Kadın cinayetleri, kadına şiddet olayları giderek artıyor.
Oysa ki, bu sayıların artacağına azalması gerekir idi.
Ama olmadı olamadı.
Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi’ne yeniden dönmek ve 6284 sayılı yasanın etkin bir şekilde
uygulanmasını sağlamak için gereken girişimler yapılmalıdır.
Bunun için susmamalı ve mücadele etmek zorunda olduğumuzu unutmamalıyız.
İşte bunları hatırdan çıkartmamak suretiyle adımlar atmalı ve o doğrultuda hareket etmeliyiz.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmakla nedenli yanlış yola saptığımız bir kez daha anımsatmak
istiyoruz.
Fedakarlık daima kadına düşüyor.
Kadından sonra sıra çocuğa gelir.
Çocuklar bazen eğitimlerinden bile fedakarlık etme durumuyla karşı karşıya kalıyorlar.
İşte böylece kısır döngü başlar. Biri diğerini takip eder.
Oysa ki, eğitimli bir toplumda bunların çoğu olmaz, olamaz.
Bu nedenle eğitime büyük önem vermeliyiz.
Eğer eğitilmiş bir toplum olursak bunların çoğuna rastlamayız. Rastlasak bile telafisi mümkün olan
bir sonuç ile karşı karşıya kalırız.
O halde çağdaş bir toplum için ne mümküne onu yapmaktan geri kalmamalıyız.
Böyle yaptığımız takdirde önümüz açık ve aydınlık olur.
Kadının yerini bilmeli ve ona göre hareket etmeliyiz.
Çocuğun yerini bilmeli ve ona göre adımlarımızı atmalıyız.
Eğitimin önemini bilmeli ve eğitimli bir toplum olmak için gerekeni yapmalıyız.
Çağdaş bir toplum olmak için gereken adımları atmalıyız.
Çağdaşlık için eğitim zorunludur.
Eğitim için öğretmenlere daha çok değer vermemiz gerekir.
İleriye, daima ileriye gitmeli, aydınlık günleri kaybetmeden var gücümüzle çalışmalı ve hedefe
ulaşmalıyız.
YORUMLAR