Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Nabi İNAL

Hoş geldin demek istiyoruz…

Dün akşam, saatler 24’ ü gösterdiğinde 2018 yılını geride bırakarak 2019 yılına ilk adımı atma heyecanını yaşadık.

Bir yıl önce, yeni yıla girerken hemen hemen aynı kelimeleri kullanmak suretiyle 2017’ye güle güle, 2018 ise hoş geldin demek istediğimizi belirtmiş idik.

Bugünde aynı şekilde 2018’ e güle güle,2019 yılına ise hoş geldin demek suretiyle yeni yılın ilk gününe başlamak istiyoruz. Ama bunları içtenlikle yazmak ve söylemek içimizden gelmiyor. Zira 2018 yılı bize neredeyse kan kusturduğu için, ona güle güle demek yerine, bir an evvel çek git demenin daha doğru olacağı kanısındayız.

Ama ne yazık ki hemen hemen bütün yıllar, bu şekilde gelip geçiyor. Her önceki yılın olumsuzlukları sıralanıyor, yeni yıldan umut bekleniyor. Ama neredeyse gelen gideni aratır durumda oluyor.

Geçtiğimiz yıl 2017 yılı için şunları yazmıştık: 2017 yılı siyasi ve ekonomik olumsuzluklar, mutsuzluklar, geçim kaygıları, korku, kan ve gözyaşı dolu günleri bize yaşatmak suretiyle yerini yeni yıla bıraktı.

Diliyoruz ki; yeni yıl bu beklentilerimizin gerçekleşebilmesi için kendine düşeni yapar, 2017 yılını aratmaz.

Bu beklentiler ışığında 2017 yılına güle güle, yeni yıla da hoş geldin demek istiyor ve herkesin yeni yılını kutluyoruz cümleleri ile yazımızı bitirmiş idik.

Aradan bir yıl geçti. Gün olarak belirtirsek koskoca 365 gün.

Belleğimizi şöyle bir yoklayalım. Bu 365 gün içerisinde yüzümüzün güldüğü, umutsuzluk bulutların kalktığı, umut çiçeklerinin açmak üzere tomurcuklar verdiği, mutluluk güneşinin ülkemizi bütün güzelliği ile aydınlatmaya, ısıtmaya başladığı günleri yaşayabildik mi?

Buna ne yazık ki olumlu bir cevap vermemiz mümkün olamamaktadır.

Bir asrı aşkın süredir ülkemizde var olan ve Atatürk Cumhuriyeti ile birlikte kökleşerek, dal budak salarak yerleşmiş ve tüm bireyler tarafından benimsenmiş olan parlamenter rejimin etkisiz hale gelmesi, tek adam yönetiminin egemen olması gibi bir sonuç doğuracak olan yeni bir sistem 24 Haziran seçimleri ile birlikte geride bıraktığımız yılda yürürlüğe girmiştir. Böylece Türkiye’nin yönetim şekli A’dan Z’ye değişmiş, parlamento etkisiz hale gelmiş, tek kişinin kararları ile ülke yönetilmeye başlanmıştır.

Kuvvetler ayrılığı ilkesi yerine kuvvetler birliği ilkesinin benimsenmesi yolunda adımların atılmak istendiği görülüp izlenmiştir.

Siyasi yönden ülke tamamen ters yüz olmuş, başka bir anlatımla yeniden yapılanma sloganı ile allak bullak bir hale gelmiştir.

Siyasi tablo bu durumda iken, buna birde Cumhuriyet tarihinde yaşanmamış bir ekonomik kriz eklenmiştir. Öyle ki vatandaşın yaşanan kriz sonucu nefes alması bile güçleşmiştir.

Ekonomideki yaşanan kriz, etkilerini kısa sürede tüm bireylere hissettirmeye başlamış, ekonomik yangın giderek büyümek suretiyle nefes almayı zorlaştırır bir hale gelmiştir.

Geçici tedbirlerle kriz hafifletilmeye çalışılsa da bundan fazlaca bir başarı elde edilememiştir.

Yaşanan kriz nedeniyle az sayıda bir grup insan, yine köşeyi dönebilme imkânlarına sahip olmuş, ama ülke nüfusunun ağırlıklı bir bölümü giderek daha yoksul bir konuma düşmüştür.

Ufukta siyasi ve ekonomik çalkantının düzeleceğine dair fazla bir beklenti olmadığı görülse bile,31 Mart seçimlerinde uyanışın olacağı ve sıkıntıların önemli ölçüde atlatılacağı inancı ve beklentisi ile 2019 yılının geçtiğimiz yılı aratmayacağına inanmak istiyoruz.

Bu beklenti ile yine alışılmış bir deyim ile, içimizden samimi olarak gelmese bile bu kez de, 2018 yılına güle güle,2019 yılına hoş geldin demek istiyoruz.

Nice yıllara…

[email protected]

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER