Merdivenden taşan ilk adımdı şiir… Bir karıncayı eklemleyen amaç, bitkilere sırnaşan arı, adı konmamış uzunca bir yolculuk…
Şair seyyahtı aynı zamanda…
“Ben dünyaya bir idare lambası altında geldim
Yeryüzü Birinci Dünya Harbi’ni yaşıyordu
Başımın üstünde mendil boyunda bulutlar vardı …”
İlhan Berk, yoksul bir ailenin altıncı ve en küçük çocuğu olarak büyüdü…
Yoksulluk, babasızlık ve psikolojik olarak sağlıklı olmayan bir abla…
Babasının başka bir kadınla evlenip hayatından çıkması ve ablasının yangında ölmesi bilincine işleyen ilk travmalardır…
“Yunan Harbi’nde yanan şehirlerimizi bir dağdan seyrettim
O çadır çadır insanları askerleri esirleri
Arkalarında bir gömlekle kaçan halkımızı…”
Anneye duyulan aşk her yerdedir…
Ona göre “anne demek hayat demektir” babasını çok hatırlamadığını söyler. Aslında hatırlayabildiği bir çocukluğu olmamıştır;
“Ben annemle birlikte çıktığımız geceleri unutamam. Gecede ve dünyada yalnız ikimiz olmaktı bu. Dünyada en çok istediğim şeydi bu. Aşk gibi bir şey… (Bir Çocukluk, Uzun Bir Adam, 3. basım, 1997)
Babasız büyümüştür…
“Sanki çocuk olmamışım ben. Çocukluğunu yaşamış olanlarla benim aramdaki ayrım nedir? Öyle sanıyorum ki benim çocukluğum olmadı derken, aslında “Benim babam olmadı, ben baba nedir bilmiyorum” demek yerine, “Çocukluğum olmadı benim” diyorum. Nedir çocuklukta anımsanan hem? Bu dünya değil de nedir? Ama en çok baba olmalı. Çocukluk asıl babayla başlıyor. (Günaydın Yeryüzü, Uzun Bir Adam, 3. basım, 1997)
Sokağa atılan ilk adımdı şiir… Bir karıncayı eklemleyen amaç, bitkilere sırnaşan arı, adı konmamış uzunca bir yolculuk… Şair, seyyahtı aynı zamanda…
Turgut Uyar’a göre “Şiir olmasaydı, İlhan Berk onu icat ederdi.
“İlk topu ilk tayyareyi gördüm
Anam kardeşim ve ben ayaktaydık
Kapanık dükkânlarıyla çarşılarımıza yağmur yağıyordu…”
İlkokulda iken okul gazetesiyle başlar şiir maratonu… İlk şiirleri Halkevi’nin çıkardığı Uyanış adlı dergide yayınlanır.
Sonraları, İkinci Yeni’nin isim babası olarak anılır…
Bir kırlangıç bir su birikintisi bir parça gök.
Bir şiirden düşmüş olmalı bunlar.
Böyle diyordu yoldan geçen biri…”
Muzaffer Erdost, Son Havadis Gazetesi Pazar Postası eki 19 Ağustos 1956 yılında “Gençlerin yazdığı bu yeni şiire bir isim koyar; bu şiirin adı “İkinci Yeni”dir
İlhan Berk, Ece Ayhan, Cemal Süreya, Sezai Karakoç, Edip Cansever… Bu isimlerin etrafında dolanan dirençli bir çember… Bu yeni harekete yeni bir heyecan katar.
Ancak İkinci Yeni şiirinin en büyük savunucusu İlhan Berk olmuştur.
İkinci Yeni’nin en önemli ustalarından biri sayılan Ece Ayhan ise şiirine İkinci Yeni demek yerine “sivil şiir” demeyi tercih etmiştir.
İlhan Berk şiirin yanı sıra resim de yapmaktadır. 1974 senesinde Galeri Baraz’da ilk resim sergisini açar. 1978 senesinde Bedri Rahmi Eyüpoğlu galerisinde ikinci resim sergisini açar. Bunu 1984 senesinde Galeri Nev’deki sergi takip eder.
1918 yılında Manisa’da doğdu İlhan Berk, 28 Ağustos 2008’de Bodrum’da öldü…
“Sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler
Nicedir bir pencereden deniz güzel değil
Nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden…”
Murad DEMİRKOL