Tüm Öğretmenler Birliği Sendikasından, İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesine tepki…
Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası (TÖB-SEN) Kadın Komisyonu adına Sevgi Paşa Albak, yaptığı açıklamada, İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesine sert tepki gösterdi, sözleşmenin yok sayılması ve kaldırılmasının kadına yönelik şiddeti teşvik edeceğine vurgu yaptı.
Özel olarak kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa sözleşmesi olma niteliğini taşıyan sözleşmenin, bugüne kadar Türkiye dahil Avrupa Konseyi üyesi 20 ülke tarafından onaylandığını belirten Albak, Türkiye’nin sözleşmeyi, imzaya açıldığı 11 Mayıs 2011 tarihinde imzaladığını, 14 Mart 2012 tarihinde ise onayladığını hatırlattı. Bu sözleşmenin kadına yönelik şiddetin kısmen de olsa önüne geçen ve kadın hakları konusunda kazanımları olan bir sözleşme olduğunu belirten Albak, “Ne var ki iktidarın kadını sosyal yaşamın içinde bile var olmasından rahatsız olan çevrelerin istekleri üzerinden önce sözleşme yandaş basın ve medya tarafından kötü bir sözleşme olduğu algısı yaratılarak tartıştırılmış ve maalesef gece yarısı bir kararname ile kaldırılmıştır. Sözleşmenin kaldırılmasından anladığımız iktidarın ve çevresinde mevzilenen cemaatlerin kadına yönelik şiddet konusunda rahatsız olmadıklarıdır. Oysa Dünya Ekonomik Forumu (WEF) 2020 Cinsiyet Eşitliği Raporu’nda Türkiye 153 ülkeden 130. sırada bulunuyor. Faili belli olmayan kadın cinayetleri dışında 2018 yılında 440 kadın,2019 yılında 474 kadın erkekler tarafından katledilirken 2020 yılında yine 300 kadın katledilmiş 171 kadında şüpheli şekilde ölü bulunmuştur. Ülkede çocuk istismarı, çocuk gelinleri vakası, kadın katliamları sıradan hale gelirken her bir olay haline gelmişken sözleşmenin maddelerini uygulamada daha kararlı olunması gerekirken iktidar ve ortağının kadına reva gördükleri kazanımlarının ellerinden alınmasıdır” dedi.
Sözleşme toplumu cinsiyetsizleştirmeyi amaçlamaz …
Albak, sözleşmenin amacı ve ne olmadığı konusunda şunlara değindi: “Sözleşmenin Amacı; kadınları her türlü şiddetten korumak, kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak, kadına yönelik her türlü ayrımcılığın kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınların güçlendirilmesi yolu dahil kadın ile erkek arasındaki temel eşitliği teşvik etmek; kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet mağdurlarının korunması ve bu mağdurlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politikalar ve tedbirler geliştirmek; kadına yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırmak amacıyla uluslararası işbirliğini teşvik etmek; kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti ortadan kaldırmak üzere bütüncül bir yaklaşım benimsemek amacıyla etkili işbirliğini sağlamak için kuruluşlara ve kolluk kuvvetlerine destek ve yardım sağlamaktır.
İstanbul Sözleşmesi Ne Değildir?; sözleşmenin feshedilmesi için ortaya konan tartışmalar, iddialar doğru değildir. Sözleşme aile kurumu hakkında görüş/fikir bildirmez. Sözleşme ithal değildir. Sözleşme tepeden inme değildir. Sözleşme toplumu cinsiyetsizleştirmeyi amaçlamaz. Sözleşme belli bir cinsiyet, cinsel yönelim hakkında kanaat/görüş/ikna sunmaz. Sözleşme cinsiyeti bozmaz. Sözleşme aile içi şiddeti artırmaz. Sözleşme, şiddeti ve kadın cinayetlerini çoğaltmaz.
Sonuç olarak; kadınlar ve erkekler arasında hukuki ve fiili eşitliğin gerçekleştirilmesinin kadına yönelik şiddeti önlemede anahtar bir unsur olduğunu benimseyen sözleşme, kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığı da yasaklamaktadır. Bu yüzden kazanım olan İstanbul sözleşmesi yok sayılamaz ve kaldırılması kadınlara yönelik şiddeti teşvik etmektir.” Mehmet ÖZGÜN