İnsan Hakları Derneği Hatay şube genel sekreteri Servet Üstün Akbaba yaptığı açıklamada: Anadilin, bireyin annesinde doğduğunda herhangi bir dışsal öğrenme çabasına girmeden içine doğduğu topluluğun günlük yaşamında kullandığı, sosyalleştiği, sanat ve kültürel değerlerini yaşadığı sosyal ortamdan doğalında öğrenilen dil olduğunun altını çizdi ve şöyle devam etti:
“Bu yönüyle anadil hakkı hem bireysel bir hak hem de ait olunan topluluğun kollektif hakları kapsamındadır.Bug ün dünya üzerinde 7 bin civarında anadilin konuşulduğu ve bunların 2500 tanesinin yok olma ile karşı karşıya olduğu bilinmektedir. Bu tehlikeye dikkat çekmeye çalışan UNESCO 17 Kasım 1999 tarihinde 21 Şubat’ı Uluslararası Anadili Günü olarak ilan etmiş ve 2000 yılından bu yana da dünyada kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla “Dünya Anadili Günü” olarak kutlanmaya başlamıştır.
Dünya Anadili Günü’nün 24. yılında ne yazık ki Dünya üzerinde diller yok olmaya devam ediyor ve pek çok dil de tehdit altındadır. Yok olan ve tehdit altında olan diller azınlık gruplarına mensup toplulukların dilleri ile devletleşememiş toplulukların dilleri olmaktadır. Anadili topluluk bireylerinin en kolay sosyalleştiği, etkileşimde olduğu ve gelişimini en rahat devam ettirebildiği bir dildir. O nedenle anadilinde eğitim hakkı olarak tanınması bu bağlamda temel bir insan hakkıdır. Anadilinde eğitim hakkına kavuşabilmiş olan toplulukların her anlamda gelişimi daha fazla olacak ve topluluklar arasındaki eşitsizliği de ortadan kaldıracaktır. Ayrıca, yapılan bütün araştırmalar anadilinde eğitim gören çocukların pedagojik olarak daha başarılı olduklarını ortaya koymaktadır.” – Adil Yeşildağ-