Gelecek, Kader ve Rantçılara Bırakılamaz…
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Hatay Şubesi, Marmara Depremi’nin 21.yıldönümünde yayınladığı mesajında; bilime, bilgiye, mühendisliğe, akla ve insana önem veren uygulamaların, sorunun çözümü olduğuna vurgu yaptı.
İMO Hatay Şubesi Yönetimi adına, Başkan Cemil Tileylioğlu tarafından paylaşılan mesajda, 17 Ağustos 1999 yılında yaşanan ve ülke tarihimizin, sonuçları itibariyle en acı depremlerinden biri olan 7.4 büyüklüğündeki Gölcük merkezli depremin üzerinden 21 yıl geçtiğini hatırlatıldı ve şu ifadelere yer verildi:
“Resmi sonuçlara göre; 18.873 insanımız yaşamını yitirdi, 23.781 insanımız yaralandı, 328.113 ev ve işyeri yıkıldı veya hasar gördü. 17 Ağustos 1999 depreminden bu yana 21 yıl geçti. Ülkemiz, birçok depremi yine yaşandı! 2003 yılı Bingöl, 2011 yılı Van ve 2020 yılının Ocak ayında yaşadığımız Elazığ-Sivrice Depremleri de sonuçları bakımından oldukça acı oldu. Önemli ölçüde can ve mal kayıpları ortaya çıktı. Yine Çanakkale, Manisa, Muğla- Bodrum, İzmir, Adıyaman, Denizli, Tekirdağ, Bingöl ve Malatya gibi illerimiz, farklı büyüklüklerde deprem yaşadı. Can ve mal kayıpları ortaya çıktı. İstanbul başta olmak üzere, ülkemizin farklı yerlerinde, yeni ve yıkıcı depremlerin olacağını biliyoruz.
İnşaat Mühendisleri Odası olarak, deprem gerçeğini unutmadık, unutmayacağız. 17 Ağustos 1999 Gölcük ve daha sonra yaşadığımız diğer depremlerde ortaya çıkan her acının yükünü omuzlarımızda, acısını ise kalbimiz de taşıyoruz.
17 Ağustos Depremiyle birlikte yaşamış olduğumuz depremler ve Ocak 2020 tarihinde yaşadığımız Elazığ-Sivrice Depremi, yapı stokumuzun halen güvenli olmadığını bir kez daha ortaya koymuştur.”
-RANTÇILAR!-
İnşaat Mühendisleri Odası Hatay Şube Başkanı Cemil Tileylioğlu imzalı mesajın son bölümünde de şöyle denildi:
“Açıkçası, bilimsel bir hatta kalarak, afetlere karşı dirençli kentler yaratılacağını savunan liyakat sahibi çevreler ile her şeyi arazi ve inşaat rantı eksenine bağlayıp, konuya sadece ‘ticari bir anlayışla yaklaşanlar’ arasındaki çatışmayı ne yazık ki rantçılar kazanmıştır. Ülke topraklarını, inşaat sektörünün bir arazisi olarak görenler, sisteme hakim olmuşlardır. İstanbul başta olmak üzere, ülkemizin her hangi bir yerinde yıkıcı bir depremin olma olasılığı yüksektir. Ortaya çıkacak olan can ve mal kayıplarının sorumluluğu; bilimi, bilgiyi ve mühendisliği önemseyenlerin değil rantçıların sırtındadır.
Can ve mal güvenliğinin sağlanması için depreme dayanıklı yapı üretmekten başka bir yol yoktur. Bu gerçekten hareketle, geleceğimizi kadere ve rantçılara bağlamanın çıkar yol olmadığı acı da olsa anlaşılmıştır. Bilime, bilgiye, mühendisliğe, akla ve insana önem veren uygulamalar, sorunun değil, çözümün yoludur. 17 Ağustos yıkımının 21.yıldönümünde ilgilileri bir kez daha uyarıyoruz.” -Cemil Yıldız-