Uzatılan bayram tatili içerisinde iki önemli günün kutlaması da yapıldı.
Bunlardan biri, bir daha ayrılmamak üzere Hatay’ın Anavatana katılması, diğeri ise, Genç Türkiye Cumhuriyetinin tapusu olan Lozan Barış Antlaşmasının imzalanmasıdır.
23 Temmuz 1939 da Hatay Anavatanına kavuşmuş ve böylece hem genç Türkiye Cumhuriyeti, hem de Hatay devleti bir daha ayrılmamak üzere birleşme kararı almak suretiyle gücüne güç katmış ve ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’e olan minnet borcunu da yerine getirmiştir.
Cumhuriyetin kurucusu, kurtuluş mücadelesinin eşsiz kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Hatay benim şahsi davamdır demek suretiyle Hatay mücadelesine ve Hatay’a verdiği önemi, değeri ve kararlılığı tüm dünyaya ilan etmiş, hasta olmasına rağmen bu konudaki kararlılığını bir kez daha göstermek suretiyle Hatay mücadelesinden başarılı çıkılmasını sağlamıştır.
İşte 23 Temmuz’da Hatay’ın Anavatana katılmasının 82. yıldönümünü bu duygularla kutladık.
Bu kutlayışta tüm dünyaya, Hatay’ın Anavatanın ayrılmaz bir parçası olduğunu duyurduk, ilan ettik, anlattık.
Anavatana kavuşmanın 82. yılında tüm Hataylılar, bize bu günleri armağan eden ve böyle bir mutlu günü yaşamamızı sağlayan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Hatay mücadelesine katkıda bulunanlar olmak üzere, tüm emeği geçenlere şükran ve minnet duygularını bir kez daha belirtmişler, onlara saygılarını yüksek sesle dillendirmişlerdir.
***
Yine 24 Temmuz 1923 tarihi Kurtuluş mücadelesi vermiş bulunan bizler için çok önemli bir gündür.
Bundan 98 yıl önce, 24 Temmuz 1923 te Lozan Barış Antlaşması imzalanmış ve böylece Genç Türkiye Cumhuriyetinin tapusu alınmıştır.
Lozan barış antlaşmasının imzalanması ile birlikte, gerek siyasi gerek ekonomik, gerekse kültürel bağımsızlığımız ve bir ulus devlet olduğumuz ilkesi de elde edilmiştir.
Bu nedenle Lozan barış antlaşması, sadece Cumhuriyet tarihimiz için değil dünya siyaset tarihi içinde önemlidir.
Lozan Barış Antlaşmasını küçümseyenler, onu hafife almak isteyenler ve bu antlaşmanın kazanılmasında emeği geçenleri görmezden ve anlamazlıktan gelenler, bilinmelidir ki bunun ya kıskançlıktan ya da ülkeyi çağdaş ve uygar ülkeler arasına sokmak isteyenlere karşı bir görüş sahibi olduklarındandır.
Bu nedenle Lozan karşıtlarının sözlerine, yazılarına, anlatımlarına önem vermemek ve Lozana her yönüyle sahip çıkmak gerekliliğini bu mutlu günde bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyoruz.
Lozan, Genç Türkiye Cumhuriyetinin tapusudur.
Lozan, siyasi, ekonomik ve kültürel bağımsızlığımızın elde edildiği bir günün yıldönümüdür.
Lozan, kapitülasyonların sona erdirilmesi yolunda gereken adımların atıldığı bir gündür.
Lozan, Genç Türkiye Cumhuriyetinin her alanda bağımsızlığını kazandığı, misakı milli sınırları içerisinde her konuda dilediği adımları atmasına, dilediği kararları almasına olanak sağlayan bir antlaşmadır.
Lozan, Genç Türkiye Cumhuriyetinin ayağa kalkması, etkinliğini ve saygınlığını tüm dünyaya kabul ettirmesi ve böylece dünyanın çağdaş uygar ülkeleri arasında yer almasını sağlayacak hakları içeren bir antlaşmadır.
Bu nedenle Lozan barış antlaşmasının önemi ve değeri çok büyüktür.
Lozan barış antlaşmasının imzalanışının 98. yıl dönümünde, bize bu önemli anlaşmayı kazandıran, Cumhuriyetin tapusunun elde edilmesini sağlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşlarına ne kadar minnet duysak, ne kadar teşekkür etsek, onları ne kadar hayırla yad etsek yine de haklarını ödeyemeyiz.
Lozan Barış antlaşmasının 98. yıl dönümünü bu duygularla kutluyor ve dünya durdukça bu antlaşmanın da tüm kuralları ile yaşamda kalacağına olan inancımızı bir kez daha yineliyoruz…
nabiinal@hotmail.com