İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde yer alan M4 ve M5 kara yolları, Şam Yönetimi’ne bağlı güçlerle silahlı muhalif grupların yeni çatışma noktası haline gelirken, bölge, on binlerce sivilin göç hikâyesine her gün yeni dramlar ve trajik sonlar eklemeyi sürdürüyor. Ancak sınırdaki endişenin bir diğer adı, Korona Virüsü!
Ülkenin en önemli kentlerini birbirine bağlayan M4 ve M5 kara yollarının birleştiği bölge, Hatay’a komşu Suriye kenti İdlib başlığında yaşanan çatışmaların son adresi olurken, binlerce araçtan oluşan kalabalık içinde birkaç eşyası ile yollara düşen sivillerin çaresizliği, güvenli bir alan bulmak üzere yine yollarda.
Lazkiye’in Halep ve Hama’yla bağlantısını sağlayan M4 karayolu ile Halep-Şam bağlantısını kuran M5 kara yolu için tüm güçleriyle savunma hattı kuran tarafların Suriye’de yarattığı yeni kaosun sivil kurbanlarının Türkiye’ye en yakın adresi ise Hatay’ın ‘kapalı’ tutulan sınır hattı! Burada kurulan çadırların artık boş alan bırakmadığı ve yeni gelenlerin de, zorunlu olarak boş bulabildiği her alanı konaklamak üzere kullandığı ifade edilirken, yardımların yetersizliğine işaret ediliyor.
-İDLİB!-
Suriye’nin kuzeybatısında yer alan ve Hatay’a yakınlığı nedeniyle kent insanı tarafından yakından takip edilen İdlib, neredeyse iç savaşın başından bu yana muhaliflerin ve rejim karşıtı silahlı grupların kalesi niteliğinde. İç göçle nüfusu 4 milyona ulaştığı ifade edilen İdlib’in merkezi, 2015’te muhaliflerin kontrolüne geçti. İdlib, Şam Yönetimi’nin hedef aldığı bölgelerin başında geliyor.
Bilindiği gibi; Türkiye, Rusya ve İran’ın katıldığı, 4-5 Mayıs 2017’deki Astana Toplantısı’nda, İdlib ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam’daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere, dört “gerginliği azaltma bölgesi” oluşturulmuş, ancak süreç içinde, karşılık sözlerin yerine getirilmediği suçlamasıyla, imza altına alınan maddeler halının altını süpürülmüştü.
İdlib’de yoğunlaşan saldırı ve çatışmalarda bugüne kadar 1800’den fazla sivil can verdi. Ocak 2019’dan bu yana ise Suriye-Türkiye sınırı yakınlarına göç edenlerin sayısı 1 milyon 794 bine ulaştı.
-ÖNEMLİ!-
Ülkenin dört büyük kentini; Şam, Humus, Hama ve Halep’i birbirine bağlayan M5 ve Akdeniz kıyısındaki önemli liman kenti Lazkiye’ye giden M4 otoyolu, bugün bölgedeki güçlerin çatışma alanı halini alan Serakib üzerinde birbiriyle buluşuyor. Rejim açısından otoyolların geri alınması, ülkenin ekonomisini yeniden canlandırmak açısından büyük önem taşıyor.
-SINIR!-
Göçün sınırda oluşturduğu kalabalığa yönelik Hatay’ın Cilvegözü sınır kapısı üzerinden insani yardımlar sürerken, endişelerin başında, İran sınırında uygulanmaya başlanan ‘korona virüsü’ başlıklı güvenlik önlemleri geliyor.
Bilindiği gibi, virüsün İran’da da görülmesi üzerine, sınırda gerekli tedbirler alınmış, bu kapsamda Türkiye ile İran arasındaki kara hudut kapıları kapatılmıştı. İran’daki yeni tip koronavirüs salgınının ardından, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu imzasıyla 81 ildeki Valilikler, İl Emniyet Müdürlükleri, İl Jandarma Komutanlıkları, İl Göç Müdürlükleri ile hudut sınır kapılarına, “hudut kapılarında alınması gereken tedbirler” ile ilgili bir de genelge gönderilmişti.
-ANTAKYA!-
İran ile sınırı olan ve kayıt dışı göçmenlerin geçiş noktası durumundaki Van, yaşanan süreci dikkatle takip eden kentlerden bir tanesi. Bu konudaki tedbirleri ilk elden uygulayan Van Büyükşehir Belediyesi, halkın yoğun olarak kullandığı toplu taşıma araçları ve ortak kullanım alanlarında düzenli aralıklarla ilaçlama ve dezenfekte çalışması yapıyor. Van Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı’na bağlı ekipler, kent merkezi ve 13 ilçeyi kapsayan ilaçlama çalışmalarını ise aralıksız bir şekilde sürdürüyor. Özellikle toplu taşıma hizmeti veren belediyeye ait otobüsler, halk otobüsleri ve minibüsler tek tek ilaçlanıyor. Temizlik çalışması yapıldıktan sonra, özel kıyafet giyen ekipler, özel maddelerle, korona virüsü başta olmak üzere, viral enfeksiyon ve virüslere karşı dezenfekte işlemi yapıyor.
Vatandaşın Antakya özelinde sorduğu soru da Van’daki uygulamaya dair. 400 bini aşkın sığınmacı ile iç içe yaşayan ilçelerin bu anlamda benzer bir uygulama sürecine girmesi gerektiğine işaret edilirken, bu konudaki öncü görevin de Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından üstlenilmesi gerektiğinin altı çiziliyor.
-GÖÇMEN KAVŞAĞI-
Van’daki uygulamanın Antakya ve diğer ilçelerde de hayata geçmesinin gerekliliği, ülke coğrafyasının, son dönemde bir göçmen kavşağı olmasından da ileri geliyor. Konuya ilişkin konuşan isim, Hatay merkezli birçok araştırma ve çalışmaya da imza atmış bir isim, Türk Alman Üniversitesi Göç ve Uyum Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. M. Murat Erdoğan. Erdoğan, hep Suriyeli mültecileri konuştuğumuza, ama tarihimizde görmediğimiz bir uluslararası göç olayıyla karşı karşıya olduğumuza dikkat çekiyor:
“2019’da 454 bin düzensiz göçmen yakalandı. Bunların 201 bini Afganistan’dan, 71 bini Pakistan’dan gelenlerdi. Bu rakam, 2018’de 268 bin, 2010’da yalnızca 32 bindi. Düzensiz göçmen sayısı 1 milyon civarında. Suriyelilerin bir gerekçesi vardı ve Türkiye, onlara yönelik düzenlemeler yaptı. Ancak yeni gelenlere bakınca, herkes kendini bir çeşit ‘mülteci’ olarak tanımlıyor. Sınırlarımızdan, günde ortalama bin 500 kişi yasa dışı olarak giriş yapıyor. Bunlar, çoğunlukla İran üzerinden ya da doğrudan ülkelerinden gelen Afganlar.”
-SIKINTI YÜKSEK!-
Sınırdaki yardım trafiğinde görev alan gönüllü bir Suriyelinin verdiği bilgi de, alınması gereken tedbirlere işarete ediyor:
“M4 ve M5, basında çok çıksa da, bilmeyenler için sadece birer harf ve birer rakam, ama fazlası tabi! Bölgenin kontrolünde önemli yollardan bahsediyoruz. Şam’ın ilerlemesi ve bu yollara hakimiyeti, aslında İdlib’e doğru ilerleyişinin de en net kazanımları. Siviller, arada kaldığı için kaçıyor. Bir tarafta silahlı muhalifler, diğer tarafta hükümet birlikleri. Düşen bombalar, savrulan mermiler ve kim vurduya gidenler… Her gün bölgeden binlerce fotoğraf geçiliyor dünyaya, ajanslar eliyle. Yaşananlar ise fazlası… Ankara, Şam’ı durduramazsa, burada biriken kalabalığı da sınırda tutamayacağını çok iyi biliyor. O yüzden, bir taraftan Moskova ile bir taraftan da Washington ile görüşmelerini hızlandırmış durumda, ama… Karşısında, Şam ile aynı hedefle ilerleyen bir Rusya var. O nedenle, İdlib ya temizlenecek ya da temizlenecek! Bu da, teröristlerin teslimi demek! Peki, teslim olurlar mı? Olacaklarını düşünüyor musunuz? Buraya gelen bilgiler arasında bir şey var… Çatışmalar, sınıra kadar yaklaşır ve buradaki on binler sınırı zorlarsa, buradaki cihatçıların da aileleri ile beraber Türkiye’ye geçme planları var. Onlar da bir şeyin farkında… Uzatmaları oynuyorlar! Bu arada sorduğunuz şey, Korona! O konuda bize gelen bir şey yok. Ama sınır çok kalabalık ve buradaki sağlık şartları çok kötü. Ciddi bir kontrolsüzlük var. O nedenle bazı önlemler hayata geçirilmiş durumda, haklı olarak. Ben de maske takıyorum hatta! Tavsiye ederim!” -Tamer Yazar-