Hukukçu Balkız’dan Kayyum Atamalarına Sert Eleştiri: “Demokrasi Tehlikede!”

Türkiye’nin demokratik süreçleri üzerine önemli bir ses daha yükseldi. Akademisyen ve hukukçu Neval Oğan Balkız, kayyum atamalarının ülkenin demokratik yapısına yönelik ciddi tehdit oluşturduğunu dile getirdi. Balkız, atamaların demokratik değerlere aykırı olduğunu vurgulayarak, halkın iradesinin yok sayılmasının ve toplumsal barışın tehdit altında olduğunu belirtti. Balkız, kayyum atamalarının Türkiye’yi gerçek bir demokratik yapıdan uzaklaştırarak tek sesli […]

Türkiye’nin demokratik süreçleri üzerine önemli bir ses daha yükseldi. Akademisyen ve hukukçu Neval Oğan Balkız, kayyum atamalarının ülkenin demokratik yapısına yönelik ciddi tehdit oluşturduğunu dile getirdi. Balkız, atamaların demokratik değerlere aykırı olduğunu vurgulayarak, halkın iradesinin yok sayılmasının ve toplumsal barışın tehdit altında olduğunu belirtti.

Balkız, kayyum atamalarının Türkiye’yi gerçek bir demokratik yapıdan uzaklaştırarak tek sesli bir sultanlık rejimine doğru sürüklediğini savundu. Anayasa’ya, seçim kanunlarına ve uluslararası insan hakları hukukuna aykırı olan bu atamaların, demokratik değerlere ve hukukun üstünlüğüne zarar verdiğini ifade etti. Ayrıca, atamaların muhalefetin kontrolündeki il ve ilçe belediyeleri için de bir tehdit oluşturduğunu belirtti.

Kayyum atamalarının derhal sonlandırılması gerektiğini vurgulayan Neval Oğan Balkız, demokrasinin geliştirilmesi için herkesin sorumluluk taşıdığını dile getirdi. Siyasi ve ekonomik demokrasiyi temel alan, adaletli paylaşım ilkelerine dayalı bir yaşamı arzulayan her vatandaşın bu sürece katkı sağlaması gerektiğini belirtti. Balkız’ın kayyum atamalarına yönelik sert eleştirileri, Türkiye’nin demokratik süreçleri ve hukukun üstünlüğü konusundaki tartışmaları tekrar alevlendirdi.

Akademisyen ve Hukukçu Balkız kayyum atamaları ile ilgili yaptığı açıklamanın tamamında şu ifadelere yer verdi. “Kayyum atamaları, bütün Türkiye’ nin, altmış milyondan fazla seçmenin, tüm siyasi partilerin, siyasal katılımlı demokratik bir düzende, kendi iradesinin (oy) belirleyici olacağına inanmak isteyen, demokratik değerlere sahip çıkma bilincinde olan her partiye mensup tüm bireylerin, bütün yurttaşların sorunudur!
-Bu atamalar; Türkiye’yi “biçimsel seçim demokrasisi”nden, “yeni tip bir sultanlık” rejiminden, çoğulcu eşit katılımcı, erk yoğunlaşmasını bağımsız, tarafsız yargı ve denetim mekanizmalariyla sağlamış, temel hak ve özgürlüklere dayalı, modern parlamenter demokrasiye götürecek toplumsal iradeye, toplumsal arzuya, demokrasi umuduna engel olmaktır.
– Anayasaya, “özgür, eşit oy” esasına dayalı egemenlik ilkesine, secim kanuna, seçme, seçilme hakkına, belediye kanununa, uluslararası insan hakları hukukuna aykırıdır.
– Sübut bulması halinde suç ve suçlunun yargılanması ceza ve ceza usul yasa ve yönetmeliklerde düzenlenmiştir. Bu yasalar yok sayılarak,
hukuka aykırı gerekçelerle, halkın iradesinin yok sayılması, halk kesimlerinin ayrıştırılması, halkın seçeneksiz bırakılması, toplumsal barışa, kurumsal, yapısal ve işlevsel olarak sosyak, siyasal sürdürülebilirliğe tehdit oluşturur.
Van, Hakkari ile baslayan bu süreç muhalefetin yönetiminde olan tüm il ve ilce belediyeleri için bir tehdit olusturmaktadır.
Kayyım atamalarından derhal vazgeçilmelidir.
Aziz Nesin’ in deyimiyle; “Demokrasi, tek sese ve tek sesliliğe, tek tipe, tek adama, tek boyuta, tek yola, tek modele karşıdır. Bir ülkede ne denli çok seçenekler varsa, o ülkede demokrasi o denli gelişmiş demektir!”
(“Korkudan Korkmak kitabından, Aziz Nesin)
Demokrasiyi geliştirmek, geliştirilmesini istemek herkesin, siyasal
ve ekonomik demokrasi içinde, hak ve hukuki güvenlik, adaletli bölüşüm ilkeleri temelinde, eşit ve özgür olarak yaşamak isteyen her yurttaşın görevi! Bu görev, kimsenin “kırmızı çizgilerine”, “davasının” önceliklerine, belirli bir siyasal anlayışın çemberine bırakılmayacak denli önemlidir.- Duygu Ertaş-

Exit mobile version