İnsanların Salgın İle Ekmek Parası Arasına

Sıkıştırılması Normal Değil Avcı, gerçek bir normalleşme için emekten, halktan yana bir bütçe, insanca yaşamaya yetecek bir gelir istediklerini vurguladı KESK Hatay Şubeler Platformu adına, SES Hatay Şubesi Eşbaşkanı Merym Avcı, ek bütçe, ek zam taleplerini dile getirmek için köprübaşında düzenledikleri basın açıklamasında, pandemi ile derinleşen krize karşı gerçek bir normalleşme için, emekten, halktan yana […]

Sıkıştırılması Normal Değil

Avcı, gerçek bir normalleşme için emekten, halktan yana bir bütçe, insanca yaşamaya yetecek bir gelir istediklerini vurguladı

KESK Hatay Şubeler Platformu adına, SES Hatay Şubesi Eşbaşkanı Merym Avcı, ek bütçe, ek zam taleplerini dile getirmek için köprübaşında düzenledikleri basın açıklamasında, pandemi ile derinleşen krize karşı gerçek bir normalleşme için, emekten, halktan yana bir bütçe, insanca yaşamaya yetecek bir gelir istediklerini söyledi, milyonlarca insanın salgın ile ekmek parası arasına sıkıştırılmasının ise normal olmadığına vurgu yaptı.
Tüm dünyayı saran bir salgının milyonlarca insanın hayatını altüst ettiği bir dönemden geçtiğimizi, pek çok ülkenin dar gelirli yurttaşlarını ve ücretli kesimleri pandemiden korumak için kısmen de olsa sosyal devlet politikalarının hayata geçirmeye, bunun için bütçelerinin önemli bir kısmını kullanmaya devam ettiğini söyleyen Avcı, ülkemizde ise kontrolsüz, plansız, koşar adım hayata geçilen ‘normalleşme’ sürecinde dar gelirliler, yaşamını emeği ile alın teri ile kazanan milyonların yine yok sayıldığını ifade etti. Vatandaşları salgından korunmak için açıldığı söylenen ekonomi paketlerinde aslan payının sermayeye ayrıldığını savunan Avcı, “Buna karşın 5 milyon yoksul aileye verilen sadece 1000 TL’lik sosyal yardım bile lütuf gibi gösteriliyor. Geçmediğimiz otoyolların, köprülerin, tünellerin müteahhitlerine halkın cebinden verilen hazine garantileri sokağa çıkma kısıtlamalarının olduğu günlerde bile devam ettiriliyor. Kamu emekçileri olarak bizler de yoksulluk ve sefaletten düşeni fazlasıyla alıyoruz. Maaşlarımız eriyor, yoksulluğumuz artıyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi can derdine düştüğümüz pandemi sürecinde emeğimiz saldırıların fırsatı haline getiriliyor. Kıdem tazminatının ve buna bağlı olarak bizlerin kamusal emeklilik haklarının ortadan kaldırılması, salgın koşullarında mecburen başvurulan uzaktan çalışma, esnek çalışma gibi güvencesiz istihdam biçimlerinin kalıcı hale getirilmesi hedefleniyor. Pandemi ile birlikte derinleşen kriz koşullarında milyonlarca insanı hayatını tehdit eden salgın ile ekmek parası arasına sıkıştırılması NORMAL değildir” dedi.
Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı
Avcı, içinde bulunduğumuz olağanüstü koşullarda dar gelirlilerin, ücretli kesimlerin salgından korunarak nefes almasını ve insanca bir yaşam sürmesini sağlayacak gerçek bir normalleşme için taleplerini şöyle sıraladı: “Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına ve özelleştirmelere son verilmeli. Bütçe hakkımız önündeki engeller kaldırılmalı. Başta salgın koşullarından en çok etkilenen kadınlara olmak üzere herkese yaşanabilir bir ücret düzeyinin altında olmamak üzere temel bir yurttaşlık geliri sağlanmalı. Bütçede toplumsal cinsiyet eşitliği temel alınmalı. Ücretli kesimler olarak bizlerin omuzlarına yıkılan gelir vergisi adaletsizliğine son verilmeli. Tüketimden alınan dolaylı vergiler düşürülmeli, kar-faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıklar kaldırılmalı, asgari ücret vergi dışı bırakılmalı.
Ek bütçe hemen hazırlanmalı …
Yoksulluk sınırının altında geliri olan hanelerin elektrik, su, doğal gaz giderleri hazineden karşılanmalı. İş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmeli. Herkese güvenceli iş ve güvenceli gelecek sağlanmalı. Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu grev hakkı ile tanımlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemine geçilmeli. Yaşanan hayat pahalılığı karşısında çoktan hükmünü yitirmiş olan 2020/2021 yıllarını kapsayan toplu sözleşme iptal edilmeli. Yaşamaya devam ettiğimiz mali kayıpların maaşlarımız yapılacak ek artışlarla telafi edilmeli. Yukarıda saydığımız tüm bu talepleri içeren EK BÜTÇE vakit kaybetmeksizin hazırlanarak hayata geçirilmeli.
Kamu emekçileri açlık sınırına yaklaştırıldı …
Bu talepler salgın tehlikesinin sürdüğü koşullarda gün geçtikçe açlık sınırına daha fazla yaklaşan bir maaş ile korumasız bırakılan, güvencesizliğe tüm kamu emekçilerinin talebidir.
Zaman pandemi sürecini haklarımıza göz koyan saldırıların fırsatı haline getirenlere karşı omuz omuza verme zamanıdır. Mehmet ÖZGÜN

Exit mobile version