Çorum’un Ortaköy ilçesindeki İncesu Kanyonu’nda kayalıklara inşa edilen yaklaşık 700 metrelik yürüyüş platformu, ziyaretçilere nehir üzerinde yürüme ve doğa harikası kanyonu gözlemleme imkanı sunuyor. Yapılan çalışma, taşlık ve kayalık zemini ilerlemeye izin vermeyen Titus Tüneli’ni akla getiriyor.
Her sene benzer sorunları nedeniyle gündeme taşınan Samandağ ilçesindeki Titus Tüneli, 130 metrelik kapalı alanında ilerlemek isteyenlerin çokça geri döndüğü zemin sorununa çözüm arıyor. Açık alanıyla birlikte toplam 1380 metre uzunluğunda olan tarihi tünelin, turistlerin rahatça ilerlemesine imkan sağlayacak hale getirilmesini isteyenler, yapılacak çalışmanın önemine işaret ediyor.
-YÜRÜYEMEDİK-
Geçtiğimiz günlerde bölgeyi ziyaretlerinde benzer bir sorun nedeniyle tünelin sonuna kadar gidemediklerini ifade eden bir turistin ifadesi şöyle:
“Annem, yaşlı ve yürürken de benden destek alması gerekiyor, hele ki zemini bu kadar kötü bir alanda. Ama ben bile yürümekte zorlandım. Çünkü taşlar ve kayalıklar izin vermedi. Bir de nem nedeniyle ciddi bir kayganlık da var burada. Kazara düşseniz, burada sakatlanma yaşamanız içten bile değil. Zaten izlediğim kadarıyla, insanlar burada tırmanma sporu yapıyor. Ama şunu açıklıkla söyleyebilirim ki, burada oluşabilecek bir kaza, hiç de iyi bir tanıtım olmaz. Bence bu kadar güzel
-ZOR MU?-
Yüksekliği 7 metre, genişliği 6 metre olan Titus Tüneli’nin şikayete konu haline işaret edenlerin son örneğinde; Yozgat’ın Aydıncık ilçesine bağlı Kazankaya köyünden başlayıp, Çorum’un Ortaköy ilçesine bağlı İncesu köyüne kadar uzanan yaklaşık 12 kilometre uzunluğundaki İncesu Kanyonu var. Kanyon’da ilerlemek isteyenler için kayalıklara inşa edilen yaklaşık 700 metrelik yürüyüş platformunu gündeme taşıyanlar, Tünel için de, atılacak adımların güvenliğini sağlayacak ve mevcut görseli gözler önüne serecek bir kolaylığın gündeme taşınmasını istiyor.
-KİTABE-
Çok fazla bilinmese de, Titus Tüneli’nin zorlu zeminini aşıp sona gelenleri bir kitabe karşılıyor. Kitabede, “DIVVS VESPASIANVS ET DIVVS TITVS” yazılı. Roma imparatorlarının statü ifadelerinden “divus” (ilahi-tanrısal) sıfatı, Vespasian ve Titus için kullanılmıştır. Grekçe kelime
-SÖYLENEN!-
Hatay’ın Samandağ ilçesinin antik kent bölgesi içinde yer alan eski Roma eseri tünelin ‘geleneksel’ zemin sorununa işaret edenlerin örneğinde duran Yozgat’ın Kültür ve Turizm İl Müdürü Sümeyra Şengül’ün dedikleri ise, olabileceklere dair…
“Ülkemizin farklı bölgelerinde benzer yürüyüş platformları mevcut. Ancak İncesu Kanyonu’ndaki platformun en büyük özelliği, Türkiye’nin en uzunu olması. Diğer yürüyüş parkurları toprak zeminlerden oluşurken, İncesu’daki platform, kayalıklara asılmış demir ve ahşap parçalardan oluşuyor. Bunun yanı sıra, su üzerinde yürüyüşe imkan sağlıyor. Bizimkine benzer platformların mesafeleri oldukça kısa. Biz, neredeyse tüm vadiyi rahatlıkla görebiliyoruz. Diğer bir özelliği ise bir amaca hizmet ediyor olması. Platformun sonuna geldiğinizde, Anadolu’nun en büyük Kibele kabartmasına ulaşıyorsunuz.”
-MÜZE Mİ?-
Hatay turizminin amiral gemilerinden biri olan Müze ise, tüm sorunlarına rağmen listenin ilk sırasındaki yerini koruyor. Açılan 2. Etap kısmı ile beraber sergi alanları genişleyen ve mevcut eserlerine yenileri eklenen Hatay Arkeoloji Müzesi’nin ön cephesinde duran Su Değirmeni mi? Gelenlerin, Müze adına ilk karşılaştıkları şey! Uzun bir süredir kullanım dışı kaldığı için paslanan değirmene bakım yapılırken, paslı alanlar ise boyanarak yenilendi.
Durumu izleyen bir turizmci, “Peki, konumuz badana mıydı?” diye sorarken, şu tespiti ve soruları paylaştı:
“Bu müze ilk yapıldığından bugüne hep konuşuyoruz. Kaç sene oldu? Uzun bir zaman! Doğru mu? Peki, sormak lazım, bir mozaik müzesinin önüne Su Değirmeni koyanlara… Amaçları neydi? Vermek istedikleri mesaj neydi? İçeridekiler adına, bu değirmenin hikâyesinin önceliği neydi? Çalışsın diye koydukları bir türlü çalışmayınca, onu burada tutma gayretlerinin hedefi neydi?
Aslında, değirmenin paslı halini haber yapan sizlerin takip edilmesi güzel, ama… Konu, değirmenin paslı hali ya da o paslı halin boyanması değildi ki! Konu, işe yaramayan, çalışmayan, çalıştırılamayan, proje içindeki misyonunu üstlenemeyen bir parçanın burada kalmasının gereksizliği! Şimdi ne oldu? Değirmeni yeniledik! Tamam mıdır? Soruna nokta koyduk mu? Artık ne konuşmaya ne de haber yapmaya gerek kalmadı mı? Üzgünüm ama, koca müze, şu garip detay yüzünden espri konusu oluyor her defasında. Eğer burası bir şehir müzesi olsaydı, tamam, sizinleyim! Ama değil! Burası bir şehir müzesi değil! Buna dair bir misyonu da yok! Burası bir Mozaik Müzesi. Bir Arkeoloji Müzesi. Eğer illa ki içeridekini dışarıdan anlatmak istiyorsanız, öndeki devasa boş alanı buna dair kullanırsınız! Yerlere mozaikler serpiştirirsiniz… Sütunlar eklersiniz, hatta heykeller! Ama bu değil! Değirmen, hiç değil.” -Tamer Yazar-