Üç büyük dine mensup insanların beraberce yaşadığı, inançların kardeş olduğu, bütün insanlığa örnek olacak bir dostluğun ve kardeşliğin kenti, Antakya. Burası da, bu kenti herkese anlatan bir ismi taşıyan yolun hali!
İmparatorların gözdesi, Antik Çağ’ın üç metropolünden biri, güzelliği ve halkının yaşadığı lüks hayatla dillere destan olmuş, Doğu’nun Kraliçesi, Havarilerin Hz. İsa’nın öğretisini anlattıkları, ona inananlara ilk kez “Hıristiyan” dendiği mukaddes kent…
Kadim toprakların Antakya’sını Prof. Ataman Demir’in ‘Çağlar İçinde Antakya’ kitabından okuyanlar bilir, şiir gibi kelimelerle çizilen şehrin resmini ve o resmin içinden akıp giden hikâyenin sihrini ama…
Sokakları, kendine özgü nitelikteki avlulu evleri, bunların içindeki yaşam biçimi, taş döşeli girift sokakları ile bu kenti görkemli kelimelerle anlatmış Çağlar İçinde Antakya’nın yazarının ismi çakılı duvarın olduğu sokağın hali, düşündürmeli mi? Biraz asfalt, biraz beton, çokça yama haldeki yolu, Kurtuluş Caddesi Restorasyon Projesi’ne dahil etmemek, düşündürmeli mi? Eski Antakya içinde proje üretenlerin, eldeki tabloda hala iyileştirme yapmaması, düşündürmeli mi? Tamer Yazar