Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

İki Manastır! İki Turizm!

Hatay’ın en önemli inanç

Hatay’ın en önemli inanç turizmi adreslerinden biri olan Saint Simon Manastırı’nı kaç kişi gezdi, bilmiyoruz ama… Türkiye’nin önemli inanç turizmi merkezlerinden Sümela Manastırı’nı, 28 Temmuz-1 Ekim 2020 tarihlerinde 107 bin 797 kişi ziyaret etti. Peki, eldekini konuşalım mı? Konuşması gerekenlere de soralım ama…

Personel eksikliği, mevcut alandaki yapıların hizmet verme yetersizliği, güvenlik açığı, çevre kirliliği, bakımsızlık, tanıtım eksikliği ve daha birçok başlıkta ilerleyen adres, Defne ilçesi sınırları içinde yer alan Saint Simon Manastırı.
Bir dönem, Samandağ ve Defne ilçeleri arasında ‘kime ait’ tartışmasının yaşandığı manastıra dair ‘sahipsizlik’ ise, bu alanın sorumluluğunu alan Defne ilçesi adına ciddi bir turizm kaybı anlamına da geliyor. Konuya ilişkin konuşan turizmciler ve tur rehberleri ise kurumsal sorumluluğa işaret ediyor, ederken de, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün Bakanlık nezdinde daha sıkı bir iletişim sağlayarak, Manastır’ı içine düştüğü sorun yumağından çıkartmak için çözüm üretmesini istiyor.
Medeniyetler kenti Antakya’nın hemen yanı başındaki Saint Simon Manastırı’nda bunlar yaşanırken, bir başka Manastır’a dair haberler, olması gerekenin altını çiziyor. Yer, Trabzon, Türkiye’nin önemli inanç turizmi merkezlerinden Sümela Manastırı.
-YAPILAN-
Trabzon’un Maçka ilçesinde, Karadağ’ın Altındere Vadisi’ne bakan eteğinde, vadiden 300 metre yükseklikteki ormanlık alanda kayalar oyularak inşa edilen, halk arasında “Meryem Ana” adıyla da bilinen Sümela Manastırı, kaya düşme riskine karşı Eylül 2015’te ziyarete kapatılmıştı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Şubat 2016’da başlatılan restorasyon kapsamında; çevre düzenlemesi, kayalıkların jeolojik ve jeoteknik bakımdan araştırılması ve güçlendirilmesi projelerinin birinci etabı tamamlanarak, manastırın avluya kadar olan bölümü Mayıs 2019’da ziyarete açılmıştı. İkinci etap çalışmalarının da tamamlanmasıyla, manastırın yüzde 65’lik bölümü 28 Temmuz 2020’de ziyaretçilerini kapılarını bir kez daha araladı.
Yaklaşık 5 yıl ziyarete kapalı kalan Sümela Manastırı’nda, projeler kapsamında, yamaçta tehlike arz eden kayalar düşürüldü, bazı bölgeler ise çelik ağlarla kaplandı. Manastırın iç bölümlerinde restorasyon yapıldı, ulaşımı sağlayan patika yolda ise düzenlemeler gerçekleştirildi. Manastırın daha önce hiç ziyarete açılmamış olan alanlarını kapsayan üçüncü etap çalışmaları ile restorasyonun yüzde 35’lik bölümünün ise Temmuz 2021’e kadar tamamlanması planlanıyor.
-YAPILMAYAN!-
28 Temmuz-1 Ekim tarihlerinde 107 bin 797 yerli ve yabancı turisti ağırlayan Trabzon’daki Sümela Manastırı’nın gördüğü ‘kurumsal’ ilgiye işaret eden bir turizmci, eleştirilerini şöyle paylaştı:
“Trabzon’u izlerken, tabi akla buradaki manastır geliyor, ister istemez. Dürüst olmak gerekirse, Sümela’nın Türkiye Turizmi içindeki yeri çok farklı. Dünya’daki bilinirliği de. Ama bu demek değil ki, buradaki sorunlar ertelenebilir ya da ötelenebilir ve hatta görmezden gelinebilir. Bunu kabul etmek zaten mümkün değil ama… Olan da bu! Açıkçası, bu kentte yapılagelen turizm çalıştaylarını izleyen, bilen, dinleyen biri olarak, seviyoruz konuşmayı, ardından gelen alkışı. Sonrasında bir şeyler bekliyorsunuz, o coşkuyu izleyen biri olarak ama… Yok, bir şey olmuyor! Süslü konuşmalar, alkışlar, ‘çok iyi konuştun’ tebrikleri ardından, elimizde kadehle kokteyle geçiyor, orada da ‘vatan-millet’ edebiyatı yapıyor, kenti de ülkeyi de kurtarıyor ve dağılıyoruz. Yaşananlar, ne dün değişti, ne bugün! Yarın mı? Sanmam! Değişeceğini hiç sanmam.
Sizin sorduğunuz şeyi, ben gibi İl Kültür Turizm Müdürlüğü de biliyor, Müze İdaresi de biliyor, Valilik de biliyor. Ama bilmeleri yetmiyor! Çözüm gerek! O bilginin bir sonuca ihtiyacı var, ‘bilinmeye’ değil!
Hep şunu bilir, şunu söylerim… Başarılı bir şirketi ‘başarılı’ yapan ana unsur, sattığı ürün ya da hizmet değil, o ürün ya da hizmeti satma ya da pazarlama kabiliyetini ortaya koyan yöneticileridir. Bizde de durum bu. Bu kentin turizmini yönetenler, eldeki tarihi ve kültürü ne yazık ki ne satabiliyor ne de pazarlayabiliyor. Sahipler! Ama ötesi yok!”
-NE OLMUŞTU?-
Hatırlanacağı gibi, bugün ‘bakımsızlığı’ ve en çok da ‘sahipsizliği’ konusunda gündem olan, olmaya da devam eden Saint Simon Manastırı için Samandağ Kaymakamlığı ile Defne Belediyesi Yönetimi ‘kime ait’ tartışmasında karşı karşıya gelmiş ve sonuçta alınan kararda bu alanın tarihi önemine işaret edilerek, Samandağ Kaymakamlığı’nın talep reddedilmişti. O ‘red’ kararında geçen ifadeler de şu olmuştu:
“Gündeme konu olan ‘Aknehir Mahallemiz’de mevcut Saint Simon Manastırı’nın bulunduğu bölgenin Samandağ ilçesi sınırlarına dahil edilmesi talebinin görüşülmesi’ hakkındaki Strateji Geliştirme Müdürlüğü’nün 22.12.2017 tarih ve 206 sayılı teklif yazısı, görüşülmek üzere Meclis Başkanlığı’nca okutuldu. 6360 Sayılı Yasa kapsamında kurulan, ilçe belediyemizin sınırlarında mevcut 37 adet mahalleden biri olan Aknehir Mahallesi’nde kain M.S. 6. yüzyılda inşa edildiği bilinen Saint Simon Manastırı’nın bulunduğu bölgenin Samandağ ilçesi sınırlarına dahil edilmesi hakkındaki talebi içeren Samandağ Kaymakamlığı’nın 25.09.2017 tarih ve 2068 sayı yazıları ve bu talebe istinaden Strateji Geliştirme Müdürlüğümüzün 22.12.2017 tarih ve 206 sayılı teklif yazıları görüşüldü. Meclisimizce konu üzerinde yapılan görüşmeler neticesinde, ilçemizin yüzölçümü itibari ile ilimizin en yoğun nüfusa sahip ilçesi olması sebebiyle, böyle bir devir işleminin ilçe sınırlarını daha da daraltacağı, gerek bölge ve gerekse ilçe halkının çeşitli kesimleriyle yapılan görüşme ve istişareler neticesinde, TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERE SAHİP Saint Simon Manastırı’nın bulunduğu bölgenin başka ilçeye devredilmesine karşı çıkıldığı müşahade edilmiştir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, ilçemiz hak ve menfaatleri dikkate alınarak, Saint Simon Manastırı’nın olduğu bölgenin Samandağ ilçe sınırlarına devredilmesi yönündeki talebin şiddetle reddedilmesi Meclisimizce uygun görülmüş olup, Meclisçe yapılan müzakereler sonucunda, Meclis’in oyuna sunulan karar 29 (yirmi dokuz) kabul görmüş ve karar oybirliği ile kabul edilmiştir.”
-SORALIM!-
Tarihi ve kültürel değere sahip olduğu Defne İlçe Yönetimi tarafından 22.12.2017 tarihinde dile getirilen Saint Simon Manastırı’nın bulunduğu bölgenin başka ilçeye devredilmesine karşı çıkılmasından bu yana geçen sürede, ne yapıldı? İlçenin bu önemli turizm destinasyonu başlığında ne tür projeler üretildi? Defne Turizm Stratejisi içinde, manastır, ne kadar yer alabildi? Diğer kurumlarla olan koordinasyon, bu anlamda ne derece sağlanabildi? Bugüne kadar yaşanan sorunların çözümü adına hangi adımlar atıldı? Samandağ’a verilmeyen ve ‘bizim için önemli’ denen yer adına, nasıl bir yol haritası belirlendi?
Erken Hristiyanlık hac merkezi olarak kabul edilen ve “Stilitler Tarikatı”nın kurucusu Antakyalı St. Simon tarafından dini eğitimler verilmek üzere kurulan manastır adına sorulan sorulara cevap gelir mi?
-Tamer Yazar-