Hatay, hayata yeniden başlamak!
Ortadoğu’da yaşanan savaşlar, yüzbinlerce kişinin yaşamını kaybetmesine yol açarken, her yıl milyonlarca kişinin de sığınmacı durumuna düşmesine neden oluyor. Hatay, bu sığınmacı kalabalığının ana rotası üzerindeki şehirlerden bir tanesi. Iraklı Saja Taha Abdullah ise o rotanın yorgun, ama pes etmeyen yolcularından biri.
Türkiye, son yıllarda Suriye merkezli olmak üzere, milyonlarca sığınmacıya kapılarını açarken, gelenler için hem ev hem umut oldu. Savaş bölgelerinden kaçanlar kendilerine yeni bir hayat inşa ederken, geride kalan yaşamlarının onlarda biriktirdiklerinden de vazgeçmediler. Üretmeye, kaldıkları yerden devam ettiler. Iraklı Saja Taha Abdullah, bu hikâyenin isimsiz kahramanlarından bir tanesi.
Amerika’nın Sesi haber portalından Orhan Erkılıç’ın haberine göre, Hatay’ın İskenderun ilçesinde yaşayan Irak’lı Saja Taha Abdullah, savaş mağduru çocuklardan biri. Irak savaşı sırasında ailesiyle Suriye’ye göç eden Saja, 2011 yılında Suriye’de başlayan iç savaş sonrası ise Türkiye’ye sığındı.
Şu anda 20 yaşında olan Saja, daha çocuk yaşındayken kendisinde keşfettiği resim yeteneğini geliştirerek, ressam oldu. Kendi deyimiyle, ‘ilham’ gelen her yerde yaptığı tablolarıyla İskenderun’da ilk kişisel resim sergisini açan Saja, serginin gelirinin yarısını ise başlattığı kampanya dahilinde, SMA hastası çocuklara bağışladı.
-HEDEFİM!-
8 yıldır resim yapan Saja’nın en büyük hedefi ise soyut kavramlar ve şiddet gören kadın figürlerini yansıttığı tablolarıyla uluslararası bir sergi açarak, başlattığı yardım kampanyasıyla daha fazla mağdur kadına ve hasta çocuğa dokunmak.
VOA Türkçe ’ye konuşan Iraklı Kadın Ressam Saja Taha Abdullah, yaşadığı onca göç olayına rağmen, kendi ayaklarının üzerinde durabildiği için kendisiyle gurur duyduğunu belirterek, sözlerinin devamında şu ifadelere yer verdi:
“Resimlerimi yaparken, genelde soyut resimleri ve kadına şiddeti konu alan tablolar üzerinde çalışıyorum. Güzel Sanatlar Bölümü’nden mezun oldum. Halen eğitimimi sürdürdüğüm bir atölye var. Tablolarımı bazen orada, bazen evde, bazen sahilde ya da bir kafede yapıyorum.
Çok acı çekmiş bir çocuk olarak, bir kadın olarak kendi ayaklarımın üzerinde durmak zorunda kaldığım için sürekli kendimi geliştirmek istedim. Şu anda bir mesleğim olduğu için ailem ve ben, kendimle gurur duyuyoruz ve bu durum beni çok mutlu ediyor.
Bir hedefim var… Uluslararası bir sergi açarak, gelirinin yüzde 50’sini, daha önce başlattığım kampanyanın bir devamı olarak, hasta çocuklara ve şiddet gören kadınlara bağışlamak istiyorum.”
Tamer Yazar