Yanı başından geçiyoruz…
Geçmişle olan bağı kuran ‘kentsel dokular’ ve ‘mimari örnekler’ hızla elden çıkarken, ‘yerellik’ ve ‘yerel değerler’ adı altında yaygınlaşan mimari kitschler ise tüm kentleri sarmaya devam ediyor. Antakya, bu karmaşa içinde yaraları en ağır kentlerden biri ve eldeki de o karmaşanın görünmeyen kurbanlarından. Peki, bu kurban verme eyleminde ‘yerel idarelerin’ payı ne? Peki ya bilip de susanların!
‘Bir zamanlar…’ diye başlayan hikâyesini okumaktan vazgeçtiğimiz evlerden birine açtık bugünün sayfasını. Kemerli iç yapısı çok şey anlatıyor saklı geçmişine dair, ama çöp içindeki harap hali baskın çıkıyor. Adımlarınız yaklaşırken, içinden yükselen koku sizi uzak tutuyor. Terk edilmişliğin faturasında yıl yıl eksilen evlerden biri olması mı? Onu ayrıcalıklı yapmıyor! Aksine, ‘yok olan bir ev daha’ noktasında, soluklaşan tescilli evler tablosundan bir rakam daha eksiltiyor.
-KOMEDİ!-
Hatay adına, Ankara’dan İstanbul’a farklı birçok şehirde tanıtım günleri düzenleyenlerin, yabancılara çağrı yaparken bu kentin yüzyıllar öncesine dayanan evlerini de kullanarak çok güzel reklam yaptığına işaret eden bir Antakyalı devam etsin mi?
“İstanbul Maltepe etkinlik alanında düzenlenen Hatay Tanıtım Günleri’nde Büyükşehir Belediyesi’nin standını görenlerden biriyim. Bir kere kentin gastronomi ünvanına dair o kadar güzel bir çalışma yapmışlar ki, bayıldım. Çerçeveler içerisine ekli bu kentin zenginliği muhteşemdi. En çok da, eski Antakya evleri şeklinde dizayn edilen o görsellik… Aslında merak ettiğim kısım da bu!
Dışarıda kendimizi anlatırken ‘muhteşemiz’! Herkesi bu kente davet ediyoruz! Bahse konu evden yola çıkalım mı? Büyükşehir Belediyemiz, tanıtım standını bile bu kentin taş ve ahşap evlerinden esinlenerek hazırlıyor, ama… Eldeki için niye harekete geçmiyor? Yetkisinde mi değil? Yoksa dikkat ve ilgi alanına mı girmiyor? Hangisi? Bir tarafta ‘bakın bizler neye sahibiz’ diyoruz’ ama sahip olduklarımızı soktuğumuz hallerle de şaşırtıyoruz.
Ben yabancı biri olsam ve bana bu daveti yapanlara inanıp bu kente gelsem, inanın büyük bir hayal kırıklığı yaşardım. Bir kere korkunç bir ‘ipin ucu kaçmış hikaye’ var Antakya’da. Tamam, muhteşem restorasyon örneklerimiz var. Ama gerisi! O gerisi dediklerimiz ne halde, biliyor muyuz?
Haberde geçen evin eski halini bilmiyorum ama, içinde kemerli yapısından geriye kalan kısımlar hala sağlam. Zaten bir o kısmı kalmış! Sanırım etraftaki herkes de çöpünü buraya boşaltıyormuş. İçi dışı çöp dolmuş.
Dediğim gibi… İstanbul’daki etkinlikte standınızı bu evlerin hikayesi ile taçlandıracaksınız, ama var olanın ne pansumanını yapacaksınız, ne de sorunu omuzlayacaksınız! Peki, sizlerin de hep dediği gibi, gerçeğimiz ne olacak? Tamam sloganlarımız çok süslü, çok gösterişli, çok şaşalı ama… Gerçeğimiz ne olacak? Sizler İstanbul’da sloganlarınızı attınız da, sonu ne olacak? Size inanlar nasıl bir gerçekle karşılaşacak? Sorun da bu… Attığımız sloganların sonunu düşünmüyoruz! Gelsinler de, ne olacaksa olsun durumu yaratıyoruz! Komedi mi? Hem de kocaman bir komedi!”
-KUDEB NE DER?-
Bu yapıya dair eski tarihli bir haberimiz üzerine bizlerle irtibata geçen ve bahse konu Antakya evinin nerede olduğunu soran KUDEB (Büyükşehir Belediyesi) yetkilileri ile görüşmemizin üzerinden yıllar geçti! Ancak ne ev noktasında bir iyileşme yaşandı ne de görüşme ile ortaya olumlu bir tablo çıktı! Buradan sormak gerekiyor!
-Bugüne kadar ne yaptınız?
-Yetki dahilinde ne çözüm yarattınız?
-Peki, çözümsüzlük için bahaneniz ne oldu?
-Şu an çöp içindeki tarih için nasıl bir rapor yazdınız?
-Yazdığınız raporda sorumluluğu kime yüklediniz?
-Sahi, daha kaç tanesi için bunu yaptınız?
-Kaderine kaç tanesini terk ettiniz?
-‘Elden gelen bu’ mu dediniz?
-Peki, elden gelen ‘niye’ bu?
-BU DEĞİL!-
Elden gelen bu değil, olmamalı… Ki o yüzden, yerel idareler bünyesinde ciddi sayıda uzman ve personel barındıran KUDEB birimlerine görevlerini ve sorumluluklarını, en çok da bu kente dair yapmaları gerekenleri ısrarla hatırlatmaya devam edeceğiz. Görevlerini okumaya başlayalım mı?
-Taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarında yapılacak olan tadilat ve tamirat uygulamaları öncesinde yapıyı incelemek ve yapılacak onarıma ilişkin koşulların belirtildiği onarım ön izin belgesini düzenlemek,
-Taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları, bunların koruma alanları ve sit alanlarında, tadilat ev tamiratların; özgün ve biçim ve malzemeye uygun olarak gerçekleştirilmesini denetlemek, uygun bulunanlara onarım uygunluk belgesi düzenlemek,
-Tadilat ve tamirat kapsamında başlanılan onarımlarda esaslı onarım gereğinin saptanması durumunda onarımı durdurarak konuyu
![](http://www.antakyagazetesi.com/wp-content/uploads/2018/10/tılsımoo1-169x300.jpg)
belgeleri ile koruma bölge kurulu müdürlüğüne iletmek,
-Taşınmaz kültür ve tabiat varlığı parseline bitişik parsellerde ve koruma alanlarında yer alan ve yürürlükteki yasal düzenlemelere göre ruhsatı bulunan tescilsiz taşınmazlardaki tadilat ve tamirat uygulamalarına, varsa koruma amaçlı imar planı koşulları da dikkate alınarak izin vermek ve denetlemek,
-Koruma bölge kurulları tarafından uygun görülen koruma amaçlı imar planlarının plan hükümleri çerçevesinde uygulanmasını denetlemek,
-Koruma bölge kurulları tarafından onaylanmış rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerine ilişkin uygulamaları denetlemek, projesine uygun tamamlanan uygulamalar için kullanma izin belgesi düzenlemek,
-Taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile bunların korunma alanlarında koruma yüksek kurulunun ilke kararları, koruma bölge kurulu kararlarına aykırı ve ruhsatsız olarak yapılan inşaatlar ile koruma amaçlı imar planlarında, plana; sitlerde, sit şartlarına aykırı olarak inşa edilen yapılar hakkında imar mevzuatına göre gerekli işlemleri yapmak, uygulamayı durdurarak konuyu belgeleri ile koruma bölge kurulu müdürlüğüne iletmek,
-Tescilli kültür varlıklarının mail-i inhidam olmaları halinde can ve mal güvenliğinin sağlanması için gerekli işlemlerin yaparak durumu koruma bölge kurulu müdürlüğüne iletmek,
-Maliki bulunduğu taşınmaz kültür varlığının onarımının gerçekleştiremeyecek durumda olan maliklere ilgili idarelerce yapılacak mali yardımlar ile ilgili düzenlemeleri gerçekleştirmek,
-Maliki bulunduğu taşınmaz kültür varlığının onarımını gerçekleştiremeyecek durumda olan maliklere ilgili idarelerce yapılacak teknik eleman yardımında doğrudan görev almak ya da bu görevi üstlenenleri denetlemek,
10/7/2004 tarihli ve 52l6 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7.maddesi ile 7/l2/2004 tarihli ve 5272 sayılı belediye kanununun l4.maddesine göre belediyenin görevleri arasında yer alan kültür ve tabiat varlıkları ile tarihi dokunun ve kent tarihi bakımından önem taşıyan mekanların ve işlevlerinin korunmasına yönelik programları hazırlamak, bu amaçla yapılacak uygulamalara ilişkin işlemleri yürütmek,
-21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu ve 3/5/1985 tarihli 3l94 sayılı İmar Kanununa aykırı uygulamaların tespiti halinde ilgili idareye ve cumhuriyet savcılığına bildirimde bulunmak.
-KOLAY GELSİN!-
Toplam 11 sorumluluk noktasında, Antakya adına görev üstlenen KUDEB birimlerine ‘kolay gelsin’ diyelim mi? Diyelim, ama… Hatay Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı tarafından eski bir Antakya evinin restore edilmesi suretiyle kullanıma açılan ve ‘Koruma Uygulama ve Denetim Büroları’ (KUDEP) Hatay Şubesi olarak hizmet etmeye başlayan ‘dün’ imzalı bir evde oldukça zor bir görevi ifa edenlere, etmeye çalışanlara ‘takipteyiz’ demeyi de ihmal etmeyelim! -Tamer Yazar-