Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

İHD’den Deprem Raporu: “Şehirler şantiyelerin değil, halkın yaşam alanıdır”

Yayınlanan rapora göre, denetimsiz inşaat süreci Hatay’da günlük yaşamı kaosa

Yayınlanan rapora göre, denetimsiz inşaat süreci Hatay’da günlük yaşamı kaosa sürüklüyor. Rastgele yol kapatmaları, altyapı eksiklikleri ve yönlendirme yapılmaması, vatandaşların ulaşımını zorlaştırırken; toz, çamur ve hava kirliliği halk sağlığını tehdit ediyor.”

İnsan Hakları Derneği (İHD) Hatay Şubesi, 6 Şubat depremlerinin ardından 2 yıl 2 ay geçmesine rağmen Hatay’daki yeniden inşa sürecinin plansız, denetimsiz ve insan hakları ihlalleriyle dolu olduğunu açıkladı. Raporda, şirketlerin yolları gelişigüzel kapattığı, altyapı düzenlemelerini göz ardı ettiği, halkın günlük yaşamının kaosa sürüklendiği ve sağlık açısından büyük riskler oluştuğu vurgulandı.

Şehirde Yaşam Durma Noktasında”

İHD Hatay Şubesi’nin hazırladığı raporda, özellikle Antakya ve Defne ilçelerindeki kontrolsüz inşaat faaliyetlerinin halkın temel haklarını ihlal ettiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi:

– Yollar rastgele kapatılıyor, alternatif güzergâh belirlenmiyor.
– Toz, çamur, hava kirliliği ve atık yönetimindeki eksiklikler halk sağlığını tehdit ediyor.

Trafik düzenlemesi yapılmadığı için hastanelere, okullara ve işyerlerine ulaşım büyük bir sorun haline geldi. Şirketler denetime tabi tutulmuyor, şehir adeta özel firmalar tarafından yönetiliyor. Halkın görüşü alınmadan inşaat süreci ilerliyor, Aarhus Sözleşmesi ihlal ediliyor.

Denetimsizlik Dayatılıyor, Avrupa’da Bu Mümkün Değil”

Raporda Avrupa’daki yeniden inşa süreçleri ile Hatay’daki uygulamalar karşılaştırılarak, Türkiye’de hız bahanesiyle hukuksuzluk dayatıldığına dikkat çekildi:

Avrupa’da Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu zorunluyken, Hatay’da bu süreç göz ardı ediliyor.  Avrupa’da trafik düzenlemesi ve altyapı planlaması olmadan inşaata başlanmazken, Hatay’da rastgele yollar kapatılıyor. Avrupa’da hava kirliliği ölçümleri yapılıp önlemler alınırken, Hatay’da halk soluduğu havanın ne kadar sağlıksız olduğunu bile bilmiyor.

İHD Hatay Şubesi, yerel yönetimlerin ve devletin, inşaat şirketlerini denetlemesi gerektiğini belirterek şu çağrıyı yaptı:

– Belediyeler şirketleri daha sıkı denetlemeli ve ceza mekanizmalarını etkin kullanmalı.
– Şehir planlaması ve trafik düzenlemeleri, halkın yaşamını olumsuz etkilemeyecek şekilde yapılmalı.
– Greenpeace, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Avrupa Çevre Ajansı gibi uluslararası kuruluşlara şikâyetler iletilmeli.
– Basın ve sivil toplum kuruluşları, bu sorunu daha fazla gündeme taşımalı.

İHD’nin raporu, Hatay’ın yeniden inşasının sadece bir mühendislik meselesi olmadığını, aynı zamanda insan hakları ve çevre hakkı meselesi olduğunu vurgulayarak şu sert ifadelerle son buldu:

“Hatay’da halkın sağlığı, güvenliği ve yaşam hakkı hiçe sayılıyor. Avrupa’da kabul edilemeyecek bu uygulamalar, Türkiye’de sıradan hale gelmiş durumda. Şirketlerin denetimsizliği şehir yönetimine dönüşmüş, halk ise mağdur edilmiş durumda. Bu nedenle hukuki yollarla, kamuoyu baskısıyla ve uluslararası standartlarla bu düzensizliğe karşı çıkılmalıdır. Şehirler şirketlerin değil, halkın yaşam alanıdır ve buna uygun yönetilmelidir!”