Hatay Vakıflar eski Bölge Müdürü Mehmet Yıldıran’ın, “Antakya ilçesinde bulunan Mehmet Şah Bin Mustafa Dede Efendi Vakfı adına kayıtlı İşhanı’nın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca onaylanan yapı risk analizinde, tahliye edilerek yıkılmasına karar verildi” demesinin üzerinden 3 sene geçti. Ancak gelinen noktada, bahse konu yapıya dair hala ‘ne olacağını’ bilen kimse yok!
Etrafı, bina yüksekliğinde kapatılan, Mehmet Şah Bin Mustafa Dede Efendi Vakfı adına kayıtlı İşhanı’nın tepesinde çalışan iş makinesinin yıkım çalışmasını işaret edenler, gelinen noktadan memnun. Ancak, sürecin tartışmalı finalinde, Vakıflar’dan şu ana kadar tek bir kurumsal açıklama ve bilgilendirme gelmemesi de eleştiri konusu olmaya devam ediyor.
Bilindiği gibi konu, Büyükşehir Belediyesi ile Vakıflar Bölge Müdürlüğü arasında uzun bir süre anlaşmazlık konusu olmuş, yaşanan çözümsüzlük ise Ankara’ya kadar taşınmıştı. Söz konusu inşaatın yapılabileceğine dair son noktayı Hatay Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu koymuş, projenin devamı yönünde bir karar almıştı.
-GELİRLER!-
Vakıf İşhanı’nın, Vakıfların, Hatay’daki projeleri ve giderleri için yaratacağı kaynak ise yine aynı dönem gelen bir açıklama ile şu kelimelerle ifade edilmişti:
“Bölgemizin tarihi değeri olan Antakya Ulu Cami, Habib-i Neccar Camisi ve koruma alanındaki özel proje alanı, Sokollu Mehmet Paşa Külliyesi, Beyazıd-ı Bistami Türbesi gibi pek vakıf eseri, elde edilen bu gelirlerle onarılmıştır. Vakıfları, gelirlerinden mahrum bırakmaya ve akar taşınmaz yatırımlarını engellemeye yönelik davranışlar ve yorumlar, tarafımızca, medeniyetimizin güzide kurumu olan vakıf kurumuna zarar vermek ve vakıf kurucuların şahs-ı manevilerini yok saymak olarak değerlendirilecektir.”
-BİR AÇIKLAMA!-
Anadolu coğrafyasında, vakıf emanetleri doğrultusunda ciddi çalışmalar yapan, önemli restorasyon projelerine imza atan Vakıflar’ın Antakya kent merkezinde devam eden çalışmalarına dair beklenti ise oldukça net! Proje! Bu konudaki merakını ve düşüncelerini paylaşan bazı vatandaşlar ve esnaf da, benzer beklenti noktasında bir araya geliyor.
T.M. >> Herkesin neredeyse aynı şeyi söylediği bir şehirde, ben konuya başka bir açıdan bakıyorum. Bakıyorum da, herkes yeşil alan olsun istiyor, burası için. Hatta arkeopark gibi bir şey olsun deniyor, kazılarla bulunabilecekler düşünüldüğünde. Sanırsınız ki, bunu diyenlerin yönettiği bir şehirde, her tarafımız yeşil alan, tarihi alanlarımız da inanılmaz iyi durumda. Bir kere olanları yönetemiyorlar! O yüzden de burada sadece şov yapıyorlar. Bıraksınlar, Vakıflar işini yapsın.
H.Ç. >> Burası için ‘yeşil alan olsun’ diye mücadele edenleri görünce, ‘ne de çevreciyiz’ dedim kendi kendime. Ulus Meydanı’ndaki, künefeciler önündeki o iki kocaman ağacı ‘hastalıklı’ diye parçalaya parçalaya keserken belediye ekipleri, kimsenin gıkı çıkmamıştı ama! Bu kısım ayrı da… Bence Vakıfların da, kurum olarak bir açıklama borcu var bu kente. Madem karar onlardan yana… Onlar da, ‘biz, bunu yapıyoruz’ desin. Bunu hepimize borçlular bence.
Y.P. >> Bina, çirkin bir binaydı, Allah var! Yıkmakta haklılar. Ama şu etrafını çevirme, kapatma işini bu kadar ciddiye aldıklarına göre, proje de iddialı ve kimsenin görmesini istemiyorlar. Kimi, eski Antakya’nın yapı modelinden bahsediyor. Kimi de son dönem moda olan Osmanlı mimarisinden. Selçuklu diyen de var, modern bir inşaat olacağından söz edenler de. Bu konuda tek konuşmayan ise Vakıflar’ın kendisi. Tamer Yazar