İktidar MGK ve YAŞ’ı siyasallaştırdı

İYİ Parti Kayseri Milletvekili  Dursun Ataş 1938 yılında kurulan Millî Güvenlik Kurulu’nun (MGK) 2004 yılına kadar üst düzey askerî personel tarafından temsil edildiğini ancak 2004 yılından itibaren sivil bürokratlar tarafından temsil edilmeye başlandığını anımsatarak “Tıpkı Genelkurmay, Kuvvet Komutanlıkları, askerî okullar, askerî hastaneler ve Yüksek Askerî Şuranın yapısıyla oynandığı gibi Millî Güvenlik Kurulunun da yapısıyla oynanarak […]

İYİ Parti Kayseri Milletvekili  Dursun Ataş 1938 yılında kurulan Millî Güvenlik Kurulu’nun (MGK) 2004 yılına kadar üst düzey askerî personel tarafından temsil edildiğini ancak 2004 yılından itibaren sivil bürokratlar tarafından temsil edilmeye başlandığını anımsatarak “Tıpkı Genelkurmay, Kuvvet Komutanlıkları, askerî okullar, askerî hastaneler ve Yüksek Askerî Şuranın yapısıyla oynandığı gibi Millî Güvenlik Kurulunun da yapısıyla oynanarak siyasallaştırılmıştır” dedi.

Milli Güvenlik Kurulu bütçesi üzerinde konuşan Ataş, Yüksek Askeri Şura ve MGK gibi organların Bakanlar Kuruluna çevrildiğini iddia etti. Çok özel kurumlar olması gereken MGK ve YAŞ’ın aynı kişilerden oluştuğunu anlatan Ataş şunları dile getirdi:

“Aynı kişiler hem Millî Güvenlik Kurulunda öneri sunmakta hem de dönüp Bakanlar Kurulunda bu önerileri onaylamaktadır. Pratikte, Millî Güvenlik Kurulunun işlevsiz hâle geldiği bir süreç yaşanmaktadır. Rahmetli Süleyman Demirel’in ‘Bakanlar Kurulu siyasi bir müessesedir ama Millî Güvenlik Kurulu devlettir’ sözünü buradan tekrar hatırlatmak isterim. Millî Güvenlik Kurulu kurulduğu günden beri en önemli tespitlerinden birini 2004 yılında yapmıştır.

Kurul 2004 yılında FETÖ’nün faaliyetlerine karşı bir eylem planı hazırlanması yönünde tavsiye kararı almış ve bu kararı şimdiki iktidara bildirmiştir; iktidar bunu dikkate almamış, tam tersi hareket ederek FETÖ’yle kol kola girip aynı yağmur altında ıslanmış, beraber yol yürümüştür. ‘Muhterem hoca efendi’ diye başlayan ‘Ne istediler de vermedik?’ diye isyan edilen ve 15 Temmuz hain darbe girişimiyle sonuçlanan bu süreçte en büyük zararı yine Türkiye Cumhuriyeti görmüştür.

MGK’nin şimdiki yapısı düşünüldüğünde, 2004 yılında FETÖ’ye karşı olduğu gibi devlet aklıyla karar verebileceğine inananınız var mıdır? Kurumlarımızın daha fazla yıpratılmaması ve yozlaşmaması için siyasi baskılardan ve vesayetten vazgeçilmeli, 5 bin yıllık Türk devlet geleneklerine uygun hareket edilmelidir”.(Sami Gökçe)

Exit mobile version