, bizim bilançonun üçte ikisi kadar bir konfor alanı sağlıyor bize.
►Peki, 2017 için dolarda nasıl bir seyir öngörüyor ve bütçeliyorsunuz?
İlk yarı yine bir dalgalanma bekliyoruz açıkçası. Nisan sonuna kadar bu dalgalanmaların devam etme ihtimalini biz de fikren satın almış vaziyetteyiz. Ondan sonrası daha stabil bir düzen olur. Hiçbir şekilde bu volatilite sürekli devam edemez. O zaman kristal vazo kırılır, ki böyle bir şey olamaz.
-GLOBALLEŞME PROVASI-
2023 yılında teknoloji kulvarında Avrupa’nın ilk 5 büyük grubu içinde olmayı hedefleyen Index Grup adına konuşan Bilecik yurtdışına açılımın henüz embrio aşamasında olduğunu vurgulayarak, ofislerin kurulduğunu ve eleman alımının başladığını belirterek, “Bizim için iyi bir antreman. Henüz rakamlarımız içinde önemli bir noktaya gelmedi yurtdışı ama, çok keyifli bir motivasyon oldu bizim için” ifadesini kullandı.
-BİLİŞİM BAKANLIĞI KURULMALI-
Türkiye’de teknoloji sektörü yeni kurulan şirketlerle önemli bir açılım yaşıyor. Peki, sektör nasıl ilerliyor, ayaklar sağlam mı basıyor, yoksa bir topallık söz konusu mu? Erol Bilecik, sektörü yakından tanıyan bir isim. Şöyle analiz ediyor:
“Sektör, son 5 yılda kurulan yeni şirketlerle bir atılım içinde. Meyve vermeye başlayan bir iklim değişikliğini izliyoruz. Bundan çok mutluyum. Girişimci olma sevdası iş hayatına dönüşüyor diye görüyorum. Ancak çok temel bir eksiklik var. Yeni teknolojilerde, hardware üretiminde bizim ülke olarak çok geç kaldığımız bir gerçek. Ancak yazılım teknolojisinde önemli ülkelerden biri olma fırsatı var. İnanılmaz bir genç nesil var. Burada, devletin daha aktif liderlik etmesi gerekiyor. Bir Bilişim Bakanlığı olabilir. Başbakan’a, Cumhurbaşkanı’na bağlı özel bir yapıyla olabilir. Burada, Türkiye’nin, “2023 yılında 50 milyar dolarlık yazılım ihracatı” gibi bir hedef koymaya ihtiyacı var. Neden Türkiye Google yaratamasın? Kriz gündeminin ötesinde bir liderlik ve bir hedef ortaya konulursa, bunu gerçekleştirebilecek altyapının var olduğunu ben görüyorum. Şimdi düğmeye basarsak, 5 yıl sonra meyvelerini toplama imkanımız olabilir. Bizden de google’lar çıkabilir. Kod yazan bir genç nesille başlayan bir ortam üretebilmek gerek. Bu, meyvelerini çok uzun vadede değil orta vadede verecektir.”
►Nasıl bir büyüme hedefi koydunuz Index’e 2017 için?
Yine çift haneli büyüyebilir miyiz diye bakıyoruz. Yılın ikinci yarısındaki katkılarla bunu gerçekleştirebiliriz diye düşünüyoruz.
►Yeni bir alan gözlüyor musunuz?
Biz, teknoloji endüstrisinin girilmedik kulvarını bırakmadık diyebilirim. Bu alanda bütün kulvarları kapsamaya devam edeceğiz. Bu kulvarları kapsayan bir lojistik işimiz var. Hem kendimize hem dış dünyaya bu hizmeti vermeye devam edeceğiz.
►Krizde satın alma fırsatları oluşur. Siz bu fırsatlara ne mesafede olacaksınız?
Biz, şirketlerimizden Datagate şirketini, Neteks’i, 2001 krizinden sonra bünyemize kattık. Artım A.Ş.’yi de 2011’de satın aldık. Grubun DNA’larında satın alma ile büyüme var. Hedef ve amaçlarımıza uygun yapılar olduğunda, bu tip dalgalanmalar yaşandığında, onları bünyemize katmak bizim oyun planımızın bir parçası. Her zaman açığız. Ağırlıkla yurtiçinde bakacağız.
-Tamer Yazar-