Aynı Hataları Yapıyorlar
15 Temmuz kanlı darbe girişimini Türkiye’ye yaşatan FETÖ sürecine işaret eden Dr. Necmettin Çalışkan, “İktidarda olmaları, kendilerini baş sorumlu yapması gerekirken, hala mağduru oynuyorlar” dedi ve siyasetin sorumlu ayağına işaret etti, ekledi de…
Ankara’da siyasetin iktidar kısmında duranlara yönelik eleştirilerini paylaşan ve kendileri tarafından paylaşılan ikazların bugüne kadar dinlenmediğini, hataların da bu nedenle tekrar edilegeldiğini söyleyen, Saadet Partisi’nin Hatay’daki en önemli isimlerinden Dr. Necmettin Çalışkan, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Millî Görüşçüler, söyledikleriyle defalarca haklı çıkmalarına rağmen, gömlek değiştirenlerin de her defasında aldanmalarına rağmen, bu arkadaşlarımız, bir Millii Görüşçünün ikazlarını neden dinlemez? Kompleks mi acaba? Ne derseniz deyin, sonuç vahamet…
Makam, mevki ve ihale peşinde koşmadan davada sebat edenlerin ikazlarını zamanında dinlemeyip, sonradan pişmanlık yaşayarak ‘aldandık, Allah bizi affetsin’ deyip her tükürdüklerini yalama pişkinliğinden vazgeçmiyor, hiçbir hatadan ders almıyorlar. Ve halâ ikazları dinlemeyip, aynı hataları yapmaya devam ediyorlar.
Anlatsak anlamıyorlar, sussak vicdanımız elvermiyor. Ama gerçekler ağır geliyor. Ağızlarıyla söyleyip dursalar da gerçekte halâ “aynı gemide” olduğumuzu bir türlü̈ anlamıyorlar. Bu laf dinlemezliğin, öğüt almazlığın sebebi ne ola ki?”
-SİYASETİN PAYI-
15 Temmuz kanlı darbe girişimini Türkiye’ye yaşatan FETÖ sürecine de işaret eden Dr. Necmettin Çalışkan şu çarpıcı saptamayı paylaştı:
“Buradan bir zaman tüneli gibi geçmişe gidecek olsak, ‘hanginiz FETÖ’cü değilsiniz? Hanginiz FETÖ’nün yanında bulunmadınız?’ deme hakkımız var sanırım. Kirli çamaşırlar ortaya dökülmesin. İktidarda olmaları kendilerini baş sorumlu yapması gerekirken, hala mağduru oynuyorlar.”
-MİLLİ GÖRÜŞ KİMLİĞİ-
Milli Görüş kimliğinin siyasetteki ağırlığına da dikkat çeken Çalışkan, sözlerini şöyle noktaladı:
“Bugün pek çok Ak Partili eski dostumuz; şahsiyeti, onuru, bilgisi, çevresi, geçmişi olduğu için değil, yalnızca Milli Görüşçü abilerinin yanında görüldüğü için, ‘bunlardan zarar gelmez’ diye başkan-vekili yapıldılar. Görevleri bittiği an kimse kendilerine selam vermez. Bunu da iyi biliyorlar. Ama ne acıdır ki, civciv çıktığı kabuğu beğenmezmiş. Bunlar da şimdi Milli Görüşçülere tafra yapıyorlar. Gelecekte başlarına yine bir iş gelse, ‘Biz de Milli Görüşçüydük, Erbakancıydık’ diyecekler.
Bütün bu olanlar ve yaşananlar karşısında onlara düşen görev, kendilerine hak, hukuk ve adaleti hatırlatan Milli Görüşçülere saldırmak değil, tersine ‘hata yaptık, nereden dönsek kardır’ diyerek söylenenlere kulak vermek olmalıdır.” -Tamer Yazar-