Antakya Verem Savaş Derneği Başkanı Hasan Etiz’in komşudaki savaş nedeniyle uyarısı:
İlimizde ve Ülkemizde Verem Artabilir
Antakya Verem Savaş Derneği, komşudaki savaş nedeniyle ilimizde ve ülkemizde bu hastalığın artabileceği uyarısında bulundu. Dernek Başkanı Hasan Etiz, önlemler alınmaması halinde, Türkiye’nin komşularındaki savaş yüzünden verem hastalığının artış gösterebileceği uyarısında bulunarak, “Savaşlar, mikrop taşıyan insanların bağışıklık sistemini zayıflatarak daha fazla aktif verem hastası olmasını sağlar” vurgusu yaptı.
Antakya Verem Savaş Derneği Başkanı Hasan Etiz’in açıklaması şöyle:
“İnsanlık tarihi boyunca periyodik salgınlarla Dünya’yı kasıp kavuran verem hastalığı, hala dünyanın ve ülkemizin önemli bir halk sağlığı sorunudur. 2016 yılında dünyada 10.4 milyon yeni hasta ortaya çıkmış, 1.7 milyonu ölmüştür.
Ülkemizde, Ulusal Verem Dernekleri Federasyonu ve Üniversitelerle işbirliği yapan Sağlık Bakanlığı, 2006 yılında DGTS’yi tüm ülkede uygulamaya koydu. İlimizde de aynı şekilde işbirliği içerisinde DGTS çalışmaları yürütülmektedir.
Ülkemizde yapılan çalışmalarla, hasta sayıları ve ölümler büyük ölçüde azaltılmıştır. Ancak düzensiz ve yetersiz tedavilerle ilaçlara dirençli ve kronik hastalar ortaya çıkmıştır.
Bu hastalarda bulaştırıcılık yüksektir.1957’de insidans yüz binde 162 iken, 2016 yılında yüz binde 15.6 ya düşmüştür. İlimizde ise yüz binde 8’dir. Yalnızca kapalı ortamda ve solunum yoluyla bulaşan verem kalıtsal geçiş göstermez. Mikrobu alan kişilerin bağışıklığı iyi ise hastalanmayabilirler. Bu kişilerin yaklaşık % 10’u ileriki yaşamlarında bağışıklık düşmesi sonucu hastalanmaktadırlar. Direkt temasla bulaşmadığından, hastanın eşyalarını ayırmaya gerek yoktur. Tedavi başladıktan ortalama 20 gün sonra bulaştırıcılık kaybolur. Esas bulaşma teşhisten öncedir. Akciğer dışı organlarda yerleşen verem bulaştırıcı değildir. Öksürürken ağzı mendille kapatmak, havalandırma ve güneş bulaşmayı azaltan faktörlerdir. Hastanın ev halkı ve çocuklarda risk daha yüksektir.
Veremin belirtileri sinsi ilerler ve birçok hastalıkla karışır. Muayene bulguları normal olabilir. Bu yüzden genellikle doktora geç gider ve teşhisi gecikir. Teşhis için akciğer filmi ve balgamın mikroskopla muayenesi yapılır.
Verem, 3-4 çeşit ilaçla ve 6-12 ay süreli tedavi ile tamamen iyileşir. Şikayetleri geçen hastalar tedavilerini aksatırlarsa mikrop ilaçlara direnç geliştirir ve tedavi imkansızlaşabilir. Bunlar dirençli mikrop bulaştırırlar ve ancak uzmanlaşmış hastanelerde 2 yıllık pahalı ve yorucu bir tedavi ile yaklaşık % 70’i iyileşebilmektedir. 2-3 haftada geçmeyen öksürük, iştahsızlık, zayıflama, halsizlik, balgamla kan gelmesi gibi şikayetleri olanların gecikmeden Verem Savaşı Dispanserine veya yakın bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekir. Veremin tedavisi ücretsizdir.
Verem Savaş Derneği’nin veremle savaşta yol parası, ödüller, sosyal destekler, eğitim, sosyal komiteleriyle bizzat DGT’ye katılma gibi önemli katkıları vardır. Veremden toplumsal korunmada ‘erken teşhis ve tam tedavi’ ile bulaştırıcılığın engellenmesi en önemli yöntemdir. Bunun yanında 2 aylık bebeklere verem aşısı (BCG) uygulamak ve hastanın ev halkına INH ilacı ile koruyucu tedavi vermek gerekir.
Yeterli ve dengeli beslenme, düzenli uyku, sigara ve alkolden uzak durma veremden korunmada önemli faktörlerdir. Bağışıklığı baskılayan diyabet, kanser, kanser kemoterapisi, kronik böbrek yetmezliği, kronik karaciğer hastalığı gibi durumlarda verem tetkiki yaptırmak ve sessiz infeksiyon varsa koruyucu tedavi almak gerekir. Kendine özgü özellikleri nedeniyle veremin toplumdan temizlenmesi uzun zaman almaktadır. Veremle mücadelede bilinç, sabır ve kararlılık şarttır.
‘Verem bitmedi, yeniden artışına izin vermemek ve bitirmek için hep birlikte mücadeleye devam diyoruz.”