Bir kimsenin iman derecesi ve Müminliği konusunda sözlerine, yürüyüşüne, görüntüsüne ve kıyafetine bakarak ön yargıyla değerlendirme yapmamız mümkün değildir. Bu nedenle de hiç kimsenin bir başkasının dinî inancı, imanlılığı ve mümin olup olmadığına yönelik bir değerlendirme yapması ve bu ön yargısına göre de yaklaşımı, büyük bir yanlış ve aldanış demektir. Beşer olan bizlerin Dünya yaşamımız süresince imanlılık durumuzun ancak Allah tarafından belirlenebileceği üzerinde İsra-84’ncü ayette durulmuş ve bu yetkinin de Peygambere bile verilmediği Mutaffifin-33 ile Muhammed-30’ncu ayetlerde açıkça vurgulanmıştır.
Muhammed-30. Ya Muhammed! Eğer Biz isteseydik, bu münafıkları /ikiyüzlüleri yüzlerine bakarak tanıma özelliğini Sana verir ve Senin onları kolayca fark etmeni sağlardık. Yine onları konuşma tarzları ve sözlerinden de tanırdın. Ey insanlar! Siz tanıyamazsınız ama, şunu iyice bilin ki, Allah tüm yaptıklarınızı /amellerinizi bilir.
Mutaffifin-33. Halbuki hiç kimse iman edenlerin imanlarını değerlendirmek üzere görevli kılınmamıştır.
Allah’ın dışında, Dünya okulunda öğrenci olan Ruh’ların imanlılık durumunu değerlendirebilme yetkisinin ancak A’raf’ta ve oradaki görevlilere verilmiş olacağı A’raf-46’ncı ayette açıklanmış bulunmaktadır.
A’raf-46. Ey insanlar! Cennet ile Cehennemin arasında bir ayırıcı engel bulunmaktadır. Ve mahşer gününde, ikisinin de tam orta yerinde olan A’raf’ta /hesabın yapıldığı ve tanıyıp ayırma yerinde bulunan bazı görevliler /Melekler bekliyor olacaklar. A’raf’taki bu görevliler, Cenneti veya Cehennemi hak edenleri yüzlerine bakarak tanıyacaklar. Akabinde, mutlu bir manzara içindeki Cenneti hak edenlere “Selamün ‘aleyküm – Barış ve mutluluk üzerinize olsun” diye sesleneceklerdir. Böylece onlar da içleri rahatlamış olarak Cennete girmek üzere aradaki bölgede beklemeye başlayacaklardır.
Bu duruma göre biz insanlara, yapıldığı takdirde azap verileceği belirtilen şu kesin Kur’an hükmü söz konusu olmaktadır:
“İnsanları imanlı-imansız, az imanlı-çok imanlı diye tanımlamayın ve etiketlemeyin, gruplandırmayın, hatta bazılarının yaptığı gibi Cennet’e veya Cehennem’e göndermeyin, yoksa Allah’a şirk koşma günahı işlemiş olursunuz.
Yine Münafikun-4’ncü ayette, iki yüzlülerin giyim, konuşma ve yürüyüşlerinin aldatıcı olduğuna ve bunlardan uzak durulması gerektiğine vurgu yapılmıştır.
Münafikun-4. Ya Muhammed! İkiyüzlüleri /riyakârları gördüğün zaman, fiziki görünüşlerini, kıyafetlerini beğenir ve etkilenirsin. Konuşunca da dinletecek şekilde etkileyici konuşurlar. Ve onlar yere sağlam bir şekilde dikilmiş kütükler gibi heybetli ve dimdiktirler. Kendilerini o kadar beğenmişlerdir ki, en ufak bir sözü bile hemen aleyhlerinde bir söz olarak değerlendirirler. Esasında onlar gerçek düşmandır ve onlardan uzak dur. Nasıl da rol yapıyorlar! Allah mutlaka onların haklarından gelecektir.
Çünkü Allah, biz insanların /beşerlerin inanç, iman ve müminlik durumlarının değerlendirmesinin ancak ve sadece kendisi tarafından veya görevlendireceği ilâhî görevliler tarafından yapılabileceğine değinmiş ve ileri din bilgisi de olsa, herhangi bir kimsenin böyle bir değerlendirme yapmasını şirk koşma olarak kabul etmiştir.
İsra-84. Ya Muhammed! Bu şekilde “Herkesin değil de, kişinin kendi karakterine /huyuna ve iman durumuna uygun davranacağını ve sonunda kimin Allah ile yapılan anlaşmaya sadakat ve muhkem /değişmez ana kurallara uygun ameller /faaliyetler /işler gerçekleştirme olan doğru yolda /hidayet üzerinde olduğunu ise, Rabbinin daha iyi bileceğini ve değerlendireceğini söyle.
Zumer-46. İnsanların bu tartışmalarına sakın üzülme ve sadece “Ey Gökleri ve yeri yoktan var eden, gizliyi ve açığı da bilen Allah’ım! Kullarının arasında ayrılığa düştükleri konularda hükmü yalnız Sen verirsin” diye dua et ve haklarında ki kararı Bana bırak.
Çünkü beşer olarak bizler sadece görüntü, söz, kıyafet ve davranışı değerlendirebilirken, Allah ise bunlara göre değil, düşünceleri değerlendirerek imanı ve müminliğin durumunu belirler.
Dolayısıyla, A’raf’taki görevlilere “Farklı özellikleri birbirinden ayırt edebilenler” anlamına gelen A’rifler” diyebiliriz. Zaten A’raf’ta Dünya okulundan mezun olmuş Ruh’ların farklı ışıklı olacaklarına ve yüzlerinden tanınacaklarına Rahman-41, Hadid-12 ve Hadid-19. ayetlerde değinilmiştir.
Rahman-41. Çünküo gün, tek Allah’ı tanımayıp şirk koşan ve buyruklarımızı önemsemeyip uygulamayan suçlular /günahkârlar, yüzlerinden tanınacak ve perişan bir halde yaka paça götürülecekler.
Hadid-12. Ey Peygamber! İman etmiş erkeklerin ve kadınların, Dünyadaki olumlu amelleri ile tekâmül etmiş olmaları nedeniyle mahşer günü, önlerinden /ellerinden ve sağ yanlarından nur /ışık yayıldığını göreceksin ve o gün onlara, “Bugün, içlerinde sürelerce kalacağınız ve içlerinden ırmaklar akan Cennet’lerle sizi müjdeliyoruz” denecek. İşte bu müjdeli haber, insanlar için en büyük haber demektir.
Hadid-19. Allah’a ve buyruklarını bildiren elçilerine iman edip, bu imanlarına sadakat gösterip dönmeyenler ve şehit olanlara Rableri katında ödüller ve ışıklandırılmaları vardır. İnkâr edip ayetlerimizi yalanlayanlar ise, işte onlar da Cehennem halkıdır.
Demek oluyor ki İman edip etmeme ve varsa imanın içten olup olmayışı kişin dış görünüşünde değil, düşüncesinde ve niyetindedir. Bunu da kişiye bakarak biz insanların değerlendirmesi, hatta buna kalkışılması, yani düşünülmesi bile hem oldukça yanlış ve şirke girmektir. Bu yaklaşım temelinde insanları gruplaştırmakta ve ötekileştirmekte olanlardan uzak durması önerisi ve ikazı Hz. Muhammed’e açıkça En’am-159’ncu ayette yapılmıştır:
En’am-159. Özellikle de dinlerini birbirine düşman parçalara, fırkalara /hiziplere /mezheplere ayıran, grup grup olanlara uyma ve onlardan uzak dur. Artık onların işi Allah’a kalmıştır. Allah, hesap günü onlara amellerinin yanlışlığını haber verecek ve o zaman hatalarını anlayacaklardır.
NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: “DİN VE BEYİN”, “SON DAVET KUR’AN”, “KUR’AN KADINI KORUYOR”, “OKU! Konularına göre Kur’an ayetleri”, “KUR’AN’IN KULU KÖLESİ MEVLȂNA”, “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL”, “ÖZDE DİNDAR, SÖZDE DİNDAR” ve “ALLAH KİMİ SEVER, KİMİ SEVMEZ”