Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Günay Güner

İsmail Hakkı Tonguç

Öğretmenlerin arasında bile İsmail Hakkı Tonguç’u tanımayanların çıkması çok acı. 19. yüzyılın sonuna doğru (1893), Bulgaristan’daki Silistre-Tataratmaca köyünde doğdu. Toplumsal kırılma dönemlerinden biri. Daha çocuk çağında üstün istenç (irade) göstermekteydi. Anası Vesile Hanımın da desteğiyle 1914 yılında yolun büyük bölümünü yürüyerek, önce İstanbul’a, ardından Kastamonu’ya gider. İstanbul’da ilk vardığı etkili terslenir. Aldatıldığı da olur. İkinci vardığı Maarif Nazırı Şükrü Paşa iyi biridir. (Hem de Osmanlı devrinde bu makamlara kendi ulaşır!) Memleketi Kastamonu’da Öğretmen Okulu vardır. Tonguç’u oraya gönderir. Beğenmezsen yine bana ulaşırsın, der. Çöllerde vahalar oluyor… Tonguç’un bu özgüvenidir ki yolunu açar. Türk eğitim devrimini yapacak insan hazırlanmaktadır. Onrası ne mi olur? Yurtdışı eğitim gezileri başlar. Çok önemli gözlemlerde, incelemelerde bulunur. Döner. Eskişehir’de öğretmenlik yaparken işgal başlar.

İsmail Hakkı Tonguç başarısıyla öncü duruma ulaşmıştır. Eski savaşçı asker Saffet Arıkan’la çalışır. En uyumlu birlikteliği özverili Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’ledir. Tonguç İlköğretim Genel Müdürüdür. İkisi de düşünürdür; özlerini uluslarına adarlar. Temeli Atatürk’le hazırlanan köy enstitüleri 17 Nisan 1940’taki 3803 sayılı yasayla kuruldu. Yaklaşık 9000 köyü gezdi Tonguç bu süreçte. Tümüyle Türk halkının gereksinimlerinden kaynaklanan özgün bir izlenceyle kurulan okullardı. Eleştirel, bilimsel eğitim verilir, eşzamanlı olarak Yücel’in önderliğinde Tercüme Bürosunca çevrilen, yayımlanan yüzlerce Doğu-Batı klasik yapıtı enstitülerde aralıksız, sevdayla okunur, sunumlar yapılırdı. Dünyada benzeri toktur. Biyoloji derginde konu edilen, incelenen varlıklara ilişkin belgelikler oluşturulurdu. Altı yıl gibi kısa süre yaşanan enstitü eğitimi sonucunda yüzün üzerinde yazar ve bilimci yetişti. Okullarda yaratılan okuma, kitap sevgisi izleyen onyılları (ta ki 1980 darbesine dek) besledi. Her öğrenci bir çalgı öğrenir, çalardı. Mandolin, bağlama, keman, piyano… Yetişen binlerce öğretmen ve sağlıkçı yurdun dört bir yanına ulaştı, kitaplıklar kurdu, köylüye destek oldu, yok gösterdi. Ne ki 1946’ya dek 21 köy enstitüsünün kurulmasıyla kalan bu eşsiz uygulama, ağa, tefeci, din bezirgânı, işbirlikçi sınıfları güçbirliğince, tıpkı bağımsız çiftçi yasasını engelledikleri gibi engellendi. CHP içinde güçlenen sağ kesimin tepkileri nedeniyle CHP’nin enstitüleri kapattığını savlayanlar iyi niyetli, nesnel değillerdir (kırklı yıllarda başka parti yok). 1946’da inişe geçirilen köy enstitüleri 1954’te DP tarafından, ağalarla anlaşılarak kapatıldı. Gerçek budur. Yücel dünya ölçeğinde bir düşünürken, Tonguç İsviçre’de yayımlanan Dünya Pedagoji Ansiklopedisi’ne alınan tek eğitimcidir.

24 Haziran 1960’ta aramızdan ayrılan İsmail Hakkı Tonguç yalnız ailesinin değil, ulusumuzun da büyük oğludur. Işıklar içinde uyusun.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER