İnandırıcı Olmak Gerek…

Ekonomide tehlike çanlarının çaldığı yapılan zam açıklamalarından anlaşılıyor. Bu açıklamalar yapılmadan önce her şeyin “güllük gülistanlık” olduğu izlenimini veren söylemlerin boşta kaldığı birden bire kendini gösteriverdi. Geçtiğimiz günlerde maliye bakanının vergi zamları ile ilgili olarak yaptığı açıklama her şeyi gün ışığına çıkardı. Bu vergi zamları açıklanırken de, vatandaşla sanki alay edilircesine sarf edilen sözler oldukça […]

Ekonomide tehlike çanlarının çaldığı yapılan zam açıklamalarından anlaşılıyor. Bu açıklamalar yapılmadan önce her şeyin “güllük gülistanlık” olduğu izlenimini veren söylemlerin boşta kaldığı birden bire kendini gösteriverdi.

Geçtiğimiz günlerde maliye bakanının vergi zamları ile ilgili olarak yaptığı açıklama her şeyi gün ışığına çıkardı.

Bu vergi zamları açıklanırken de, vatandaşla sanki alay edilircesine sarf edilen sözler oldukça dikkat çekici olmuştur.

Örneğin %40 oranında artış yapılacağı söylenen motorlu taşıtlar vergisi zammını önemsizmiş gibi gösteren örnekler. Elbette ki 500 lira yerine 575 lira verilmesi ilk bakışta insana önemsizmiş gibi gelebilir. Ama ödenecek vergi miktarı 500 liranın çok üstünde bir rakam olduğunda bu artışın ne denli etkileyici olduğu net bir biçimde kendini gösterir.

“Önümüzdeki yıl sigara kâğıdından bile vergi alınmasına kalkışılması ekonominin ne durumda olduğunun açık bir göstergesini oluşturmaktadır.”

Motorlu taşıtlar vergisine, sigaraya, sigara kâğıdına, kira gelirlerine daha doğrusu aklınıza gelebilen her şeye yapılması düşünülen zamlarla, beli zaten bükük olan ve doğrulabilmek için büyük gayretler sarf etmek zorunda kalan vatandaş, yüklenecek olan bu ağır yükün altından kalkamayacak bir duruma düşecektir. Yani bükülen belin üstüne daha da ağır bir yük binecek ve bunun sonucu olarakta yerlerde sürünme zorunda kalacaktır.

Elbette ki devlet çarkının dönebilmesi, işlerin yürütülebilmesi, sorunların çözülebilmesi için devletin gelire ihtiyacı vardır. Bunu da dolaylı ve dolaysız vergiler yoluyla toplamak devletin hakkıdır.

“Ancak vatandaştan vergiler toplanırken, yönetimde bulunanlarında örnek bir tutum ve davranış içinde bulunmaları gerekir.”

Mesela: Gereksiz yere personel alınması ve bunun içinde kadrolar ihtas edilmesi uygulamasından vazgeçilmeli. Yine her türlü lüks harcamalara son verilmeli, kamu tarafından kullanılan alanların ışıklandırılmasından tutunda, mutfak harcamalarına kadar her türlü giderlerde gözle görülür tasarruflar yapılmalı, makam araçlarının en lüks markalardan tercih edilmesi yerine, ülkemizde üretilen ve halk tipi olan araçların kullanılması suretiyle herkese örnek olacak bir davranış içine girilmelidir.

Yine devlet kesesinden alınan özel uçakların, helikopterlerin, zırhlı araçların sayısı hızla azaltılmalı, hele hele yeni alımlara kesinlikle son verilmelidir.Yurtiçi ve yurtdışı seyahatlerde toplu taşımacılığa yer verilmeli, bireysel seyahatlerden ve harcamalardan kaçınılmalıdır..

Ayrıca yurtdışı toplantılarında, en lüks oteller yerine güvenli ama daha uygun fiyatlı, oteller, restaurantlar tercih edilmelidir.

İşte bu örnek davranış içinde bulunulduğu takdirde, yapılması düşünülen zamlar belli bir oran içerisinde vatandaşlar tarafından tolere edilebilir.Ama bunlar yapılmayıp her türlü lüks içerisinde bulunulur, hesapsız kitapsız harcamalar yapılır, dünyanın en zengin ülkeleri ile boy ölçüşülmeye kalkışılır ve hatta o ülkelerin önüne geçme gibi bir tutum içine girilirse , vatandaş elbette ki bu zamlara karşı tepki gösterir, eleştiride bulunur, feryat figan eder ve bu seslerde ayyuka çıkar.

“Çocuklarımız sabahın kör karanlığında okula gitmek ve akşamları ise ışıklar yandıktan sonra okuldan dönme zorunluluğu ile niçin karşı karşıya bırakılıyorlar, biliyor musunuz?…. Yetkililerin yaptığı açıklamaya göre 500 milyon dolarlık enerji tasarrufu için!!!!….”

Çevremize şöyle bir bakalım. Bizi yönetenlerin yaptıkları lüks harcamalara, gösterişe, on binlerce kişiye ödenen gereksiz ücretlere, ikamet edilmeyen ve hatta kullanılmayan alanlar için sarf edilen milyarlara, yanlış dış politika sonucu çıkartılan Suriye iç savaşı nedeniyle sığınmacı denilenlere şuana kadar ödenen 30 milyar dolar paraya şöyle bir bakınız da, çocuklarımızın karanlıkta okula gidip dönmemeleri için gözden çıkarılamayan 500 milyon doları mukayese edin.

“Şimdi tüm bunlar ortada iken inandırıcı hiçbir gerekçe yok iken, uygulanan yanlış politikalar nedeniyle uğranılan zararı ve buna ek olarak lüks ve şatafat için harcanan milyarları karşılayabilmek amacıyla yapılmak istenen vergi zamlarını vatandaş nasıl içine sindirecek, nasıl kabul edecek?.”

Vatandaştan özveri istenirken gerekçesinin inandırıcı olması ve bunun kabul edilebilir bir mantık süzgecinden geçirilmiş olması gerekir. “Böyle bir neden ve gerekçe olmaksızın sadece zam yapmakla belki gün kurtarılır, ama bunun faturası ilerde sandıkta fazlasıyla ödettirilir…”

nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version