İman İçten Olmalı

Dünya okulunda bulunuşumuzun nedenlerinin başında, iman edenlerimizin içtenliğinin nimet ve sıkıntılar temelli sınavlarla belirlenebilmesi için olduğu Ankebud-2-3 ve Al-i İmran-140-141 nci ayetlerde belirtilmiştir. Ankebud-2. İnsanlar, sadece ‘iman ettik’ demekle, artık hiçbir sınava tabi tutulmayacaklarını mı sanıyorlar? Bu düşünce kesinlikle yanlış! 3. Biz daha önceki nesillerden “iman ettik” diyen­leri de, çeşitli sınavlara tabi tuttuk. Aynı şekilde […]

Dünya okulunda bulunuşumuzun nedenlerinin başında, iman edenlerimizin içtenliğinin nimet ve sıkıntılar temelli sınavlarla belirlenebilmesi için olduğu Ankebud-2-3 ve Al-i İmran-140-141 nci ayetlerde belirtilmiştir.

Ankebud-2. İnsanlar, sadece ‘iman ettik’ demekle, artık hiçbir sınava tabi tutulmayacaklarını mı sanıyorlar? Bu düşünce kesinlikle yanlış! 3. Biz daha önceki nesillerden “iman ettik” diyen­leri de, çeşitli sınavlara tabi tuttuk. Aynı şekilde Allah, sizleri de sınavlara tabi tutarak içtenlikle iman etmiş olanlarınızla olmayanlarınızı belirleyecektir.

Al-i İmran-140. Şunu da iyice bilin ki Biz, gerçek imanlılar ile ikiyüzlü olanları kesin belirleyebilmek amacıyla, örneğin size üzüntü verici bir olay geldiyse, mutlaka aynı sı­kıntının bir benzerini size karşı olan bir topluluğa da veririz. Böylesi sıkıntılı günleri, insanlar arasında döndürür dururuz, sizler de birbirinize bakarak ya sabredip şükredenlerden veya imanından vazgeçenlerden olursunuz. Şunu bilesiniz ki Allah, bu son şekilde davrananları zalimlerden sayar ve öylelerini sevmez. 141. İşteAllah böylece, gerçek iman edenler ile tek Allah olduğunu red edip şirk-ortak koşup küfre sapmış olanları belirlemiş olur”.

Yine sınavlardan birinin de Allah rızası için olacak çabalarında, özellikle mal ve canı ile cihad edip etmemek olduğu da Hucurat-15 nci ayette açıklanmıştır

Hucurat-15. Ya Muhammed!Yine onlaraMüminlerden Allah’a ve resulüne içtenlikle /kalben iman etmiş olanlar, en ufak bir çekince duymadan malları ve canları ile Allah’ın tek ilah olduğu ve buyruklarının gerçekliği yolunda ve sadece Allah rızası için mücadele /cihad ederler ve işte onlar Allah ile yapmış oldukları ahdlerine sadık olanlardır” diyerek iman etmenin ne demek olduğunu açıklamana devam et”.

Beşer olan bizlerin Dünya yaşamımız süresince imanlılık durumuzun ancak Allah tarafından belirlenebileceği İsra-84 ncü ayette üzerinde durulmuş ve bu yetkinin de Peygambere bile verilmediği Mutaffifin-33 ve Muhammed-30 ncu ayetlerde açıkça vurgulanmıştır.

İsra-84. Ya Muhammed! Bu şekilde “Herkesin değil de, kişinin kendi karakterine /huyuna  ve iman durumuna uygun davranacağını ve sonunda kimin Allah ile yapılan anlaşmaya sadakat ve muhkem-kesin hükümlere uygun ameller gerçekleştirme olan doğru yolda /hidayet üzerinde olduğunu ise, Rabbinin daha iyi bileceğini ve değerlendireceğini söyle.

Mutaffifin-33. Halbuki hiç kimse iman edenlerin imanlarını değerlendirmek üzere görevli kılınmamıştır”.

Allah’ın dışında, öğrenci Ruh’ların imanlılık durumunu değerlendirebilme  yetkisinin ancak A’raf’ta ve oradaki görevlilere verilmiş olacağı A’raf-46 ncı ayette açıklanmış bulunmaktadır

A’raf-46. Ey insanlar! Cennet ile Cehennemin arasında bir ayırıcı engel bulunmaktadır. Ve mahşer gününde, ikisi­nin de tam orta yerinde olan A’rafta /hesabın yapıldığı ve tanıyıp ayırma yerinde bazı görevliler /Melekler bekliyor olacaklar. A’raf’taki bu görevliler, Cennet’i hak edenleri ve Cehennem’e gidecekleri yüzlerine bakarak tanıyacaklar”.

Fetih-29 ncu ayette, iman eden bereketli ve ekicilerini sevindiren bir bitkiye benzetilmiştir

Fetih-29. İman etmiş olanlar, daha önce Tevrat ve İncil’de iman etmişler için örnek verilmiş olduğu gibi, filizini çı­karmış ve gövdesini kalınlaştırıp üzerine dikilerek ekin­cilerini sevindiren, buna karşılık küfre sapmış olanları ise üzen birer bitki gibidirler. İşte Allah, sizlerden ve diğer kitap ehlinden gerçekten iman edip salih ameller /muhkem-kesin hükümlere uygun olumlu ameller gerçekleştirenlere, karşılık olmak üzere bağışlanma ve büyük bir ödül sözü vermiştir”.

Dikkat edilirse burada, sadece Kur’an’ı kabul edenlere değil, ayrıca Tevrat ve İncil’e iman edenlere de aynı şekilde hitap edilmektedir.

Kur’an’da, iman etmiş olmanın birçok avantajlar sağladığı da belirtilmiştir. Örneğin;

-İman edenin sadece ve doğrudan Allah’tan olacak bir isteği ve duasının kabul edilme şansının fazla olacağı Meryem-9 ncu ayette, ileri yaşta iken çocuğu olsun diye dua edip içten imanlılığı nedeniyle bu duası gerçekleşen Zekeriya Peygamber örneklemesi ile açıklanmıştır.

Meryem-9. Allah; “Evet doğrudur! Ama istediğini gerçekleştirmek Benim için çok kolaydır. Ni­tekim daha önce de seni hiç yokken yaratmıştım” diyerek gücünü hatırlattı”.

-İçten iman edene şeytanın musallat edilmeyeceği ve böylece de dost kılınmayacağına A’raf-27 nci ayette değinilmiştir.

A’raf-27-Biz, şeytanları, inanmayan /iman etmeyen kimselerin dostları /evliyası /velileri yaptık“.

Hud-107 nci ayette, imansız ve günahkâr olanın Cehennem’de uzun sürelerce kalacağı belirtilmişken, içten imanlı olanın ise daha kısa ve geçici bir süre kalacağı belirtilmiştir.

Hud-107. Cehenneme özgü gökler ve yaşam yeri devam ettirildikçeonlar da orada devamlı kalacaklardır. Ancak Rabbin uygun buldukları, yani buradaki eğitimi başaranlar /içten imanlı olanlar hariç. Şüphesiz Rab, konulmuş olan ezeli ve ebedi evrensel kurallara göre yapılması uygun olanları belirleyip gerçekleştirendir”.

-İmansız olanın bütün olumluluklarına sadece dünya yaşamında karşılık verileceği ve ahrete yansımayacağı, içten imanlı olana ise hem dünyada, hem de ahrette karşılık verileceği İsra-18 nci ayette açıklanmıştır.

İsra-18. Tam bir imanının olmaması sonucu kim sadece acele eder ve bu geçici dünya için istekte bulunur ve çaba gösterirse, uygun bulduğumuz üzere ona istediklerini veririz. Ancak ahrette, ortak-şirk koşup bildirilenleri inkâr ederek küfre saptığı için, huzurumuzda kınanmış ve kovulmuş bir şekilde onu Cehenneme s­okarız”.

Benzer açıklamalara ayrıca A’raf-147, Furkan-70, Hud-16, Kehf-105 ve Nahl-97 nci ayetlerde de değinilmiştir.

A’raf-147. Çünkü ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını inkâr edenlerin, olumlu olan çabalarının çoğu boşa gider. Böyleleri yaptıklarından dolayı cezalandırılmayacaklarını mı sanıyorlar?

Furkan-70. Günah işledikten sonra, içtenlikle iman ve tövbe edip, salih ameller gerçekleştiren kim­selerin, durumları uygun görülürse günahları bağışlanır ve sevapları değerlendirmeye ahirette alınır. Şüpheniz olmasın ki Allah, bağış­layan /Gafur ve sevgisi ile merhameti oldukça bol /Rahim olandır.

Haftaya görüşmek ümidiyle. İnşallah….

NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: “DİN VE BEYİN”, “SON DAVET KUR’AN Tercümesi”, “KUR’AN KADINI KORUYOR”, “OKU! Konularına göre Kur’an ayetleri”, “KUR’AN’IN KULU KÖLESİ MEVLANA”, “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL”, “ÖZDE DİNDAR, SÖZDE DİNDAR” ve “ALLAH KİMİ SEVER, KİMİ SEVMEZ”

Exit mobile version