İnsani boyutun ön plana çıktığı İdlib, ağırlıklı olarak Hatay üzerinden yapılan yardımları taşıyan tırların kalabalığına da ev sahipliği yapıyor. Bu tırların yardımları yüklendiği adreslerden biri de Gaziantep. Türkiye’nin sınır hattı yakınlarına göç etmek zorunda kalan ve çadırlarda yaşayan sivillere, gıda ve temizlik malzemesi yanı sıra halı yardımında bulunan Gaziantepli sanayicilere işaret eden ve halının, çadırda önemli olduğuna değinen, İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Gaziantep Temsilcisi Tuncay Mengilli, “Halı neden önemli? En önemli sorun kış,
-RİSK!-
Devam eden yardımlar yanı sıra, bölgede biriken terör unsurları ve radikal / cihatçı silahlı gruplar da gözlerin dikkatle izlediği detaylar arasında. Tam da bu noktada, Hatay’ın Suriye sınır hattı boyunca, Suriye tarafında kurulan çadır kentlerde kalabalıklaşan insanlara ve sınıra doğru ilerlemeye devam edenlere işaret eden isim, Evrensel Gazetesi Yazarı Gazeteci Hediye Levent oldu. Levent’in işaret ettiği tehlike ise, bölgedeki cihatçı gruplar.
İdlib’e yönelik aşamalı operasyonlarla çemberin daraltıldığını, bu süreçte cihatçı grupların bir kısmının Türkiye’ye zaten geçtiğinin varsayıldığını da anlatan Hediye Levent, militanların sayısının 100 bin olarak tahmin edildiğini belirtti. İdlib’deki durumun, “kimin cihatçı, kimin sivil” olduğunu ayırt etmek açısından da sıkıntılı olduğunu vurgulayan Levent, Türkiye sınırına
-AYRIM NE?-
Sputnik News’dan Ceyda Karan’ın haberine göre, İdlib’deki nüfusun içine karışan cihatçı grupların nasıl ayırt edilmesi gerektiği konusunda da sorun oluşacağını ifade eden Levent, şöyle devam etti:
“İdlib’deki sivil nüfusun sayısı nedir, silahlı grup mensupları ve cihatçıların sayıları nedir, çok bilinmiyor. Ancak 100 bine yakın olduğu tahmin ediliyor. Ama aynı zamanda İdlib’de şöyle bir mesele de daha ortaya çıkıyor… ‘Kim sivil, neye karşılık gelir’ şeklinde. Çünkü oradaki kadın ve çocukların önemli bir kısmı, cihatçıların aileleri. Türkiye, bunlara sınırlarını açar mı? Öyle ya da böyle, çok da kontrol edilebilecek bir durum değil, öylesi bir göç akını. Diğer taraftan, sınıra yığıldıkları zaman, Türkiye, bu kadar insana ateş mi açacak? Yine bu sivillerin arasına, çok sayıda
Türkiye, orada uzun bir süredir aktif olduğunu belirtiyor. Orada ‘kim kimdir, nedir’, hepsi listelenmiş midir, bunların hepsi biliniyor mudur, ona göre güvenlik önlemleri alınır mı? Bu belli değil. Ancak bu cihatçı gruplarla savaşan militanların kontrol edilmesi ve tek tek ayıklanması çok zor.
Bir başka nokta daha var! Sınıra yığıldılar diyelim. Türkiye, bir şekilde mecbur kaldı, Suriye ordusuyla doğrudan olmasa bile dolaylı şekilde hareket etti ve sınır güvenliğini sağladı. Bu bile
Eninde sonunda Türkiye’de intikam saldırıları olabilir. Çünkü bunların Türkiye uzantıları da var. Başka birtakım sıkıntılar da olabilir. Türkiye’ye geçmeleri halinde, kontrol edilmeleri zaten çok zor.”
-LİBYA ADRESİ!-
Son dönem yeniden şekillenen Ankara’nın Libya politikası ile cihatçı grupları İdlib bağlamında değerlendiren Levent’in buna dair tespiti ise dikkat çekici.
“Arap basınında öne çıkan bir şeyler var. Avrupa ülkeleri de çok rahatsız, ki biz hep Türkiye’den bahsediyoruz İdlib operasyonunda ama… Avrupa ülkeleri, gerçekten diken üstünde şu anda. Çünkü ağırlıklı olarak cihatçılardan oluşan yeni bir mülteci akınını hiçbir ülke istemiyor. Dolayısıyla, Libya’ya aktarılmaya başladıklarına dair birtakım iddialar var, Arap basınında. İdlib, tam bir sorunlar yumağı. İdlib’deki sorunlardan biri de şu… Suriyeli, hatta Arap cihatçıları bir kenara ayırsak bile, orada binlerce yabancı cihatçı var. Uygurlar var, Çeçenler var. Bu cihatçıları kendi ülkeleri geri almaya
2020 yılında muhtemelen Libya meselesi de iyice belirginleşecek. Hafter güçlerinin kazanması halinde, ki Rusya ile açıkça işbirliği yapıyor, böyle bir durumda El Kaidecilere başka bir yer mi bulmak lazım?” -Tamer Yazar-