Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

İstanbul Sözleşmesi, İdeolojik/Politik Bir Metindir!

Bayrakdar, kadına şiddeti önleyelim derken, toplumun ahlaki değerleriyle oynandığına vurgu

Bayrakdar, kadına şiddeti önleyelim derken, toplumun ahlaki değerleriyle oynandığına vurgu yaptı.

Memur-Sen Hatay İl Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Hatay 1 Nolu Şube Başkanı İsmail Bayrakdar, Beyzade FM’in konuğu olarak yaptığı açıklamalarda, “kadına şiddeti önleyelim” derken toplumun ahlaki değerleriyle oynandığını söyledi, İstanbul Sözleşmesi’nin hukuki bir metin olmadığını, daha çok ideolojik/politik bir metin olduğunu bildirdi.
Belki iyi niyetle, kadına şiddeti önlemek maksadıyla bu sözleşmeye imza atıldığını söyleyen Bayrakdar, bu konunun, dünyanın ahlakını değiştirmek isteyen Rockefeller gibi küresel güçlere dayandığını savundu ve “Değeri olmayan toplumlar olsun istiyorlar. Dünyanın ahlakını bozmak istiyorlar. İstanbul Sözleşmesi, hukuki bir metin değildir. Daha çok, ideolojik/politik bir metindir. Bilinçli olarak bir ideolojiyi dayatmaya çalışıyorlar. Arkasındaki yapılar, LGBT derneklerini meşrulaştırma yoluna gidiyor. Doğuştan cinsiyeti kabul etmiyorlar. Cinsiyetini, kişi sonradan kendisi seçsin istiyorlar. Bu, kabul edilemez. Biliyoruz! Üçüncü bir cinsiyet biyolojik olarak yok. Bu durum, bir hastalık olarak kabul ediliyor. Biz, o insanların kınaması, toplum dışına itilmesi gibi bir düşünce içerisinde değiliz. Onların, tedavi yoluna gitmelerini isteriz.
Bu işin bir başka çarpıklığı da, ‘kadına şiddet’ diyorlar, ama Suriye’deki, Irak’taki, Doğu Türkistan’daki kadınlar şiddete uğruyor, zulüm görüyor, bombalar altında ölüyor! Akıllarına kadınlar gelmiyor. Sözleşmenin açılımlarına baktığımızda, kadını aileden, eşinden, çocuklarından koparmak olarak karşımıza çıkıyor. Bazıları, ‘metinde sizin söyledikleriniz yazmıyor’ diyor. Bir metinde, sizin ne anladığınızdan ziyade, o metinde ne amaçlanıyor öncelikle ona bakmamız lazım.
Avrupa’da da aileyi önemseyen bazı ülkeler var. Bu ülkeler, İstanbul Sözleşmesi’nin toplumda faciaya yol açacağını görünce vazgeçtiler. Biz de bir an önce vazgeçmeliyiz. Kadına şiddet gibi sorunları kendi değerlerimize uygun, kendi kültürümüz içerisinde çözebiliriz.
Unutmayalım ki, aileye dayanmayan bir toplum ayakta kalamaz. Güçlü toplum, sağlam aile ile inşa edilir. Bilinmelidir ki, bu kale yıkılırsa, varlığımızı tehdit eden hiçbir tehlikeye karşı koyamayız” dedi.
Meslek okullarının önemi anlaşıldı…
Nerede bir sıkıntı varsa koştuklarını belirten Bayrakdar, “Memur-Sen ve tüm bağlı sendikalar olarak, su sıkıntısı çeken tüm Afrika ülkelerinde su kuyusu açmaktan tutun, Doğu Türkistan, Filistin, Suriye gibi ülkelere, yine ülkemizde afet, deprem durumlarında şimdi de Koronavirüs sürecinde insanlığa hizmet etmeye çalışıyoruz.
Koronavirüs sürecinde de ‘Biz bize yeteriz Türkiye’ kampanyasına 1 Milyon TL, İHH, Kızılay, Deniz Feneri gibi yardım kuruluşlarına ve Ramazan’da yardım kolileri olarak işsiz kalan, işyerini kapatmak durumunda kalan, 65 yaş üstü ve ihtiyaç sahiplerine 2.5 Milyon TL bağışta bulunduk. Bu yardımlarımız arasında, özellikle meslek liselerimizi unutmadık. Özellikle, ilimizde de birkaç okulumuz maske, solunum cihazı ve dezenfektan üretiminde Türkiye geneli büyük öncü çalışma yaptılar. Onlardan 50 bin TL’lik maske alıp, sağlık çalışanlarımıza dağıtılmak üzere Sağlık Bakanlığı’na hediye ettik.
Özellikle şunun altını çizmek istiyorum. Bu süreçte, meslek okullarımızın ne kadar önemli olduğu görüldü. Bugünler, okullarımızın tekrar revaçta olduğu bir süreci beraberinde getirecek. Uzmanlar, her zaman bir çocuğun bir meslek edinmesi gerektiğini söyler. Öğrencilerimizin bunu değerlendirmesi gerekiyor. İleri yaşlarda meslek edindirmeye kalkarsınız, zorlanırsınız. Ağaç, yaşken eğilir” dedi.
Mehmet ÖZGÜN